1908 Devrimi nin karanlik yuzu -
Tarihci Aykut Kansu nun muhafazakâr tarihciligimizin bize unutturmaya calistigini soyledigi 1908 Devrimi yazisi insanda gayri resmi tarihin resmi tarihi tadi birakiyor. Bu donem baska seylerin yanisira siyasal Turkculugun zirvelerinden biriydi
Turk modernlesmesini III. Selim le ya da 1839 da Abdulmecid in tahta gecmesiyle baslatanlar da vardir 1876 da l. Mesrutiyet in ilani ile baslatan da. Gecen hafta bu sutunlarda yazan Sayin Aykut Kansu icin baslangic 23 Temmuz 1908 de II. Mesrutiyet in ilani idi. Gercekten de bu olay siyasal Turkculuk hareketinin zirvelerinden birini olusturur. Nitekim katilan 61 kisiden 34 unun Ittihatci oldugu bilinen Erzurum Kongresi nin 23 Temmuz da (1919) baslatilmasi da bu tarihin Turk milliyetciligi acisindan sembolik onemine isarettir. Yazarin muhafazakâr tarihciligimizin bize unutturmaya calistigi olay olarak andigi 1908 Devrimi ni mujdeleyen olaylardan sadece 1906 da baslayan vergi ayaklanmalarindan soz etmesi daha onceki donemlere tek bir atifta bulunmamasi (hatta Abdulhamid doneminde baslayan liman ve demiryollari insasini 1908 sonrasina koymasi) ele aldigi doneme iliskin tek bir kotu olayi tek bir yanlisi tek bir zaafi kaydetmemis olmasi yazidan geriye gayri resmi tarihin resmi tarihi tadi kalmasina neden oldu.
Bilindigi gibi o tarihlerde Turk burjuvazisi henuz yeterince palazlanmadigindan onlar adina devrimin onculugunu Tibbiye Harbiye ve Mulkiye de egitim goren Balkanlarda cetecilik tecrubesi edinen asker-sivil aydinlar yuruttu. Evet ulke padisahin mutlakiyetci yonetiminden kurtuldu ama kendini diger etnisitelerden ustun goren millet-i hakime adina gostermelik bir meclis ve ordudan aldigi destekle ulkeyi istedigi gibi yoneten Ittihad ve Terakki Firkasi nin (ITF) sultasi altina girdi. Yani daha isin basinda musavat (esitlik) anlayisindan sapildi. Dahasi Dersim mebusu Lutfi Fikri Bey in dedigi gibi ITF siyasi parti gorunumu altinda hukumete zahir olan bir kalabalikti ve bu sozde partide ipler Enver Talat Cemal Pasalar Halil (Mentese) Bey Bahattin Sakir Dr. Nazim ve Cavid Bey den olusan kligin elindeydi. (l. Dunya Savasi na girme karari ilk dort adam tarafindan partiye hukumete ve Padisah a danisilmadan alindi.)
Derin devlet mirasi
Hurriyet dusturu da cok yasamadi. 16 Agustos 1909 da muhalif komitelerin ozgurluklerinin nerede bittigini gosteren cemiyetler kanunu 17 Haziran 1909 da toplanti ve gosterilere sinir koyan kanun 23 Temmuz 1909 da -yazarin ima ettiginin tersine- basin ozgurlugune sinir cizen matbuat kanunu sik sik basvurulan sikiyonetimler Hasan Fehmi Ahmet Samim Zeki Bey gibi muhalif gazetecilerin faili mechul cinayetlere kurban gitmesi ozgur dusunceyi hacir altina aldi. Yazarin ulkede hakim muhafazakâr egilimler karsisinda kacinilmaz oldugunu ima ettigi 1912 tarihli Sopali Secimler ile 23 Ocak 1913 de Kamil Pasa hukumetinin silah zoruyla iktidardan dusurulmesi ise ITF nin zorbalik ve tepeden inmeciliginin nisanesi oldu. Darbeden sonra Kahire ye Ingilizlere dert yanmaya giden Kamil Pasa ya Lord Kitchener bu isin uzun surmeyecegini soyledi ancak ITF l. Dunya Savasi nin sonuna kadar iktidarda kalmayi basardi. Bu basarinin ardinda Enver Pasa nin emrindeki Teskilat-i Mahsusa adli istihbarat orgutu yatiyordu. Orgutun uye sayisi 1916 yilinda 30 bin kisiye ulasti. Davadan donenler fedai kursunlariyla oteki dunyaya gonderildi. Sonuc olarak Ittihad ve Terakki nin damgasini vurdugu 1908 Devrimi nin gunumuze biraktigi ilk miras halka guvenmeyen aydinlar siyasete mudahaleye hak goren askerler darbecilik faili mechuller ve derin devlet gelenegi oldu.
