Turklerle Ermenilerin Barısmasına Katkı -
Almanya Parlamentosu nun onergesi butun partilerin imzasını tasıyor: Jon Turk Hukumeti nin Anadolu da Ermenilerin neredeyse tamamen katledilmesine yol acan girisimlerinden Alman İmparatorlugu nun oynadıgı yuz kızartıcı rolden de uzuntu duymaktadır.
SPD (Sosyal Demokrat Parti) CDU/CSU (Hıristiyan Demokrat Birlik ve Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri) Bundnis 90/Die Grunen (Birlik 90/Yesiller) ve FDP (Hur Demokrat Parti) gruplarının Onergesi
1915 yılında Ermenilere uygulanan surgun ve katliamların hatırlanması ve anılması - Almanya Turklerle Ermenilerin barısmasına katkıda bulunmalıdır
Federal Meclis tarafından alınması onerilen karar:
Almanya Federal Meclisi Ermeni halkının birinci Dunya Savası sırasında ve oncesinde hedef olduğu siddet katliam ve surgunun anısı onunde eğilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu doneminde Jon Turk Hukumeti nin Anadolu da Ermenilerin neredeyse tamamen katledilmesine yol acan girisimlerinden uzuntu duymaktadır. Federal Meclis Ermenilerin organize bir sekilde surgun edilmeleri ve katledilmeleriyle ilgili kapsamlı bilgilere rağmen bu korkunc olayları durdurmaya tesebbus dahi etmemis olan Alman İmparatorluğu nun oynadığı yuz kızartıcı rolden de uzuntu durmaktadır.
Federal Meclis bu olayları anarak zor kosullarda ve donemin hukumetine direnerek Ermeni kadınlarının erkeklerinin ve cocuklarının kurtarılması icin sozle ve eylemleriyle caba sarfeden tum Almanların ve Turklerin onunde saygıyla eğilmektedir. Ozellikle kararlılıkla ve etkili bir sekilde Ermeni halkının kurtulması icin mucadele eden Dr. Johannes Lepsius anısı canlı tutulmalı ve Ermeni Alman ve Turk halkları arasındaki iliskilerin iyilistirilmesi amacıyla gelistirilerek korunmalıdır.
Almanya Federal Meclisi kendi uzun deneyimlerine dayanarak kendi gecmisinin karanlık yonleriyle yuzlesmenin her millet icin ne kadar zor olduğunun bilincindedir. Ancak aynı zamanda gecmisin durustce ele alınması gerektiği ve bunun barısma icin en onemli temel olduğu inancını da tasımaktadır. Bu ozellikle Avrupa nın her milletin tarihinin karanlık yonlerinin acık bir sekilde ele alındığı anımsama kulturu cercevesinde gecerlidir.
Federal Meclis bu bağlamda Osmanlı doneminde meydana gelen olayların Turkiye de gunumuzde kapsamlı bir bicimde tartısılmasının halen mumkun olmamasını ve Turk tarihinin bu bolumuyle ilgilenmek isteyen bilim adamlarının ve yazarlarının ceza takibatına uğramalarını veya kamuoyunda karalanmalarını uzuntuyle karsılamaktadır. Ancak Federal Meclis aynı zamanda Turkiye nin Avrupa nın daha once sozu edilen anımsama kulturu anlamında bu konuyla daha fazla ilgilenmeye basladığı yonunde olumlu isaretler gormektedir. Bunun bazı ornekleri sunlardır:
* Turkiye Buyuk Millet Meclisi ilk defa Ermeni asıllı Turk vatandaslarını Ermenilere karsı islenen suclar ve Turk-Ermeni iliskileri hakkında gorusmelerde bulunmak icin davet etmistir.
* Viyana da Turk-Ermeni Kadınlar Diyaloğu gerceklesmistir.
* Turk ve Ermeni tarihciler arasında ilk temaslarla belgeler konusunda karsılıklı bir değis tokus baslatılmıstır.
* Basbakan Erdoğan Ermeni Patriği Mesrob ile birlikte İstanbul da Turkiye nin ilk Ermeni muzesinin acılısını yapmıs Turk ve Ermeni tarihcilerinden olusan ikili bir komisyonun kurulmasını kamuoyunda onermistir.
Ancak bu bağlamda 25 -27 Mayıs 2005 tarihlerinde uluslararası duzeyde saygın Turk bilim adamlarının katılımıyla İstanbul duzenlenmesi ongorulen Ermeni Konferansı nın Turk Adalet Bakanı tarafından engellenmesi ve bu bilim adamlarının Turk Hukumeti nin gorusune ters dusen fikirlerinin Turk milletinin arkadan hancerlenmesi anlamına geldiği seklinde karalanması Almanya Federal Meclis inde derin bir endise uyandırmıstır. Basbakan Erdoğan ın ortak bir Turk-Ermeni tarihci komisyonunun kurulması yonundeki onerisi sadece ozgur ve herkese acık bir tartısma temelinde uygulanması durumunda basarılı olabilir.
