İngiliz Belgelerinde Enver Pasa ve Sozde Ermeni So -
1915 yılında meydana gelen Ermeni Tehciri hadisesinin 90 ıncı yıldonumu olması dolayısıyla gerek Ermenistan da ve gerekse de dunyanın cesitli bolgelerine dagılmıs olan Diyaspora Ermenileri arasında Turkiye aleyhinde onceki senelere nazaran daha yogun bir propaganda kampanyasının baslatılması kararı alınmıstır.
Bu propagandaların temelinde once Turkiye ye uluslararası baskı yoluyla sozde soykırım olayını kabul ettirmek ve sonra da Turkiye den tazminat ve toprak talep etme amacları yatmaktadır. Turkiye simdiye kadar bu propagandalara karsı genis kapsamlı bir strateji olusturamamıs ancak Osmanlı Arsivlerini arastırmacıların kullanımına acarak cevap vermeye calısmıstır. Osmanlı Arsivlerinin acılması tabiatıyla yabancı kamuoyunu Ermeni Meselesinin icyuzu konusunda aydınlatmaya yetmemistir. Bu meselede Turkiye nin temel eksiklik alanlarından biri uluslararası arenada takındığı pasif tavır iken diğeri ise yabancı devlet arsivlerini incelemeyi ihmal etmesiydi.
Dolayısıyla mevcut yazımız 1915-16 yılları arasında meydana geldiği iddia edilen Ermeni olayları konusunda bas sorumlu gosterilen Enver Pasa ile ilgili İngiliz Arsivlerinden elde edilen belgeleri Turk kamuoyunun dikkatine sunmak amacıyla kaleme alınmıstır. Yazının ilerleyen bolumlerinde Enver Pasa nın İngiliz askeri yetkililerine Birinci Dunya Savası nda meydana gelen Ermeni olayları ile ilgili yaptığı acıklamalara ve İngiliz askeri ve sivil makamlarının bu acıklamaları nasıl değerlendirdiği konularına değinilecektir. Dolayısıyla Ermeni meselesi hususunda direk Enver Pasa yı konu eden İngiliz belgeleri ilk defa desifre edilmis olacaktır.
Kısaca Turk-Ermeni iliskileri tarihine değinmek gerekirse her iki milletin ilk defa XI. asırda Selcuklular doneminde munasebetler kurduğu bilinmektedir. Bu doneme kadar Roma Bizans ve İran gibi devletlerin hakimiyetleri altında yasayan Ermeniler bu devletlerden buyuk siyasi ve dini baskılar gormuslerdir. Ermenileri dini ve siyasi baskılardan kurtaran Selcuklu Turklerinden donemin Ermeni tarihcisi olan Mateos Vekayiname adlı eserinde uzunca bahseder. Selcuklulardan sonra onların varisleri olan Osmanlılar doneminde de Turkler Ermenilere her turlu dini sosyal ve ekonomik hak ve ozgurlukleri tanımaya devam etmisler ve onları Millet-i Sadıka (dost guvenilir millet) sıfatıyla taltif etmislerdi. Ancak Turk-Ermeni dostluğu bazı kucuk hadiseler haric 19. asrın ortalarına kadar devam etmis ve daha sonraki tarihlerde ozellikle de dıs kıskırtmaların tesiriyle once dusmanlığa ve sonra da Birinci Dunya Savası icersinde bir ic savasa donusmustu.(1)
1877-78 Osmanlı-Rus Harbi Turk-Ermeni iliskileri acısından bir donum noktası olmustur. Zira bu tarihten sonra Rusya ve diğer Avrupa devletleri bir taraftan Ermeniler icin ıslahat konusunda Osmanlı Devleti ne baskı yaparken diğer taraftan Ermenileri bağımsızlık vaadiyle kıskırtmaya calısmıslardır. Ancak Osmanlı Devletinin parcalanmasına yonelik bir hazırlık olan Ermenilere ıslahat konusunda Sultan II. Abdulhamit dikkatli hareket etmis ve dıs guclerin oyunlarına gelmemisti. Ermeni liderleri ise siyasi ve diplomatik yollardan isteklerini elde edemeyeceklerini anlayınca tedhis ve terore basvurmaya karar vermisler ve bu metodu uygulamak uzere 1887 ve 1890 yıllarında Hıncak ve Tasnak orgutlerini kurmuslardı. Bu partilerin marifetleriyle 1890-97 yılları arasında Anadolu da 40 a yakın Ermeni isyanı gerceklesmisti ve bu isyanlar daha sonra da ara ara 1915 yılına kadar devam etmis ve aynı yıl icinde ic savasa donusmustu.
