Fener Rum Patrigi Bartholomeos vakiflar burokrasisi nedeniyle cok gec acabildikleri Manastir Cocuk Kampi nin acilis konusmasinda sunlari soyluyor: Uzgunuz cunku cocuk kampi cocuksuz aciliyor. Vakiflar Genel Mudurlugu Buyukada daki yetimhanede oldugu gibi bu malimiza da el koymak istedi. Bazi hususlarda kotu niyet var. Rum vatandaslar 120 bindi simdi 2 bin kaldi. Durup dururken insan evini barkini birakip gitmez... Bu konusma uzerine Basbakan Yardimcisi Mehmet Ali Sahin den yanit geliyor: Patrik sinirlarini asiyor. Gazeteler bu haberi su basliklarla veriyor: Patrik cizmeyi asti Papaz haddini asti Patrik siniri asiyor . Mehmet Ali Sahin in Ortodoks dunyasini temsil eden bu din adamina karsi yersiz ve yakisiksiz uslubu gazetelerce daha da ileri tasiniyor. Devlet yoneticisinin tebaasi patrige karsi siniri asma uyarisi azinlik vakiflari Muslumanlarin kurdugu vakiflardan daha fazla ayricalik istiyor ve mazbut vakif kapsamina alinan Musluman vatandaslarin vakiflari azinliklarin kat kat uzerindedir aciklamalariyla taclaniyor. Azinlik vakiflarina karsi yillardir yapilan haksizliklar yetmezmis gibi Basbakan Yardimcisi ndan da dinsel ve milliyetci bir gozdagi geliyor: Siniri asma! Basbakan Yardimcisi nin Ortodoks Gregoryen Suryani Musevi azinlik vatandaslar icin bictigi sinir ne? Musluman ve ateistlerin siniri nerede? Yoksa hepimizin siniri Sahin in iki dudaginin arasinda iktidarinin ellerinde mi? Peki Bartholomeos un sozunu ettigi 120 binken 2 bin Rum kaldik meselesi ne olacak? Evini barkini birakip gitmek zorunda kalan Rumlarin siniri neresi? Sahin bu sinir meselesini aciklasin! Aciklasin da hepimiz ogrenelim! Vicdani retciler acikliyor 27 Ekim 2001 gunu bir basin aciklamasiyla sesinin ulastigi her yere vicdani reddini aciklayan Mehmet Tarhan oldurmeyecegini olmeyecegini tam da bu yuzden kimsenin askeri olmayacagini soyledi. O bir escinseldi ve kendisine bir hak olarak sunulan curuk raporunu da devletin kendi curuklugu olarak gordugunu belirtti. Turkiye vicdani retcilik diye bir statu tanimadigi icin Mehmet in durumunu da hukuki anlamda olagan bir asker kacakligi olarak goruyordu. Ancak Turkiye de aralarinda bizim de bulundugumuz vicdani ret aciklayan yaklasik 70 kisiye uygulanan gormezden gelme politikasi 8 Nisan 2005 gunu bir kazaya ugradi. 8 Nisan gunu Mehmet in tutuldugu Izmir Askerlik Subesi nde herhangi bir evraki imzalamamasi uzerine Mehmet once Tokat a askeri birlige sevk edildi. Oradan da Sivas Askeri Cezaevi ne. Muebbetin rotasi boylece cizilmis oldu. Vicdani retci oldugunu daha once ve bircok durumda tekrarlamasina ragmen Mehmet toplu erat onunde emre itaatsizlikte israr ile yargilanmaya baslandi. Idare tarafindan kiskirtilan mahkûmlarin saldirisina ugradi santaj ve tehditlere maruz kaldi. Acikca beyan etmesine ragmen cinsel kimligi merak edilip muayeneye zorlandi. 10 asker uzerinde tepinerek sacini ve sakalini kesti. Tek basina hucreye hapsedildi aclik grevine basladi. Bu ahvalde katildigi davasinin ucuncu durusmasi 9 Haziran da goruldu. Mehmet bu durusmada tutuksuz yargilanmak uzere tahliye edildi. Adi israrla asker olarak anildigi icin tekrar askerlik subesine oradan birlige ardindan da cezaevine gonderildi. Bu arada taleplerinin nispi olarak yerine getirilmesi neticesi aclik grevini 28. gununde birakti. 12 Temmuz da gorulen durusmasindan bir gun once emirlere uymadan uzamis sac ve sakali tekrar darp edilerek kesildi. 28 gunluk aclik grevi fiili olarak sona ermis gibi gorunse de her yemek saatinin piyade er ler icin olmasi ve emir sofralari kurulmasi uzerine Mehmet yemek almayi reddediyor. 12 Temmuz durusmasinda ilk dosyanin da gorulecegi 4 Agustos a ertelenerek ayni gerekceli iki dava birlestirildi. 15 gunu askin bir suredir disiplin cezasi nedeniyle hucrede tutulan Tarhan in durusmasinda tahliye karari verilmedi dava 10 Agustos a ertelendi.