İngiliz resmi arsivleri Ermeni Soykırımı iddiaları -
Son gunlerde sozde Ermeni soykırımı iddialarının siyasi mi yoksa tarihi bir sorun mu oldugu konusunda yapılan tartısmalar ilginc bir noktaya gelmistir. Konunun asıl onemli olan yonu daha once bu tartısmaların kullanılan arsiv belgeleri uzerinde yapılıyor olmasıdır.
Turk devletinin ve Turk tarihcilerin Osmanlı arsivindeki konuyla ilgili belgelerin herkese acık oldugu seklindeki acıklamalarına Ermeni tezini savunanlar tarafından itiraz edilmis ve Osmanlı belgelerinin ayıklanarak kullanıldığı iddia edilmistir. Bu itirazların Osmanlı arsivinde hic arastırma yapmayan bilim adamları tarafından yapılıyor olması dusundurucu olmakla birlikte konunun akademik tartısma ortamı icinde ele alınıp incelenmesini de engelleyici ve tumden reddedici bir tutum sergilenmesi de sasırtıcıdır. Bu noktada Turk Tarih Kurumu bunyesinde kurulan Ermeni Arastırmaları Masası onemli bir inisiyatif kullanarak konuyla ilgili yabancı devlet arsivlerinde (İngiltere ABD Fransa Almanya ve Rusya) arastırmalar yapmıstır. Bir anlamda Ermeni tezini savunanların bu konudaki resti gorulmus ve Osmanlı arsivi dısındaki yabancı devlet arsivlerinde yapılan arastırmalar neticesinde ilk olarak Ermeniler Surgun ve Goc (1) adı verilen ve tehcir oncesinde ve sonrasındaki Ermeni nufus hareketlerini inceleyen bir kitap yayınlanmıstır. Kitap yabancı devlet arsivlerindeki belgeler kullanılarak yapılan demografik calısmalarla Ermenilerin en onemli ve dikkat cekici iddiası olan 1 5 milyona yakın Ermeni nin oldurulduğu iddiasının haksızlığını gostermesi bakımından onemlidir.
İngiliz resmî arsivindeki carpıcı belge ne diyor?
Sozde Ermeni soykırımı iddiaları Osmanlı Devleti’nin I. Dunya Savası devam ederken 1915 yılında aldığı Ermenilerin surgun edilmesi kararı ve sonrasında yasanan olaylara dayandırılmakla birlikte savastan cok daha once Rusya’ya karsı Ermenistan’da baslatılan ve orgutlu bir sekilde ihtilalci Tasnak ve Hıncak komitaları tarafından yurutulen bağımsızlık mucadelesinin Osmanlı toprakları icindeki Ermeni komitacılar tarafından da Osmanlı’ya karsı bir mucadele seklinde kabul gormesi ve tehcir kararına kadar yasanan olaylar sorunun anlasılmasında onem arz etmektedir. Ermeni sorununun bugun geldiği noktaya baktığımızda Ermeniler acısından tarihsel bir hesaplasmadan cok politik talepler ve cıkar hesapları doğrultusunda bir hesaplasma soz konusudur.
Bu noktada konu uzerinde akademik calısmalar yapan tarihci ya da bilim adamları dısında kalan okuyucu kitlesi icin arsiv belgelerinin ne anlama geldiği ve ne ifade ettiğine bir ornek olması icin 1904 yılında İngiltere Van konsolosunun İngiliz Dısisleri Bakanlığı’na gonderdiği bir raporu(2) asağıda aynen nakletmek istiyorum.
Tarih biliminde tarihci ve belge arasındaki iliskiyi etkileyen temel metodolojik tartısmalar vardır. Genel olarak bunlar tarihcinin niteliği kim olduğu dunya gorusu bağlı olduğu ekol nasıl bir eğitim aldığıyla baslar ve belgenin niteliği turu hazırlanma nedeni ve otantikliği gibi parametrelerle devam eder ve tarihcinin bu belgeyi nasıl ne sekilde hangi oranda ve hangi amac icin kullandığı gibi sorularla sonuclanır. Ben bu belgeyi bir tarihci olarak hicbir sahsi yoruma tabi tutmadan okuyucuların goruslerine sunuyorum.
