Tarih ve namus - Haber Arşivi 2001-2011
19 Nisan 2025 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Անահիտ / Ժամ : Ճառագայթեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

06 Haziran 2005  

Tarih ve namus -

Tarih ve namus

Bogazici Universitesi nde yapılması beklenen sempozyumun; devlet yetkililerinin hem can guvenliginin sağlanamayacağını ima eden hem de sokağı tahrik eden eylem ve konusmalarının ardından ertelenmesi akademik cevrelerde buyuk tepkiye yol actı. Yuzlerce imza sahibinin 1915’i bir soykırım’ olarak gorme gibi bir anlasma noktalarının olmadığı ise acık. Dolayısıyla bu tepki bir tarih algılamasını değil devletin topluma empoze etmeye calıstığı tarih pozisyonuna karsı siyasi bir tavrı ortaya koymakta. Cunku bu olayların nasıl adlandırılması gerektiği bir yana; devletin tarihe iliskin resmi gorusunun hic de akıllıca olmadığı konusunda bilim dunyasında genis bir konsensus var. Gercekten de devlet bu konuda istediği hukuki tutumu alabilir; ancak bunu tarihle desteklerken tarih biliminin ortaya cıkarıp acıklamıs olduğu olguları goz ardı edemez bunların kronolojisini kafasına estiği gibi harmanlayıp tarih’ uretemez hele bu masa bası tarihi vatandas olmanın onkosulu olarak topluma empoze etmeye kalkması ise hicbir sekilde kabul edilemez... Akademik cevrenin tepkisi devletin bazı memurlarını siyaseten tarihci kıldığı ve siyasetcilerin bile tarih yaptığı bir ulkede; tarihcilerin tarihe akademianın ise kendi namusuna sahip cıkmasından baska bir sey değil. Bu bağlamda sempozyumun aynı gorusu paylasanlarca duzenlendiği tezinin gercekci bir temele sahip olmadığını vurgulamakta yarar var: Bugune dek yazdıkları dikkate alınırsa katılanların buyuk coğunluğu soykırım’ kavramının ve hukuki tezlerin guvenilir bir tarih perspektifini engellediğini; ve her iki resmi devlet tezinin de asırı manipulatif olduğunu dusunmekteler. Bu nedenle sempozyum sadece Turk değil Ermeni resmi tezine de katılmayan insanları icermekteydi. Cağrılmasında yarar olduğu soylenen kisiler arasında sadece Kemal Karpat ve Halil İnalcık ciddiye alınabilecek isimler; ancak onların da bu konuda calısmaları yok. Tehcirin sadece suclulara uygulandığı’ cinsli apacık yanlıslar serdetmede sakınca gormediği belli olan Halacoğlu gibilerine gelirsek bu kisilerin tarihciliklerinin esas olarak sahip oldukları memuriyetten kaynaklandığı dusunulmekte. Gene adı gecen Gunduz Aktan gibi bazılarının ise kendi goruslerinden ziyade devletin pozisyonu etrafında taktiksel gorus belirttiğine dair epeyce yaygın bir kanı mevcut... Kısacası bu sempozyum hem bu alanda calısma yapmakta olan hem de entelektuel durusu itibarıyla ozgur davranabileceği dusunulen katılımcılara yonelmis gozukuyor. Eğer devlet bugune dek tarihi resmi goruse hapsetmeyi değil de tartısmaya acmayı tercih etmis olsaydı; sempozyuma katılacak tarihcilerin buyuk coğunluğunu simdi yanında bulacağından kusku yok. Bu sempozyum devletin bir siyasi akademik memur’ kategorisi vasıtasıyla bilimsel merak ve calısmayı bastırma cabalarına olan tepkiyi yansıtmaktaydı. Devletin gercek bir konusmaya tahammul edememesi nedeniyle konusma dısı bırakılanların konusmaya dahil olması hem akademik dunyanın hem de bizzat devletin namusunu’ kurtaracak bir adımdı. Ama gorunen o ki buna bile tahammul yok... Cunku devlet tarihsel gercekliği sadece iki pozisyona indirgemeye calısırken tartısmayı da bu iki konumun taraflarının karsı karsıya gelmesi olarak tanımlıyor. Gercekler ortaya cıksın diye mi? Yoksa gercekler taraflar arasında bolusulsun ve vatandas taraf olmaya zorlansın diye mi? Yasanmıslığa bakamayanların arsivdeki ic yazısmalar yoluyla ureteceklerinin tarih’ mi olacağı sanılıyor? Bu garip anlayısa direnen entelektuel namusu ihanet olarak gormenin siyasi namusu da ayaklar altına aldığı ne zaman kavranacak? e-posta adresi:e.mahcupyan@zaman.com.tr




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+