Dusunmeye davet: Milas -
Hitler deneyimi insanligin irkciligi yiginlara yonelik makro olcekli bir eylem bicimi olarak tanimlamasina neden oldu. Bugun dunyanin belirli bir bolgesinde irkciliktan soz ettigimizde genis kitlelere yansiyan bir olumsuz ayrimcilik pratigini belirli bir kulturel kimlige karsi bilerek islenen insanlik suclarini kastediyoruz.
Oysa irkcilik mikro’ olcekte beyinlerimizin icinde gundelik akil yurutmelerimizin parcasi olarak da epeyce kullaniliyor. Ornegin birkac ay once AB Uyum Komisyonu’nun Ermeni meselesini’ tartismaya actigi toplantida deneyimli bir milletvekilimiz Mavi Kitap’taki belgelerin yalan oldugunu; cunku bunlarin buyuk cogunlugunun misyonerler tarafindan yapilmis gozlemleri aktardigini soylemisti. Cevremizde yapacagimiz ufak bir sorusturma muhtemelen bu yarginin hic de yadirganmadigini ortaya koyacaktir. Cunku sozkonusu bakis icimize o denli islemis durumdadir ki bize benzemeyenlerin bizim lehimize herhangi bir tavir icinde olmalari veya beyanda bulunmalari gercekci gelmeyebilmektedir... Ne var ki bir kisinin salt kimliginden hareketle kategorik olarak yalan soyledigi onermesi milliyetciligi de asarak irkciliga yelken acan bir egilimin ifadesidir.
Irkciligin gozlemledigimiz buyuk tarihsel olaylardan ziyade kafamizin icindeki neredeyse dogallasmis yargilarda aranmasi geregine iliskin en ufuk acici durtulerden biri Herkul Milas’in 5 Nisan tarihli Tarih ve Trajedi Uzerine’ baslikli yazisiyla onumuze gelmisti... Yazinin ufuk aciciligi kuramsal yonunun derinliginde degil tam aksine konunun son derece basit ve insani bir cerceve icinde sunulmasindaydi. Once 1014 yilinda Bizans Imparatoru 2. Basil’in baskaldiran Samuel’in ordusuna yaptiklarini aktaran Milas; ardindan Yunan resmi tarih yaziciligi acisindan 1821 Musluman katliaminin da ayni bicimde gecistirilerek’ ele alindigini belirtmekteydi: Hakli ayaklanma kacinilmaz intikam bazi asiriliklar’ yasal savunma donemin alisilan pratigi gibi aciklamalarla vahset baska boyutlar edinir: Tarihî bir olay’ olur ve gercekcilik adina duygular da kontrol altina alinir.
Diger taraftan yureklerin sogutulmasi yasanmis gercekligi degistirmese de Milas’a gore bu olaylar irkcilik degildir. Cunku oldurenler irk algilamalarina gore yola koyulmadilar amaclari bir irki yok etmek degildi. Devleti kurtarmak ya da capul gibi amaclar egemendi o yillarda.” Ote yandan Milas olayin ardinda irkci bir durtunun olmamasinin olanlari bir bakima daha iyi’ kilmadigina da dikkat cekmekte... Ancak asil vurgulanmasi gerekenin gecmiste yasananlardan ziyade bizim o yasananlara nasil baktigimiz oldugu makalenin ozunu olusturmakta. Irkcilik... bu eski olaylarin bugunku yorumunda gorulebiliyor... Eski olaylarin gormezlikten gelinmesi bugunun insaninin eski olaylarda kendini (ya da karsi ulusu) sorumlu gormesinde aramaliyiz irkciligi.” Milas’a gore irkcilik kusaklar arasindaki bu bire bir iliskinin algilamalarda yasamaya devam etmesidir: ... Kisi olarak ilgisiz oldugumuz olaylarin avukatligina soyunmak irkcilikla aciklanmazsa (buna) baska ne anlam verilebilir?”
Milas’in analizinde iki carpici nokta hemen dikkat cekmekte: Birincisi kisinin kendisiyle ilgisi olmayan bir olaydan oturu olaydaki ozne ile arasinda kimlik bagi kurarak kendini suclamasi da bir tur irkciliktir. Cok daha zararsiz olsa ve hatta genelde psikolojik acidan olumlu sayilsa bile. Bu gozlem bizi ikinci noktaya getiriyor: Irkciliktan kurtulma ve sagduyulu algilama kendi kimligine karsi mesafe almayi ima eder. Tam da bu nedenle irkci bir entelektuel’ olamayacagi gibi irkcilikla dirsek temasi icinde olan ideolojilerden de gercek fikir adamlari cikmaz.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com