Ittihatcilarin gunumuze biraktigi bir diger miras ise ic dusman kavramiydi. Ahmed Bedevi Kuran a gore (ITF) Merkezi Umumi(si) nazarinda Bulgarlar Sirplar Rumlar ve Ermeniler memleket dusmani;
Arap Arnavud ve Kurtler vatan haini idiler. Muhalefet eden Turkler ise para ile satilmis birer metadan baska bir sey degildi. Teskilat-i Mahsusa lideri Kuscubasi Esref e gore gayrimuslimler dahili tumorlerdi. Bu durum Osmanlinin cok kulturlu millet sisteminden radikal bir kopusun isaretiydi. Yani artik uhuvvet (kardeslik) soz konusu degildi. Gun yoktan bir Turk ulusu yaratma gunuydu. Halbuki siyasi Turk milliyetciliginin bayraktari Yusuf Akcura Osmanli Turklerinin en aydin tabakalari dahi Turklerin nerelerde yasadiklari nasil gecindikleri nasil konustuklari ne dusundukleri neler yaptiklari ve yapmak istedikleri hakkinda saglikli bilgi sahibi degildir. Hatta cogumuz icin Turklugun hududu Ankara ve Konya nin pek otesine gecmez demisti. Soz konusu etnik gruplar ozerklik ya da bagimsizlik talep ettikleri icin devleti zengin olduklari icin Musluman Turkleri rahatsiz ediyordu. 1909 da Adana da Musluman ahalinin Ermenilerin ev ve isyerlerini yagmalamasi bu kiskancligin sonucu oldu. Olaylari bastirmak icin sehre giren III. Kolordu piyadeleri de yagmaya katildi ve 21 bin Ermeni hayatini kaybetti. Meclis in istegi uzerine bir rapor hazirlayan Tekirdag mebusu Hagop Babikyan En derin uzuntulerimle eklemek zorundayim ki Ittihat ve Terakki uyeleri Adana katliaminin orgutlenmesinde ve uygulanmasinda yer almislardir dedi. Ziya Gokalp Dusmanin ulkesi viran olacak/Turkiye buyuyup Turan olacak derken hakli gorunuyordu. Tam burada Aykut Kansu nun Turkiye deki pazarin mutlakiyetci donemdeki parcali yapisi degistirilmisti deyip gectigi donusumun ne mene bir sey olduguna bakalim.
Ilk surgunler
Fransiz tarihci E. Driault a gore 1910 dan itibaren Genc Turkler butun Imparatorlukta Rum mali ve Rum tuccari avina basladi... Rum reayayi ezmek ve butun Imparatorlukta Rum ticaretini oldurmek soz konusuydu. Konsolos Auguste Boppe Paris e gonderdigi bir raporda Rumlara duyulan nefret en yuksek noktaya ulasmistir. Rumlari artik gormek istemiyorlar onlari Turkiye nin olume dek dusmani sayiyorlar diyerek durumun ciddiyetine isaret etti. Gerginligin gorunurdeki nedeni Girit in Yunanistan la enonis e gitmesiydi. Mehmed Emin Yurdakul un Ben bir Turkum dinim cinsim uludur/Sinem ozum ates ile doludur/Insan olan vataninin kuludur/Turk evladi evde durmaz giderim diye halki galeyana getirdigi bu gergin ortamda Gavur Izmir in camilerinde hocalar gayrimuslimlerden mal alinmasini boykot icin vaaz vermeye basladilar. Geceleri Rum dukkânlari renkli boyalarla isaretlendi. Yerli-yabanci tum kurumlara Rum calisanlari isten cikarma emri verildi. Hizla milli burjuvazi yaratiliyordu. (Grevi yasaklayan Tatil-i Esgal kanunu iki yil once cikarilmisti.) ABD Buyukelcisi Morgenthau olayi soyle yorumlar: Turkler... butun Hiristiyanlara karsi yalniz Kucuk Asya da degil Istanbul da da resmi boykota giristiler... Bu boykotu Turkiye nin tepetaklak [giden] milli duzeninin belirtisi saydim. Zira bir millet kendi uyruklarina karsi ticari boykota girisiyordu.
Iki yil sonra Dunyaya dehset veren Osmanlilariz/ Yasasin ordu yasasin harp/Filibe ye hucum! Sofya ya hucum! nidalariyla girilen Balkan Savasi birakin ganimet elde etmeyi buyuk insan ve toprak kayiplari ile bitince cogu Rumeli kokenli olan Ittihatci onderler soka girdi. Kulagina kupe olsun/Ey Musluman kendini hic avutma/Yuregini oc almadan sogutma ogutleri Ittihatcilarin Anadolu yu yenilginin suclusu gordugu gayrimuslim unsurlardan temizleme kararini verdiklerini gosteriyordu. Amac hem ulkeyi somurdukleri dusunulen gayrimuslimlerin zenginliklerinin uzerine konmak hem de bosalan yerlere Balkan Savasi magduru Muslumanlari yerlestirmekti. Teskilat-i Mahsusa nin kurulmasiyla ilk adimlar Ege de atildi. Celal Bayar in dedigine gore 1914 e kadar bolgedeki 130 bin Rum zorla Yunanistan a ve Adalara goc ettirildi. Ayni donemde Dogu illerinden ilk Ermeni Suryani Arap surgunleri basladi. Bunu 1915-16 da Ermeni tehciri 1916 da ikinci Rum tehciri izledi. Kinik Bergama Dikili Ayvalik Musluman gocmenlere tahsis edildi. Cemal Kutay a gore Kuscubasi Esref Ege mintikasindaki Rum-Ermeni nufusun 1 milyon 150 binini surmustu. Kalan Rumlar aynen Dogu daki Ermeniler gibi amele taburlarinda telef oldular. Yunanlilar 1919 da Ege yi isgal ederek bunun intikamini alacaklarini dusunduler. Sonuc daha buyuk bir yikim oldu. Velhasil bunlar ve nicesi Aykut Kansu nun belirttigi gibi siyasi kulturumuze damgasini vuran 1908 Turk Devrimi nin karanlik yuzunu olusturdu
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com