Sadece burada belge hakkında dikkat edilmesi gereken bazı noktaları vurgulamak istiyorum. Bu belge 1904 yılına aittir yani tehcirden 11 yıl onceki sartları anlatır. Bir Osmanlı belgesi olmadığının yanı sıra bolgede konsolosluk acmakla ticari ya da siyasi cıkarının olduğunu anladığımız İngiltere’nin bir konsolosu tarafından yazılmıstır. Yani bolgeye kendi cıkarları acısından bakan bir ucuncu sahsın gozlemleri soz konusudur bu belgede. Diğer bir husus belgenin bir gazete haberi olarak genis kitlelere duyurulmak kaygısı ya da abartısıyla yazılmamıs olduğudur. Yine belgenin kısa bir sure icin bolgeyi ziyaret eden bir yabancı gezgin tarafından bolge hakkında tamamen sathi bilgilerle hazırlanmıs olmaması onemlidir. Bu belge yazarın sahsi hatıratı ya da gunluğu olmadığı gibi kendisini de duygusal olarak etkileyen ve olayın bir parcası olmus bir gorgu tanığı ifadesi de değildir. Halbuki Ermenilerin soykırım iddialarının temel dayanak noktalarından birini olusturan Arnold Toynbee’nin hazırladığı Mavi Kitap (Blue Book) sonradan toplanıp derlenen ve daha cok misyonerlerin hazırladığı gorgu tanığı anlatılarına dayanmaktadır. Son olarak belgeyle ilgili dikkatinizi cekmek istediğim bir konu da cok yakın zamanda yasadığımız PKK teror olayları ve gelisen surec ile pek cok paralellikler kurabilecek olmamızdır. İste belge ve sizi kısa bir sure icin tarih yorumlarınızla bas basa bırakıyorum:
Van 21 Eylul 1904
Efendim 40 numaralı raporumda bahsettiğim Doktor’ olarak bilinen onde gelen ihtilalci ile yaptığım iki mulakatımı rapor etmekten onur duyarım. Mus’tan ayrıldığımda Ermeni murahhas eğer mumkunse Van’daki ihtilalcilerle iletisim kurmam ve Van’da daha fazla olaylar cıkarmalarını engellemem konularında bana yalvardı. Hic suphem yok ki onun girisimiyle Van’a dondukten kısa sure sonra bu sahıs benimle irtibat kurdu. Doktor (burada sadece bu isimle biliniyor) Avrupa komitelerinin bas temsilcisi olarak gorunuyor ve ciddi bir etkiye sahip. Soylediğine gore St. Petersburg’da yetismis ve tıp diplomasını da oradan almıs. Konusmamızın detaylarını vermem anlamsız olacak fakat net sonuc su ki: İhtilalciler biraz inatcı gorunuyorlar ve sert tedbirlerin kendileri acısından bir Avrupa mudahalesini doğuracağı fikrine bağlanmıslar. Oyle gorunuyor ki Avrupa basınının (ozellikle Fransız) bir bolumunden (ozellikle M. Delcasse ve M. Anatole’un konusmaları) boyle bir umide kapılmıslar. Farkına varmadıkları sey bu basının daha cok sorumluluk tasımayan kisilerin goruslerini seslendirmesi ve hicbir devleti Ermenilerin lehine harekete gecmek noktasında bağlamamasıdır. Gercekte ihtilalci komiteler hazırladıkları doğru olmayan raporlar ve ozel olarak hazırlanmıs haberlerle Avrupa basınındaki bu kisileri aldatırken kendileri de yine bu kisiler tarafından kandırılıyorlarmıs gibi gorunuyor. Doktor cok yakında kesinlikle bir seyler olacağı icin Van’dan tekrar ayrılmamam konusunda beni uyardı. Bunu onlemek icin eğer bolge tekrar huzura kavusursa reformların yapılacağı konusunda soz verip veremeyeceğimi sordu. Ona boyle bir soz vermemin yetkimin dısında olduğunu soyledim ve yapılması icin tavsiye ettiğim seyin Ermeni halkının durumunun iyilestirilmesi icin tek ve en iyi sans olduğunu soyledim. İzlenecek yol oncelikle aktif ihtilalci hareketlerin durdurulması ve yabancı guclerin Turk hukumetine reformları yapması hususunda baskı yapmaları icin yeterli derecede uyanık ve ulkenin icinde bulunduğu durumun farkında olduklarına inanmalarıdır. Ayrıca ona kendi gorusum olarak diplomatik girisimlerden baska gucle mudahalenin mumkun olmadığını soyledim. Sonunda ihtilalcilerin sessiz kalması konusunda benimle hemfikir oldu ve bir ay icin huzurun bozulması noktasında hicbir seye izin vermeyeceğine dair guvence verdi. Eğer bu zaman dilimi sonunda ben kendisine reformların yapılması noktasında kesin bir umit verebilirsem ulkenin bu bolumundeki ihtilalci hareketlerin hepsini durduracak. Eğer bu olmazsa hadiseler kendi yolunu bulacak.
