İmam Amina Hanım dan Papa XVI. Benedictus a İctiha - Haber Arşivi 2001-2011
27 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վահագն / Ժամ : Այգ

Haber Arşivi 2001-2011 :

23 Nisan 2005  

İmam Amina Hanım dan Papa XVI. Benedictus a İctiha -

İmam Amina Hanım dan Papa XVI. Benedictus a İctiha

İmam Amina Hanım dan Papa XVI. Benedictus a İctihat ve Feminizm (2) Amina Wadud kendisinin bir post-modernci oldugunu girisiminin İslâm’ın post-modern dirilisi ile ilgili oldugunu soyluyor. Post-modernite”den kasıt gecmisi yeniden irdelemek gecmisin uzerinde yeniden dusunup coğulcu ve dinamik geleceğe uyarlamak”mıs. Yasanan surecin postmodern olduğu doğru; ancak Muslumanların yasanan sureci bilincli olarak tanımlayıp tanımlayamadıkları da baska bir mesele.” Kadınların papazlığa kabulu en az Amina Wadud’un imamlığı kadar tartısmalı bir olay. Hıristiyanlığın bas doktrincisi havari Aziz Pavlus’un hukmu acık: Sessiz durmalı kadın kilisede. Arkalarda goze batmayacak bir yerde oturmalı. Varsa oğrenmek istediği bir sey eve saklamalı ve evde kocasına sormalı. Kadın sesinin kilisede cınlaması asağılık bir istir. Kilisede basını da ortmelidir kadın. Erkeğin ortmesi gerekmez. Cunku erkektir Tanrı’nın goruntusu ve Tanrı’nın gorkemini erkek simgeler. Kadın erkeğin gorkemini yansıtandır. Cunku erkek kadından değil kadın erkekten yaratılmıstır. Erkek kadın icin değil kadın erkek icin yaratılmıstır...” Bu hukme gore kadınların kilisede bırakın ayin yonetmeyi erkek cemaatle birlikte oturmaları bile hosgorulmuyor. Buna karsın Hıristiyan feministlerin gelistirdikleri arguman da soyle bir sey: Eğer bir kadın İsa’yı cinsiyeti nedeniyle temsil edemiyorsa (yani İsa’nın kilisesinde papaz olamıyorsa) İsa’nın carmıha gerilmesi ve yeniden dirilmesi kadınların dısında ve dolayısıyla kadınları ilgilendirmeyen bir olaydır ki İsa tum insanlığın peygamberi olduğuna gore burada bir yanlıs var.” Amerikalı feministler isbasında! 1960’lardan itibaren yuzlerce sivil toplum orgutu kuruluyor ve mucadele baslıyor. Orgutlerden birisi Amerikan Katolik Kadınların Papazlığa Kabul Konfederansı - WOC.(1) Amerikalı Katolik hanımlar hedefleri doğrultusunda calısadursunlar daha 1975 yılında Cekoslovakya’da Ludmilla Yavorova isimli bir hanımın cuppe giymis olduğu ortaya cıkıyor! Dahası Yavorova Hanım’ın papazlığı kendinden menkul de değil. Bolgeye Vatikan tarafından atanmıs Roma Katolik Piskoposu Davidek tarafından onaylanmıs ki papanın kilisesine ne kadar hakim olduğu sorusunu da gundeme getiriyor. Haber 1991 sonunda New York Times gazetesinde Amina Wadud Hanım’ın imamlığına benzer bir bicimde patladığında Amerikalı Katolik hanımlar derhal kucuk bir komite orgutleyip Cekoslovakya’ya ucuyorlar. Prag’a oradan Brno’ya geciyor hanım papazla tanısıyor Amerika’ya davet ediyorlar. Amacları bir ornek teskil eden Cek hanımın tanınmasını kadın rahipliğe giden yolu hızlandırmaya yardımcı olmasını sağlamak. Yavorova davete altı yıl direniyor. Sonunda 1997’de Washington’a iki haftalığına geliyor oykusunun kitaplastırılmasını kabul ediyor. Rahip Yavorova’nın soylediklerini kaleme alan Amerikalı Katolik hanım papaz olmak isteyen bir kadına ancak bir kadın papazın ornek olabileceğini belirtiyor. Kadınların Tanrı ile olan diyalogları erkeklerin diyaloglarından farklı oluyormus. Kadınlar ibadete bambaska bir derinlik getiriyorlarmıs. Boyle de olsa Aziz Pavlus’un hukmu ortadayken muteveffa Papa II. John Paul’un kadınların cuppe giymelerini onaylaması dupeduz gunah” olurdu diye dusunuyor insan!.. Oysa anlasılan İncil’in derlendiği asırlardan bu yana koprunun altından tonlarca su gecmis. Hatta Papa’nın yanılmazlık” niteliği sorgulanır olmus ki Vatikan’ın kutsal otoritesi ne derse dersin kadınların cuppe giymeleri meselesi kapanmamıs ve taze papa Ratzinger’e rağmen de kapanacak gibi gorunmuyor. Bir kere Katolik kardinallerinin arasında fikir ayrılığı var ve bu Katolik cemaatine de sıcramıs durumda. Ozellikle de Amerikan Katolikleri kadınların cuppe giyinmesine (ve erkek papazların evlenmelerine) izin verilmesini istiyorlar ki bu Hıristiyan akidesinin hice sayılması değilse ciddi ictihat haydi adını koyalım radikal reform” demek. Ote yandan gectiğimiz aylarda Associated Press haber ajansının yaptığı bir ankete gore muteveffa Papa Amerika’da pek sevilir ve sayılırmıs. Tarihe en sevilen papalardan biri olarak gececeği de belliymis. Ancak bu durum