Olayların baslangıcı olan 1880 li yıllarda Ermeni halkının buyuk coğunluğu Osmanlı Devleti ne sadık bir sekilde yasamak istediyseler de daha sonraları Hıncak ve Tasnak komitelerinin gittikce artan baskıları ve dıs propagandalar neticesinde teror ve ayrılıkcı hareketleri destekleyen tavırlar almaya baslamıslardı.(2) Neticede I. Dunya Harbi nin cıkmasından sonra İtilaf Devletleriyle birlikte Osmanlı Devletine karsı hareket etme kararı alan Ermeni komitelerinin faaliyetleri harp halinde her devletin alabileceği hukuki tedbirler cercevesinde Osmanlı idarecileri tarafından yasaklanmıs ve 1915 yılında Ermenilerin savas mahallinden savas dısı bolgelere mecburi iskanları kararlastırılmıstır.
Bu donemde Turklerle Ermeniler arasında meydana gelen yukarıda bahsi gecen olayların bir soykırım hadisesi olmadığını ve bunun bir ic savastan ibaret Turk-Ermeni catısması olduğunu İngiliz belgeleri de ortaya koymaktadır. İngiliz arsivlerinde yaptığımız incelemelerden cıkan sonuc Osmanlı arsiv belgelerinin bulgularıyla paralel bir nitelik tasımaktadır. Belgeler Berlin deki İngiliz Askeri Ataseliğinde gorevli Albay Hedley ile Enver Pasa arasında gecen konusma raporlarının sırasıyla aynı sehirde gorevli İngiliz Askeri Atasesi Tuğgeneral Neill Malcolm a ulasmasını ve bu raporların daha sonra İngiltere Savas Bakanlığı İngiliz Askeri İstihbaratı ve İngiliz Dısisleri Bakanlığına ulasmasını konu etmektedir. Bu konusma ve yazısmalar 6 Ocak 1920 tarihinde baslamıs ve 26 Mart 1920 tarihinde İngiliz Dısisleri Bakanı Lord Curzon un bu yazısmalara son verilmesini istemesiyle bitmistir.(3)
Belgelere gore Berlin de bulunan Enver Pasa 6 Ocak 1920 sabahı Albay Hedley den gorusmek icin bir randevu talebinde bulunmustu. Ancak Albay Hedley Enver Pasa namına randevu talep eden kadına bu sahsın gercekten ( famous Enver Pasa ) unlu Enver Pasa olup olmadığını sormus ve muspet cevap aldıktan sonra da Berlin deki Knaussstrasse 17 Grunewald adresine Enver Pasa ile gorusmeye gitmistir.
Enver Pasa gorusmesinde bir asker olarak artık savasın geride kaldığını dusunduğunu ve bir Turk olarak memleketini bir araya getirmek istediğini soyleyerek konusmasına basladıktan sonra bir Turk atasozunu ( to be good friends one must have quarrelled well ) iyi arkadaslıklar ancak buyuk kavgadan sonra kurulur hatırlattıktan sonra dunyanın en guclu devleti haline donen İngiltere hukumeti ile gorusmek istediğini belirtti. Bundan sonra konusmasına devam ederek İngiliz hukumetinden evet ya da hayır cevabı alana kadar goruseceği konularla ilgili genel bilgiler vereceğini ancak detaylara girmeyeceğini bildirdi. Enver Pasa uc ana konu uzerinde durduktan sonra bunların en kısa zamanda Corcil e (Winston Churchill) bildirilmesini ve Corcil yoluyla da İngiliz Kabinesine iletilmesini talep etti. (Enver Pasa nın değindiği bu uc noktaya direk Ermeni meselesiyle ilgisi olmaması dolayısıyla burada değinmeyecektir. Ancak bu konular ileri bir tarihte baska bir makalede incelenip yayınlanacaktır.