Bunlar onun sozleri fakat bana gore komitelerin bu kadar buyuk bir gucu bu adama vermis olmaları ve boyle bir sozu yerine getirebilmesi konularında biraz suphe var. Gecici bırakısmalar acısından inanıyorum ki etkin biri ve nitekim su gunlerde ihtilalcilerle ilgili neredeyse hicbir sey duyulmuyor. Doktor hepsini Antranik (unlu bir Ermeni komitacı terorist lider) dahil sınırın otesine gonderdiğini fakat istendiğinde tekrar geri gelebileceklerini soyluyor. Buradaki olayların durumu su an icin boyle. Van’daki durum oldukca iyilesti ve gelecekte problem yasanıp yasanmayacağı tamamen ihtilalcilere bağlı gorunuyor. Bu mulakatın iceriğinden Fransız meslektasımı da haberdar ettim.
Ekselanslarının duymaktan hoslanacağı birkac onemli nokta daha var. Doktor bu bolgede yasanan olayların profesyonel ihtilalciler ve komitacıların değil neredeyse tamamen halkın yapılan baskılara dayanamayıp ozgurluklerine kavusmak icin bir seyler yapması gerektiğine inanmaları sonucu ortaya cıktığı noktasında beni etkilemeye calıstı. İste halkın bu cağrısına bir cevap olarak komitalar onlara silah ve liderlik sağlıyorlarmıs. Bu alkıslanacak teori pek coğu tarafından kabul goruyor; fakat bunun boyle olmadığı ortada. Hic suphe yok ki Ermeni halk ihtilalcilerin ulasmaya calıstıkları sonuca (daha iyi bir yonetim) sempati duyuyorlar fakat ihtilalcilerin bu sonuca ulasmak icin gerekli olduğunu dusundukleri cile ve acı cekmek seklindeki uygulamaları konusunda gonullu değiller. Eskisi gibi barıs icinde kalmayı koylerinin yakılmasına oldurulmelerine ve hapse atılmalarına tercih ediyorlar. Misyonerlerin soylediğine gore koylerdeki halk artık devlet ve Kurtlerden baska simdi bir de ihtilalcilerin ucuncu efendileri olduğunu soyleyip sikayet ediyorlarmıs. Koylulerin ihtilalcilerden tufek satın almaları icin inek ve koyunlarını satmaya zorlandıkları yonunde ciddi kaynaklardan haberler geliyor. İhtilalcilerin fonları icin zorla toplanan paralar devletin aldığı vergi ve Kurtlerin zorla topladıklarına eklenmis durumda. İhtilalciler ne soylerlerse soylesinler halk bu durumdan hic memnun değil. Doktor kendi dusuncemi olusturan iki onemli noktada beni doğruladı fakat delil elde edemedim. Birincisi Mus Sason ve Talori’de tahrip edilen koylerin Ermenilerin kendileri tarafından daha askerler koylere ulasmadan yakıldığıdır. Doktorun bu yapılanların doğru olduğunu kabul etmesine cok sevindim cunku daha once bunu kabul eden hicbir Ermeni bulamamıstım. İkincisi halen Mus’ta murahhas uye olan Vartan Vartabed’in Ermeni ihtilalcilerle cok yakın bir iliski icinde olduğunun suphe goturmez olduğudur.
Doktor Ermeni ihtilalcilerin Turkiye’de ne yaptılarsa Rusya’da da aynısını yapacaklarını ve kısa sure sonra bu tur olayların oraya da tasınacağını soyledi. Her ne kadar ilk baslarda Turkiye ve Rusya’dan koparılan bağımsız bir Ermenistan’dan bahsetse de daha sonraları komitaların reformlarla iyilestirilmis bir Turk devletinden de tatmin olacaklarını soyledi.
Onurlandım Efendim. En buyuk saygılarımla Ekselanslarının en itaatkar ve mutevazı hizmetkarı
1- Ermeniler: Surgun ve Goc (Ankara: Turk Tarih Kurumu Yayınları 2004)
2- İngiltere Dısisleri Bakanlığı Arsivi. FO 195/2173 21 Eylul 1904 Van.
BALIKESİR UNİVERSİTESİ OĞRETİM UYESİ
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com