1915- Ermeni Hadiseleri nin 90.yıldonumu olan 24 Nisan yaklastıkca yeni uluslararası dolapların dondurulmesine daha bir agırlık verilmis bulunuyor. Avrupa Parlamentosu nda evvelki gun duzenlenen bir konferanstan sonra Turkiye Meclisi de dun konuyu ele aldı.. Bu satırların sahibi bu konuya dair kanaatini sadece bugun degil o hadiselerin 70. yıldonumu vesilesiyle ustelik yurt dısında Katliâm değil mukatele’ baslığıyla yazdığı bir makalede de tektaraflı olarak bir katliâmdan soz edilemiyeceği ve iki taraflı bir oldurusmenin bir korkunc boğusmanın sozkonusu olduğu’ seklinde ortaya koymustu.. Bugun de Oyle bir sey yok!.’ gibi kliselesmis resmî soylemlere paralel laflar etmek yerine konu uzerinde mantıklı ve âdilâne bir sekilde kafa yorulmalıdır.. Evet bir karsılıklı oldurusme vardır ve o hengamede olup bitenleri 90 sene sonra Geliniz belgeleri ortaya koyalım..’ demek; Arnold Toynbee gibi bir filozof-tarihcinin bile İngiltere’ye ozel ajanlık hizmeti’ sunduğunın resmen itiraf olunusuna gore ne kadar gercekcidir? O belgeleri kim hazırlamıstır? Hani askeri bozguna uğrayıp kendisi de kacmaya hazırlanan bir komutanın askerlerim kahramanca savasıyor..’ diye son raporu yazdırırken saskın saskın bakan yazıcısına Yaz oğlu; bu geleceğin tarihcisi icindir..’ deyisi vardır ya o komiklik hatırlanmalı.. Kaldı ki o belgelerin bu 90 yıl boyunca iki veya cok taraflı olarak -ulusal menfaatlere uygunluk arzedecek sekilde- temizlendiği/ gizlendiği /yokedildiği/ karartıldığı bilinmiyor değildir.. Kaldı ki o zaman İstanbul’dan ayrı olarak Anadolu’nun hemen her yerinde ve ozellikle de Kars Erzurum Sivas Yozgat ve Merzifon’a kadar uzanan Kelkit Vâdisi basta olmak uzere Kayseri Konya Adana Tarsus Van Diyarbakır Harput (El’Azîz) Anteb Maras Samsun Trabzon Ankara Bursa ve Adapazarı cevresinde yoğunlasan bir ermeni nufusu bulunuyordu. Bugunku TC sınırları icinde o gunku genel nufusun 13 milyon kadar; Osmanlı rakamlarına gore ermenilerin sayısı da 1 milyon 200 bin kadar olduğu biliniyor.. Yani onda bir.. Bugun Turkiye’nin nufusu 70 milyon.. Ermenilerin Turkiye’deki mikdarı 40 bin.. Bu rakamlar bile bize gecmiste olup bitenlerin o kadar basit olmadığını gosterir.. Ama tekrar edelim o bir savas hali’dir ve olum yatağında olan hastaya ev halkından birileri dusmanla isbirliği yaparak saldırınca makûl tepkiler beklenebilir mi? Evet o zaman cok acı seyler olmustur.. Tehcîr’ de oyle basit bir sey zannedilmemeli.. Tehcîr’ goc değil mecburî goc’tur.. O gunku sartlarda tren motorlu arac yol vs. nin olmadığı tifus ve veba gibi epidemik hastalıkların ve aclığın ortalığı kırıp gecirdiği bir zaman diliminde; -(93 Harbi diye bilinen) miladî-1877 / 78 Harbi’nde olduğu gibi- ermeni nasyonalistlerinin Rus Ordusu’yla yeniden isbirliği yapmasına fırsat vermemek icin Rus ordularının isgal ettiği Doğu Anadolu basta olmak uzere İstanbul dısındaki yuzbinlerce ermeninin suru’ler halinde Suriye ve Lubnan gibi uzak yorelere surulmeleri o kadar basit mi olmustur sanıyoruz? Yuzbinlerce ermeninin olduğune dair 1919 tarihli Osmanlı belgelerinin yenilgi yıllarında hazırlandığı icin gecersiz kabul edildiği de unutulmamalı.. Ayrıca Gen. Kurmay’da bulunduğu bildirilen-bulunması tabiî olan- gizli belgeler nasıl acıklanacak? Bu durumda Turk Tarih Kurumu Baskanı’nın ve Basbakanlık Arsivleri Gen. Md.’nun soykırım yapıldığına dair tek bir belge bile bulunamaz..’ sozleri ne kadar gecerlidir? Ama bu acılar sadece ermeniler icin mi dusunulmeli? Bir Dunya Savası’nın sartları icinde eriyen milyonlarca muslumanın maruz kaldığı ihanet ve katliâmlar? Evet onlar katliâm veya soykırım değil midir? İstanbul’da yayınlanan Agos gazetesinin muduru Hırant Dink’in evvelki gun AB Parlamentosu’nda Asırlarca barıs icinde ve yan yana yasamıs olan Ermeniler ve Muslumanlar arasındaki iliskinin tuketilmesinde Avrupa ulkelerinin de sorumlu olduğunu ve gecmise yonelik bir bedel odemeleri’ ve Etyen Mahcupyan’ın da Ulus-devlet’in Ermeni konusunu etik ve ahlaki olarak değil cıkar acısından ele aldığını ve iki tarafın da tarihi temizlemeye calıstığını ermeni cocuklarının Muslumanlar tarafından korunduğunun unutulmaması’ gerektiğini hatırlatan sozleri konunun anlasılması ve Turkiye’yi rahatlatması acısından cok onemli.. Ancak diasparo ermenilerinin temsilcileri Mahcupyan ve Dink’in Turkiye’nin elinde rehine tutulduklarını’ belirtiyorlardı. Halbuki aynı gerekce kendilerini icin daha cok gecerli sayılabilirdi.. Bu konu daha coook su goturur..