NİSAN yaklasıyor ama ABD nin Kuzey Atlantik kıyılarında baharın neseli yuzu henuz cok uzaklardaymıs gibi gorunuyor. Hâlâ kar yagıyor. Hâlâ hava soguk. Hâlâ yerler buzlu. Elimde kahve fincanı sıcacık evimin penceresinden dısarıda yağan karı izlerken her nisan oncesi yureğimiz ağzımızda aynı endiseyi yasadığımıza ve bu konuda hâlâ hic bir seyin değismemis olmasına inanamıyorum! Bu yıl da her yıl gibi Ermeni propagandaları sebebiyle tedirgin bekliyoruz nisanı. Hep boyle olur. Nisan yaklasırken bir tedirginlik baslar. Zira Ermeniler bu donemde 24 Nisan -Sozde- Ermeni Soykırımını Anma gunlerinde Amerikan Baskanı nın Ermeni azınlığa yonelik yapacağı geleneksel taziye konusmasında soykırım sozcuğunu kullanması icin yaptıkları baskıyı artırırlar. ABD Kongresi nin gundemine Ermeni soykırımı karar tasarısını sokmayı basarırlar. Bizler cesitli yayın kurumlarına ABD Baskanı na ve Amerikan kongresine tepki dilekceleri yağdırırız. Derken Musevi lobisi ABD kongresindeki bir kac Turk dostu senator ve baskan bizzat devreye girer ve Amerikan Baskanı yayınladığı mesajda soykırım sozunu kullanmaz. Ermeni soykırımı karar tasarısı da askıya alınır. Bu yıl da benzer seyler olacağını Washington Post ta (WP) yer alan munasebetsiz haberle anlamıs olduk. Biliyorsunuz WP Turkiye yi son yuzyılda soykırım ve insanlığa karsı sucun islendiği ilk ulke olarak gosterdi ve 1915-1918 yılları arasında Turkiye de 1.5 milyon Ermeni nin oldurulduğunu yazdı. Tabi buradaki Turkler in bugunlerde nelerle mesgul olduğunu tahmin edersiniz! Yine dilekceler yazılıyor. İmza kampanyaları suruyor ve bunlar fakslarla e-mail lerle ilgili kisilere ulastırılmaya calısılıyor. Ote yandan once Wall Street Journal ve Middle East Quarterly de cıkan yazılar daha sonra da gecen hafta WP da cıkan bu haber Amerikan medyasının Turkiye ye karsı tavır değisikliğini netce ortaya koyuyor. Peki bu değisikliğin sebebi ne? Kimilerine gore Washington da iktidar icinde ve dısında neo-con diye adlandırılan ekip AKP yle ilgili buyuk hayal kırıklığı yasıyor ve Amerikan basınındaki bu değisiklik bir olcude bunun yansıması. Maalesef Ankara 1 Mart Tezkeresi sonrası Washington icin eskisi gibi hayati oneme sahip bir ortak olmaktan cıktı. Ancak buna rağmen AKP yonetimiyle ilgili yasanan bu hayal kırklığı Beyaz Saray acısından belirleyici olamaz. su sıralar aralarından Kara kedi gecmis gibi gorunse de Turk-Amerikan iliskileri ikili cıkarlar doğrultusunda surecektir. Sanıldığı gibi Washinton un Turkiye de iktidar değisikliği gibi bir beklentisi de olamaz. Orta Doğu da demokrasiyi yaymayı temel hedef ilan eden Bush yonetimi Turk halkının sandıkta kullandığı iradeyi goz ardı edebilir mi? (Hele ki Turkiye de ABD karsıtlığı bu denli yukselmisken!) Yalnız kısa donemde Turk-Amerikan diyalogunda neler olacağını kestirmek zor! Yaklasan nisan bu yıl daha fazla tedirginlik verici. İliskiler boylesine gerilmisken Son yıllarda ancak son dakikada Musevi lobisi ve Baskan ın devreye girmesiyle durdurulabilen Ermeni soykırımı tasarısı icin bu yıl Beyaz Saray Ankara ya benzer bir jest yapar mı? Ya da Ankara İsrail ve Musevi lobisini devreye sokar mı? Ya Ermeni tasarısı gecerse ABD-Turkiye iliskileri ne olur? Nisan yaklasıyor ama ABD nin Kuzey Atlantik kıyılarında baharın neseli yuzu henuz cok uzaklardaymıs gibi gorunuyor. Hâlâ kar yağıyor. Hâlâ hava soğuk. Hâlâ yerler buzlu. Elimde kahve fincanı sıcacık evimin penceresinden dısarıda yağan karı izlerken her nisan oncesi yureğimiz ağzımızda aynı endiseyi yasadığımıza ve bu konuda hâlâ hic bir seyin değismemis olmasına inanamıyorum!