Albay Hedley ile Enver Pasa arasındaki gorusmeler daha sonra da devam etmis ve Ermeni Meselesi ancak dorduncu gorusmede gundeme gelmisti. 25 subat 1920 tarihi aksamı saat 6.30 da tekrar bir araya geldiklerinde Albay Hedley Ermeni Meselesi konusunda soru sorunca Enver Pasa su acıklamaları yapmıstı: son zamanlarda guney bolgesinde Ermeni isyan kuvvetlerinin yok olmalarıyla sonuclanan ayaklanmaları Fransızlar kıskırtmıstı. Fransızlar Ermeni alayları kurmuslar ve bunları Milli Mucadele guclerine karsı silahlandırmıslardı. Maras bolgesinde sozde Ermeni katliamlarından bahsedilmekte ise de bu olayın aslı silahlı azınlık grupların coğunluk olan Turk gucleri karsısında savası kaybetmeleri idi. Bu gayet tabii olmakla birlikte asla bir katliam değildir . 1916 yılındaki sozde Ermeni katliamlarıyla ilgili ise Enver Pasa su acıklamaları yapmıstı: Rus ordusu kendisine (Turk kuvvetlerine) kuzeyden cok kuvvetli bir sekilde baskı yaptığı anda Rus kıskırtmaları neticesinde Ermeniler de cephe gerisinde ayaklanmıstı. Turk kuvvetleri aynı anda (cephe onunde ve gerisindeki) durumlarla uğrasacak gucte olmadığı icin cephe gerisindeki isyanın bastırılması bir zorunluluk olmustu. Albay Hedley raporunun devamında Enver Pasa nın bu olayın da bir katliam olmadığını dediğini belirtmisti.(4)
Albay Hedley bu gorusmelerin tutanaklarını ustu olan ve Berlin de İngiliz Askeri Ataseliği gorevini yurutmekte olan General Malcolm a iletmisti. General Malcolm ise kendisine iletilen raporları İngiliz Savas Bakanlığına gondermis ve bu raporları gozden geciren Ordu Konseyi (Army Council) ellerinde mevcut bilgilere dayanarak Enver Pasa nın Maras ta meydana gelen Ermenilerle ilgili hadiselere ait verdiği bilgilerin doğru olduğunu onaylamıslar ve bunun Lord Curzon a iletilmesini tavsiye etmislerdi. Ancak her ne kadar İngiliz askeri otoriteleri Enver Pasa ile baslatılan askeri temaslara devam etmeye taraftar idiyseler de İngiliz sivil makamları bu temasların kesilmesini istemislerdi. Nitekim Lord Curzon Ordu konseyine yazdığı bir yazıda Enver ve Talat Pasalar la yapılan gorusmelerin durdurulmasını ve Berlin deki İngiliz askeri ataseliğine de bu yonde hareket edilmesi konusunda talimat verilmesini istemisti.(5) Neticede gorusmeler kesildikten sonra ucağı tamir edilen Enver Pasa Berlin den Turkistan a hareket etmisti.
Sonuc olarak incelememize konu olan İngiliz belgeleri doğu ve guney bolgesinde yapıldığı iddia edilen Ermeni soykırım olaylarının gercekle bir ilgisi olmadığını ortaya koymaktadır. Yazının basında da ifade edildiği gibi Osmanlı Arsivlerine dayalı calısmaların yanı sıra yabancı arsiv belgelerine dayalı calısmaların arttırılması ve elde edilen verilerin mukayese edilmesi tarihi bir meselenin cozumu noktasında cok onemli olacaktır. Zira tarihi bir meselenin cozumu oncelikle tarihi hadisenin doğru bir sekilde tespit edilmesine bağlıdır. Bu sekilde uluslararası kamuoyunun daha iyi aydınlatılması mumkun olacaktır. Ancak gunumuzde hayli karmasık bir vaziyete burunmus ve uluslararası bir sorun haline gelmis olan Ermeni Meselesini sadece tarihi calısmalarla cozmek mumkun değildir. Bu meselenin baskaca siyasi ekonomik ve stratejik yonleri de vardır. Bu noktaların cozumu ise her seyden once Ermeni Meselesi konusunda net bir strateji belirlenmesine ve buna uygun bir politika olusturulmasına bağlıdır. Bu noktalar ise bir baska yazımızın konusu alınacaktır.
---------------------
[1] Bu konu ile ilgili belgeler bir makale ile tarafımdan yayınlanmıstır. Bkz. Mustafa Sıtkı Bilgin Turk ve İngiliz Belgelerine Gore Osmanlı Devleti nin I. Dunya Savası Sırasında Ermenilere Karsı Takip Ettiği Siyaset (1914-1918)’ Ermeni Arastırmaları Sa.10 Yaz 2003.
[2] Agm.
[3] Agm.
[4] Agm.
[5] Agm
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com