Mavi Kitap efsanesi -
Gecmis yıllarda Ermeni diyasporasının ve Batılı ulkelerin soykırımın kabulu cagrılarını haklı olarak siyasi’ bir talep biciminde yorumlayan Turk hukumetleri; her nedense ne buna ciddi bir siyasi yanıt verebilmis ne de tartısmayı tarih cercevesinde ele almaya yatkın olmustu. Ardından tarihi tarihcilere bırakma’ seklinde bir acılım yasansa da bunun siyaseten atılmıs bir adım oldugu belliydi. Cunku tarih her donem yeniden yazılan ve yazanın ideolojik konumuna gore bicim kazanan nuansı bol bir zemin... Diğer taraftan ise bu konuda belge ve olgu anlamında bilinmeyen neredeyse hicbir sey yok. Uzerinden 90 yıl gecmis bir olayın hala bilinmiyor olmasını savunmak pek inandırıcı değil... Dolayısıyla bugun daha gercekci bir siyaset uretmenin esiğindeyiz. Yani Turkiye Cumhuriyeti tarihsel olguları bir butun olarak kabul edebilir; aynı butunluğu karsı tarafa da empoze edebilir; bu tarihsel veri tabanını kusatacak bicimde kendi analizini yapabilir; ve bir yandan da tarihle siyaseti birbirinden ayıracak geleceğe donuk adımlar atarak tarihin farklı yorumlanmasından doğabilecek gerilim atmosferini yumusatabilir.
Ancak bunun icin uluslararası tarih akademiasının anlamlı ve değerli bulduğu insanlarla calısmak; bu literaturun derinliğine vakıf bir duzeyde hareket etmek gerekir. Oysa muhalefet ve iktidarı bir araya getiren sukru Elekdağ stratejisi’ bu acıdan epeyce ciğ bir tesebbusu ima ediyor... Denildiğine gore Ermeni pozisyonu Talat Pasa’nın var olmayan bir telgrafına zamanının ABD buyukelcisi Morgenthau’nun anılarına ve İngilizlerin propaganda amaclı olarak bastırdıkları Mavi Kitap’a dayanmaktaymıs. Diyasporadaki milliyetci Ermenilerin bazıları icin bu tespit doğru olabilir... Ancak aralıklarla da olsa otuz yıldan beri bu konuda yaptığım okumalarda sadece bu uc kaynağı temel alan hicbir kitap veya makaleyle karsılasmadım. Saygınlığı olan tarihcilerin hepsi bu tur kaynakları orijinal belgelerle birlikte ele alırlar... Dolayısıyla Elekdağ’ın tesebbusu uluslararası tarih camiasının gulumsemesine neden olmamızdan baska sonuc uretmeyecek.
Dahası Mavi Kitap’taki belgelerin buyuk coğunluğunun misyonerler ve aktivistler tarafından yazılmıs olduğunu ileri suren Justin Mc Carthy ve Heath Lowry’nin uluslararası bilimsel cevrelerde pek makbul sayılmadıklarını ve ciddiye alınmadıklarını bilmekte yarar var. Cunku bu insanlar hakkında gene tarihcilerin yazmıs oldukları epeyce ağır maddi menfaat bağlantısı ima eden makaleler mevcut. Ote yandan bugun Turk Tarih Kurumu’nun gelistirdiği pozisyonun da esas olarak misyoner raporlarına dayandığını unutmamak lazım. Nihayet bir eserin propaganda amaclı yazılmıs olması icindeki belgelerin sahteliğini otomatik olarak kanıtlamaz. Nitekim kitaptaki belegelerin coğu Amerikan Dısisleri Bakanlığı arsivlerinde mevcut olup Ekim 1915’de yayınlanmıstı...
Anlasıldığı kadarıyla Elekdağ projesi herkesin bildiği bir gerceği yani İngilizlerin ABD’yi etkilemek uzere gene ABD kaynaklı belgelerden yararlanarak bir propaganda kitabı urettiğini bir kez daha ortaya koymaya niyetli. Ne var ki bunun konunun esasıyla ilgisi bulunmamakta. İngiliz devletinin gayrı ahlaki davranmıs olması kimse icin sasırtıcı değildir; cunku devlet cıkarını one alan bakıs zaten hicbir devletin etik kaygılara uymadığı bir dunyayı ima eder. Bugun hala butun devletler kullanılabilir malzemeden kendi bakıslarına uygun sonuclar uretmeyi bir ulusal strateji olarak korumaktalar. Ama onların bu tutumu sadece kendilerini bağlıyor... Tarihsel gercekliğin anlasılıp paylasılmasından beslenecek bir gelecek kurgusu ise enerjinin daha ciddi islere harcanmasını gerektiriyor.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com