Ermeni halkına karsı islenen sucların yok sayılmasında katkısı bulunan Almanya da kendi sorumluluğuyla yuzlesmek durumundadır. Bunun icin gecmisin actığı ucurumları asarak barısma ve anlasmanın yollarını aramaları konusunda Turklerle Ermenileri desteklemek de bu sorumlulukların bir parcasıdır.
Almanya nın iki buyuk kilise orgutu Turkiye den gelen Ermenilerin entegrasyonu icin uzun suredir caba sarfetmektedir. Burada olusan Ermeni cemaatleri bulusma ve anma imkanları sunmaktadır. Ozellikle Almanya da Turkiye den gelen cok sayıda Musluman Turk un yasaması nedeniyle gecmisi gozonunde bulundurmak ve boylece barısmaya katkıda bulunmak onemli bir gorevdir.
Bu tarihi olayları sorgulamak simdiki zaman icin de doğrudan onem tasımaktadır. Turkiye Cumhuriyeti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasındaki iliskilerin normallesmesi gunumuzde butun bolgenin geleceği acısından cok onemlidir. Her iki tarafın AGİT ilkeleri anlamında guven olusturucu onlemler alması acil bir gerekliliktir. Orneğin Turkiye sınırını acarak Ermenistan ın tecrit durumunu sona erdirebilir ve diplomatik iliskilerin baslatılmasına katkıda bulunabilir.
Almanya Turkiye ve Ermenistan arasındaki iliskilerde oynadığı tarihi rol nedeniyle gunumuzde Avrupa Birliği nin komsuluk girisimleri cercevesinde ozel bir sorumluluğa sahiptir. Hedef Ermenistan ile Turkiye arasındaki iliskilerin normallesmesinin ve iyilesmesinin mumkun kılınmasına ve boylece Kafkasların istikrara kavusmasına katkıda bulunmak olmalıdır.
Federal Eyaletler anma girisimlerine onemli bir katkı sağlayabilirler. Ermenilere uygulanan surgun ve katliamların ele alınmasının 20. yuzyılda etnik sorunların tarihinin ele alınmasının bir parcası olarak Almanya da gerceklestirilmesi eğitim politikalarının gorevidir.
Almanya Federal Meclisi Federal Hukumeti
* konuyu ele alarak barısmayla ve tarihi sucun affedilmesiyle Turklerle Ermeniler arasında bir telafinin sağlanmasına katkıda bulunmaya
* Turkiye de parlamentonun hukumetin ve toplumun gecmiste ve gunumuzde Ermeni halkına yonelik olarak oynadığı rolunu kayıtsız sartsız sorgulaması icin girisimde bulunmaya
* Turk ve Ermeni bilim adamlarının yanısıra uluslararası uzmanların da yer aldığı bir tarihci komisyonunun olusturulması icin girisimde bulunmaya
* kamuoyunun sadece bu konudaki Osmanlı İmparatorluğu nun belgelerine değil aynı zamanda Alman Dısisleri Bakanlığı nın arsivinden Almanya nın Turkiye ye verdiği belgelerin fotokopilerine de ulasabilmesini sağlamaya
* İstanbul da planlanan ve devlet baskısı uzerine ertelenen konferansın fiilen gerceklesmesi icin girisimde bulunmaya
* Turkiye de ozellikle Ermenilerin akibeti konusunda da olmak uzere fikir ozgurluğunun teminat altına alınması icin girisimde bulunmaya
* Turkiye ile Ermenistan ın devletler arası iliskilerini normallestirmeleri konusunda yardımcı olmaya
cağırmaktadır.
Berlin 15 Haziran 2005
Franz Muntefering ve Parti Grubu
Dr. Angela Merkel Michael Glos ve Parti Grubu
Katrin Goring-Eckardt Krista Sager ve Parti Grubu
Dr. Wolfgang Gerhardt ve Parti Grubu
Gerekce:
90 yıl once 24 Nisan 1915 tarihinde Osmanlı İmparatorluğunu yoneten Jon Turk hareketinin emri uzerine İstanbul un siyasi ve kulturel Ermeni eliti tutuklanarak ulkenin ic kesimlerine surulmus ve buyuk coğunluğu katledilmistir. Bu tarih dunyanın her yerindeki Ermeniler icin Osmanlı İmparatorluğu nun tebaası olan olan Ermenilere uygulanan ve 19. yuzyılın sonlarında baslayarak 1. Dunya Savası sırasında artarak devam eden surgun ve katliamları anma gunu olarak kabul edilmistir.