Vatikan ile Amerikan Katolik Cemaatinin arasındaki dusunce farklılıklarını ortadan kaldırmaya yetmiyormus. Meseleye bu acıdan baktığımızda Ratzinger’in Papa XVI. Benedictus namıyla tac giymesini Avrupa’nın Amerika’yı terslemesi olarak yorumlamak da mumkun. İtiraf etmeliyim ki ben kendi adıma Afrika ya da Asya ulkelerinden birisinden Kofi Annan turunden ılımlı” birisini secip uzlasacaklarını dusunmekteydim ki fena halde yanıldım. Kadın papaz meselesinin gor dediği! Katolik nassları bu kadar acıkken Amerikan Katolik Cemaatinin kadın papaz vb. konularda nasıl ısrarlı olabildiklerine gelince: Sorunun cevabı demokrasi.” Tanrı’nın emirleri soz konusu olduğunda demokrasi’ olur mu?” sorusuna da Demokrasi asıl inanc alanında olur” mealinde bir cevap geliyor. Vicdan ozgurluğunden soz ediliyor. Katılımcı demokrasi”nin Vatikan’ın fetvalarına cemaatin de katılımını” getirdiği savunuluyor. Demokrasinin coğunluğun sesine kulak vermek anlamına geldiği kuskusuz. Soz konusu Associated Press arastırmasına gore Amerikan Katolik cemaatinin yuzde 63’u gibi buyuk coğunluğu inananların dusuncelerinin Vatikan kararlarında etkili olması gerektiği”ni soyluyorlar. Bunların yuzde 82’si kuralların gevsetilmesinden” yani kadınların papaz olmalarından erkek papazların evlenmelerinden vs. yanalar. İsin ilginc yanı aynı yuzdeler Katolik olmayan Amerikalılar icin de gecerli. Yani Amerikalıların yuzde 62’si Katolik Protestan Ortodoks Musluman ya da bir baskası inananların inandıkları dinin kurallarının belirlenmesinde soz sahibi olmaları gerektiği”ni dusunuyorlar. Ve yine % 82 gibi ezici bir coğunluk Katolik Protestan Ortodoks Musluman vb. dini kuralların cemaatlerin tercihleri doğrultusunda yeniden duzenlenmesinden yana” oldukları ifade ediliyor. Bu arada dunyadaki toplam Katolik nufusunun bir milyar olduğu tahmin ediliyor. Bunlardan sadece 65 milyonunun Amerikalı olmalarına karsın Vatikan uzerinde sayılarıyla kıyaslanamayacak etkileri olduğundan bahsediliyor Amerikan Katolik cemaatinin buyuk coğunluğu kadınların papaz olmaya hakları olduğunu dusunuyorsa Vatikan bu demokratik talebe onunde sonunda boyun eğecektir” deniyor. Doktrini yeniden yorumlamaya talip olanlara baktığımızda bu insanların ABD’nin muhtelif ilâhiyat fakultelerinde okumus coğu doktoralı kadın din uzmanları” olduklarını goruyoruz. Kariyer”lerini kilise dısında surdurmekle birlikte dusuncelerini yayabilecekleri mumbit bir akademik ortamda yasadıkları muhakkak. Episcopal Katedralinde Cuma kıldıran 58 yasındaki Amina Wadud da bu iklimin urunu. 1960’lardan sonra guclenen ikinci dalga” Amerikan feminizminin ikliminde yetismis feminist kurulusların ve sempatizanlarının desteğini almıs bir almıs bir hanım. Yasadığı ortamın mumbitliğine karsın ilhamını Arap Feminist Hareketi’nin babası olarak bilinen Mısırlı fıkıh alimi Kasım Amin’den” aldığını soyluyor. Kasım Amin 1863-1908 yılları arasında yasamıs. Mısır Ulusal Hareketi’nin ve Kahire Universitesi’nin kurucusuymus. İlk Arap feministi olduğu kabul edilirmis. 1899’da Tahrir el-Mar’a mealen Kadınların Ozgurlesmesi” isimli bir kitap yazmıs. Erkeklerin birden fazla evlenmelerini peceyi kadınların haremde saklı tutulmalarını İslâmi-olmadıkları hatta İslam’ın sahici ruhuna ters dustukleri gerekcesiyle elestirmis. Soylu Arap kadınlarının kendi evlerinde kolelerden beter bir durumda esir tutulduklarını” anlatarak bu konumdaki annelerin sağlıklı cocuklar yetistirmelerinin de pek mumkun olmadığını anlatmıs(mıs.) Kasım Amin’in İslâm ve Arap dunyasındaki kadın siyasi hareketlerinin ustunde buyuk etkisi olduğundan bugun dahi okunup uzerinde tartısıldığından bahsediliyor. Amina Wadud bir soylesisinde kendisinin bir post-modernci” olduğunu girisiminin İslâm’ın post-modern dirilisi ile ilgili olduğunu soyluyor. Post-modernite”den kasıt gecmisi yeniden irdelemek gecmisin uzerinde yeniden dusunup coğulcu ve dinamik geleceğe uyarlamak”mıs. Ben İslâm’ın ve Muslumanların bu surece katılmıs olduklarını dusunuyorum ” diyor Yasanan surecin postmodern olduğu doğru; ancak Muslumanların yasanan sureci bilincli olarak tanımlayıp tanımlayamadıkları da baska bir mesele.” Bayan Wadud hayattaki en buyuk arzularından birisinin bir gun Istanbul’da Sultan Ahmet’te kılınacak bir Cuma namazına imamlık etmek olduğunu da soylemis. Anlasılan isimiz var. (1) Woman Ordination Conference




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+