Uyelik muzakereleri zamanında başlasa bile Turkiye nin ulusal gururundaki incinme muhtemelen daha da derinleşecek. Her ne kadar adına muzakere dense de aslında oyle değil. Ulusal yasalarını AB kurallarına adapte etme yukumluluğu tamamen Turkiye nin omuzlarında olacak. Sadece yasaların uygulanmasında gecici gecikmeler konusunda taviz verilecek. Bu surecte Kıbrıs son derece hassas bir mesele olarak one cıkacak. Askerlerini Kıbrıs ta tuttuğu surece Turkiye nin Avrupa kulubune katılımına izin verilmesi duşunulemez. Ancak cekilme ulusal bir yenilgi olarak gorulecek. Bir başka patlayıcı talep ise Turkiye nin doğudaki Ermenistan sınırını tekrar acması ve Turklerin 1915 te Ermenilere soykırım uyguladığına dair mazisi derinlere uzanan suclamaya yonelik objektif bir soruşturmaya izin vermesi olacak. Bu konu Ankara da fiilen bir tabuyken Fransa ve diğer AB ulkelerinde buyuk bir siyasi mesele niteliği taşıyor. Bir kamuoyu yoklamasına gore Turk nufusunun yuzde 75 i AB uyeliğini desteklediğini soyluyor fakat yuzde 80 i bunun ulusal egemenliğin kaybı anlamına gelmesi halinde hic memnun olmayacağını belirtiyor. Egemenliğin bir kısmının Bruksel e devredileceği fikri secmenlerden rağbet gormuyor. Yani bu durum Turk halkı uzerinde sert bir şok etkisi yapabilir.