Osmanlı ordusunda silah altına alınan Ermeni askerleri Osmanlı İmparatorluğu nun savasa girmesiyle calısma taburlarında toplanılarak coğunlukla katledilmislerdir. Kadınlar cocuklar ve yaslılar 1915 ilkbaharından itibaren Suriye collerinde olume gonderildiler. Surulenlerden yolda henuz katledilmeyen veya olmeyenler en gec Deir ez ZÔr bolgesindeki colde bulunan insanlık dısı kamplarda aynı kaderi paylastılar. Katliamlar bu amac icin olusturulan ozel birimlerce de gerceklestirildi. Bu uygulamaya karsı gelen ustduzey Turk devlet memurlarına ve Osmanlı parlamentosundan gelen elestiriler Jon Turk rejimi tarafından siddetle bastırılıyordu. Hıristiyan Ermenilerin surulduğu bircok bolgeye Kurtler ve Balkan savaslarının Musluman multecileri yerlestirildi. Aynı zamanda basta Arami/Suryani ve Keldani Hıristiyanlar olmak uzere baska Hıristiyan halk grupları ve bazı Muslumanlar da surgun ve katliamlara maruz kaldılar.
Surgun ve kitlesel katliamlarda tarafsız hesaplamalara gore 1 milyondan fazla Ermeni hayatını kaybetmistir. Cok sayıda tarafsız tarihci parlamento ve uluslararası kurulus Emenilerin surgun edilmesini ve katledilmesini soykırım olarak tanımlamaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu nun yasal halefi olan Turkiye Cumhuriyeti olgulara rağmen bu olayların planlı bir sekilde duzenlendiğini ya da surgunler esnasında meydana gelen kitlesel olumlerin ve katliamların Osmanlı hukumeti tarafından amaclandığını gunumuze kadar reddetmektedir. Cok sayıda Ermeninin hem 1878 yılında hem 1914/15 yıllarında Rusya nın yanında Turkiye ye karsı mucadele etmis olması ve Ermenilerin Birinci Dunya Savasında da Osmanlı İmparatorluğu na ihanet edebilecekleri tehlikesi Ermenilere karsı uygulandığı kabul edilen sertliğe gerekce olarak gosterilmektedir. Turkiye nin diğer mazeretleri Turk tarafınca uygulanan surgune karsı silahla direnirken Ermenilerin Turklere siddet uygulamıs olmalarına dayanmakatdır. 80 li yıllara kadar Ermenilerin Turklere karsı isledikleri terorist saldırılarda Turk pozisyonun haklı olduğunun bir gerekcesi olarak gosterilmektedir.
Katliamların ve surgunun boyutları Turkiye de halen genel olarak kucumsenmekte ve inkar edilmektedir. Turkiye nin bu tutumu bir değerler topluluğu olan Avrupa Birliği nin belirleyici barısma fikriyle celismektedir.Turkiye de tarihciler Emenilere uygulanan surgun ve katliamların tarihini arastırmakta gunumuzde halen ozgur değildirler ve cezaî mueyyidelerin hafifletilmis olmasına rağmen buyuk baskı altındadırlar.
Osmanlı İmparatorluğu nun bas muttefiki olan Alman İmparatorluğu da buyuk olcude bu olayların icersindeydi. Alman İmparatorluğu nun gerek siyasi gerek askeri yonetimi Ermenilere uygulanan takibat ve katliamlar konusunda basından beri bilgi sahibiydi. Osmanlı İmparatorluğu nda gorev yapan Alman buyukelcilerinin ve konsoloslarının raporlarına dayanan Alman Dısisleri Bakanlığı dosyaları katliamların ve surgunlerin planlı bir sekilde duzenlendiğini belgelemektedir. Aralarında Philipp Scheidemann Karl Liebknecht veya Matthias Erzberger gibi siyasetcilerin gerek Protestan gerekse Katolik kilisesinin tanınmıs sahsiyetlerineden Adolf von Harnack ve Loreny Werthmann da bulunduğu Alman bilim siyaset ve kilise cevrelerinden cok sayıda sahsiyetin acil basvurularına rağmen Alman İmparatorluğu Osmanlı muttefiğine etkili bir sekilde baskı uygulamaktan kacınmıstır.
Protestan din bilimcisi Dr. Johannes Lepsius 5 Ekim 1915 tarihinde 1915 Temmuz/Ağustos aylarında İstanbul da yuruttuğu arastırmaların sonuclarını Alman parlamentosuna sunduğunda Ermeni konusu İmparatorluk hukumeti tarafından tumuyle sansur altına alındı. Aynı sekilde Alman askeri sansuru de 1916 yılında Johannes Lepsius un Turkiye de Emeni Halkının Durumu baslıklı raporunu yasaklayıp toplatmıstır. Lepsius un Alman parlamentosunun milletvekillerine doğrudan gonderdiği bu dokumantasyon resmi makamlar tarafından durdurulmus ve ancak 1919 yılında savasın bitiminden sonra teslim edilmistir.
Alman İmparatorluğunun bu neredeyse unutulmus bastırma politikası tarihin bu bolumunun Almanya da da halen yeterince ele alınmadığının bir gostergesidir.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com