6-7 Eylul un utanci hep ustumuzde kaldi -
50 yil once Istanbul da yasananlarin canli taniklarindan biriyim. 14 yasindaydim. Ne oldugunu hic anlayamamistim. Ancak aradan yillar gectikce o olaylarin agirligini ve utancini hep tasimisimdir. T.C Devletinin sorumlulugu resmen kabullenip yagmaya katilanlari cezalandirdigi zarara ugrayanlari tazmin ettigi tek olay olmasina ragmen hala cogumuzun vicdanlarini sizlatir.
Hic unutamam.
1955 yilinin 7 Eylul sabahi Beyoglunda gorduklerim hala gozlerimin onundedir.
14 yasindaydim ve Galatasaray Lisesinin hazirlik sinifina yazilmak uzere Lise’ye gitmem gerekiyordu. Binbir zorlukla Beyoglu’na kadar gelebilmistim. Karakoy’den tunele cikinca sasirip kaldim.
Manzara dehset vericiydi.
Koskoca cadde iki tarafli vitrinleri yikilmis mallari yerlere dagilmis adeta bir savas alanini andiriyordu.Top top kumaslar kirtasiye esyalari sobalar avizeler ve daha neler neler... Magazalar bastan basa didik didik edilmisti. Perdelik tuller yerlerde surukleniyor ve insanlar ne bulurlarsa alip goturuyorlardi. Beyoglu caddesi koltuklarinin altinda radyolar lambalar tasiyanlardan birkac top kumasi yuklenmis olanlara onlarca erkek kadin elbisesi kaciranlara kadar bir mahser yeri gibiydi.
Cocuktum ve ne oldugunu tam anlayamamistim.
Dikkatimi ceken en ilginc nokta cogu dukkan parcalanip yagmalanirken diger bazi dukkanlara hic dokunulmamis olmasiydi. Baktim dokunulmayanlarin vitrinlerinde Turk bayraklari asilmisti. Yikilanlarin kapilarinda ise hep Rum isimleri vardi.
Capulcu kilikli insanlar kara sakalli ve hirsiz bakisli tipler etrafta dolasiyor ustu basi duzgunler ise dukkanlarin icine saklanmis bakiyorlardi.
Polis ve Asker adeta Yeter artik. Hadi aldiginiz aldiniz yaptiginizi yaptiniz artik gidin der gibilerdi. Hem mudahele ediyorlar hem de etmiyorlardi.
Bu manzaralar hala gozumun onundedir.
Aradan 50 yil gecmesine ragmen urpertiyle hatirlarim.
Ertesi gun gazetelere bakinca olayin buyuklugunu biraz daha iyi anladim.
Sadece Beyoglu degil Taksim Sisli gibi Rum kokenli vatandaslarin cogunluklu yasadiklari bolgelerdeki magazalar kiliseler hatta mezarliklar tahrip edilmis ve yagmalanmisti.Aralarinda bazi Yahudiler de vardi ancak asil darbeyi yiyenler Rumlardi.
Gazeteler evini veya isyerini kurtarmak isteyen bazi kisilerin ellerine bayrak alip Ne olur yapmayin ben Turkum Turk vatandasiyim diye saldiranlara yalvardiklarini yaziyorlardi.
Igrenc aci ve kucultucu bir durumdu.
Basta annem ve buyukler olaylari ayipliyor resmi cevreler Selanik’teki Ataturk’ un muzeye donusturulmus evine bomba konulmasina ve Kibris olaylarina halkin duydugu tepkiden” soz ediyorlar ve halkin galeyana geldigini acikliyorlardi.
O yillarda Erenkoy Ethem Efendi caddesinde otururduk. Etrafimiz Rum kokenli dostlarla doluydu. En iyi arkadaslarim onlardi. Birden bire evlerine kapandilar. Kimselerle konusmaz oldular. Bize de saldirirlarsa size gelebilirmiyiz?” diye soran Madam Eleni’yi hic unutamam. Kocasiyla islettikleri iki sandalyeli berber salonu paramparca edilmisti. Dehset icindeydiler. Annem bir hafta sureyle onlara yemek yolladi. Bizim evin bir odasini onlara acti.
Kucuk kafamda bir turlu cozemiyordum: Madam Eleni’ye neden saldirilsindi ? Onlardan ne istenebilirdi ki? Onlarin benden ne farklari vardi ki ?
Ben daha bu sorularin yanitlarini ararken mahallemizdeki Rum aileler yavas yavas baska yerlere tasinir veya Yunanistana doner oldular. 1963’ten sonra da tumuyle yok oldular. Istanbul’u terkettiler.
Beraberlerinde de onemli bir kulturu bir rengi farkli bir yasami da alip goturduler.
Bizleri kupkuru renksiz ve kavruk bir Istanbul’da kendi basimiza yapayanliz biraktilar.
Sonradan cok pisman olduk ancak cok gecti.
TURKIYE BU OLAYIN TUM SORUMLULUGUNU ALDI
6-7 Eylul olaylarinin unlu Derin Devlet’in bir kurgusu oldugunu cok sonra ogrendik.Siyasi otoritenin yesil isik yakmasiyla birlikte Kibris’taki gelismelerin BM’deki gorusmeleri sirasinda Turk diplomatlarin halk tepki gosteriyor diyebilmeleri icin planlanan ancak sonradan kontrolden cikip utanc verici bir yagmaya donusen olay Derin Devletin yuzune gozune bulastirip Turk ulusunu rezil ettigi bir suc konumuna girdi.
Ilginctir birkac yaralamanin disinda olum yoktu. Bir katliam degildi. Asagilik bir yagma ve korkutma hareketiydi.
Cok ilginctir 6-7 Eylul Ulus olarak hepimizi derinden lekeledi yaraladi.
Ayni zamanda bu yasananlar T.C Devletinin belki de ilk defa resmen sorumlulugunu kabul edip ozur diledigi ve zarara ugrayanlari tazmin ettigi tek olay olarak tarihe gecti.
21 Mayis ihtilalinden sonraki Yassiada durusmalarinda 6-7 Eylul en ince ayrintisina kadar incelendi sorumlular yargilandi ve cezalandirildi.
Tabii her zaman oldugu gibi Derin Devlet’ten hic soz edilmedi. O isin icinden siyrilip kurtuldu. Birkac capulcu ile birkac ilgili ilgisiz sivil ve siyasi cezalandirildi.
Sonraki yillarda 6-7 Eylul konusu acildiginda hep utanc duymusumdur ve Uluslararasi toplantilarda magdurlardan ozur dilemisimdir.
6-7 Eylul olaylari sirasinda Turklugumuz ayaklar altina alinmisti. Iste o zaman anladim ki bu tip olaylari kinamadigimiz magdur duruma dusenlerden ozur dilemedigimiz surece de kendimizle gururlanamayiz.
Ozur dilemek buyukluktur. Kendine guvenmektir.
Kucukluk kaba kuvvet kullanarak zayiflari ezmek dili dini veya kulturunden dolayi ayirimcilik yapmaktir.
Sizi bilemem ancak ben Erenkoydeki komsumuz Madam Eleni’ den ozur diliyorum.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com