Tarih ve resmî tarih -
Tarihcilerimizin sozde Ermeni soykırımına dair yaptıkları basın acıklaması degerlendirilirken bazı yazarlar tarafından tarih biliminin arac olarak kullanılması tenkit edildi. Tarihimizin son doneminin derin bir sis tabakası altında oldugu belirtildi. Tehcirin Osmanlı Arsivi ne girmeden de yazılabileceği Ermenilerin bizzat kaleme aldıkları hatıraların curutulemeyeceği vurgulandıktan sonra Vidal-Naguet’in su cumlesinin altı cizildi: Tarihin nasıl oğretileceğini belirlemek devlete kalmamıs.
Once sunu belirtelim ki nasıl matematik fizik kimya bilimleri insanın değisik ihtiyaclarını karsılamakta arac iseler tarih de toplum hafızasının olusmasında oyle bir aractır. Deneyi yapılamadığı icin tarih ilminin fonksiyonunu ifa edebilmesi ancak inandırıcılığıyla mumkundur. Toplumun sağlıklı zihin yapısına kavusması tarih suuruna sahip olması da buna bağlıdır.
Genis kitleler daha cok alıskanlıklarıyla yasarlar; farklılasan dunya sartlarıyla karsı karsıya gelince mecbur kalınan yenilikleri yapamazlar; hatta kendilerini koruma icguduleriyle iclerine kapanırlar. Bu tavır da onları daha muskul durumlara dusurur. Boyle kriz donemlerinde aydınlar devreye girerler; cunku onlar alıskanlıklarından ziyade beyinleriyle dusunurler. Toplumun itiyatlarıyla yani milletle karsı karsıya gelmeden krizi asmak isterler. Ayrıca yenilgi ve kargasalık donemlerinde de genis kitlelerin olayları aktorleri değerlendirmeleri cok zordur. Boyle ortamlarda hic beklenmedik sartlar zuhur edebilir. suyuu vukuundan beter olaylarla karsılasılabilir. İste bu durumlarda resmî tarihe basvurulur.
O meseleler arkada kaldıktan sonra milletin tarihî akısını zedelememeye dikkat ederek sis perdesi aralanıp hafızasını tamamlamasına fırsat hazırlanır. Biz bu badirelerin en elemlisini yasadık. Son yuz yılımızın sis perdelerinin altında kalması Ermeni meselesinden dolayı değil dunya sartlarındaki nazik pozisyonumuzdan ve bunu kamuoyumuza anlatmaktaki gucluğumuzden dolayıdır. Dunyanın sartları bizi feci bir ortama surukledi. Oradan cıkmamız adeta imkansızdı. Bugun dunyanın kalbi gibi bir coğrafyada yasıyorsak bunun bedeli milletce odenmistir. Sozde soykırım iddiası Ermeniler icin cok onemli olabilir; ama tarihimizin 1908 ile 1922 yılları arasını goz onune getirirsek bizim icin feri bir mesele olduğunu herhalde her vicdan sahibi teslim eder.
Osmanlı Arsivi’ne girmeden iddia edilen soykırım yazılamaz; zira soykırım bir devletin bir milleti herhangi bir sebepten oturu planlı programlı yok etmesidir. Suclanan Osmanlı Devleti’dir. Bu konuda onun tasarrufları bilinmeden karar verilebilir mi? Hatıratlar subjektiftir; kendilerine gore olayları anlatmaktadır. Erzurumluları Vanlıları dinleyince Ermenilerin soykırım yaptıklarını oğreniyoruz. Onlar da Turkler yaptı diyorlar. Kime inanacağız? Objektif tarih yazılmalı diyenlerin subjektif hatıralara atıf yaparak hukum vermelerini nasıl izah edebiliriz? Elbette hatıratlar kaynaktır; ama subjektiftirler; bunlar resmî veya baska kaynaklarla beslenirlerse bir anlam ifade ederler.
Tarihin nasıl oğretileceğini belirlemek devlete kalmamıs”tır sozu unlu olduğu kadar da doğrudur. Ne care ki sozunu ettiğimiz konuda devletlerin gorusleri carpısıyor. Ermenistan’ın gorusune ses cıkarmayıp Turkiye’ninki soz konusu olunca Devletin tarih konusunda soz soylemesi yanlıs”tır demeyi anlamak mumkun mu? Sayın Basbakanımız Arsivleri acıyoruz; siz de acın” derken aynı gerceğe parmak basmıyor mu? Aydın olmanın pek cok ozelliği vardır; sadece marjinal olmakla mı insan aydın huviyetine kavusur?
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com