Ya bir de yuzlesirsek - Haber Arşivi 2001-2011
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Հոթապեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

01 Mart 2005  

Ya bir de yuzlesirsek -

Ya bir de yuzlesirsek

Fransızlar Ermeni soykırımını kabul etmek icin tarihimizle yuzlesmemizi istiyor. Bunlara Alman muhalefeti de katıldı. Aslına bakarsanız haklılar. Biz henuz yakın tarihimizle yuzlesmedik. Baskent Universitesi nin gecen cuma gunu tertipledigi Tarihte Turklere Yapılan Katliamlar adlı toplantıdan bu sonuc cıktı. Yunan isyanının basladıgı 1821 den Buyuk Taarruz un bittiği 1922 ye kadar gecen yuzyıl icinde Balkanlar da ve Kafkasya da yapılan onlarla savasta olen Turk ve Musluman sivillerin sayısı 5 milyon Anadolu ya goc edenlerinkiyse 5.4 civarında. ( Death and Exile Justin McCarthy Darwin Press Princeton 1995 s. 339) Bu rakamlar cok daha kısa zamana sığmıs olması bir yana bırakılırsa Yahudi soykırımı ve İsrail e gocten bile vahim bir katliam ve surgun olgusunun Turklerin basına geldiğini gosteriyor. Balkanlar ve Kafkasya da yasayan Turk ve Muslumanların oldurulup surulmesinin ardında bu toprakların eski ve gercek sahipleri olan Hıristiyanlara iade edilmesi politikası yatıyor. Bu olayların onemli sonucları oldu. Savaslarda yerinden edilen sivil halkın savas sonunda eski yerine donmesi kuralken Turk ve Muslumanların geriye donusu hicbir anlasmaya girmedi. Bes yuzyıl yurt olmus toprakların ebediyen kaybedilmesi Turklerde kaybedilenin bir daha geriye alınamayacağı duygusunu yerlestirdi. Asıl sahibine iade (restitution) kavramının mesruiyet kazandırdığı bu savaslarda Turklere ve Muslumanlara yapılan buyuk savas hukuku ihlalleri goz ardı edildi. Yani Turklere her sey yapılabilirdi. Hatta Osmanlıların Hıristiyanlara mezalim yaptığı propagandası savas gerekcesi olarak kullanıldı. Buyuk Avrupa devletlerinin bu amacla Hıristiyan toplumlara her turlu yardımı yapması benliğimize dıs dunyanın bizi yok etme amacı tasıdığı korkusunu soktu. Eski sahibine iade belirsiz bir kavram olduğundan yeni doğan Yunanistan gibi devletler Helenizm gibi genisleme sınırları belli olmayan milliyetci ideolojiler benimsediler. Boylece Turklere yasama hakkı tanımayan Sevr Antlasması na kadar gelindi. Toprak talebi gibi barısa tehdit teskil eden bir politika Turkiye gibi gorece buyuk bir ulkeye karsı kolayca yapılabilir oldu. Yunan kilisesi hâlâ İstanbul u isteyebiliyor. Ermenistan doğu Anadolu ya Batı Ermenistan Kurtler Guneydoğu Anadolu ya Kuzey Kurdistan diyebiliyor. Suriye Hatay ı kendi parcası sayıyor. Bizim kaybettiklerimizi hayal bile edemememiz bizden toprak taleplerini tesvik ediyor. Turklerin Balkanlar ve Kafkasya dan sokulup atılmasında Bosna-Hersek te 1991-95 arasında vuku bulan ve etnik temizlik denen yontem izlendi. Bu yontemle gecmiste bize karsı yapılan korkunc katliamlar The Other Balkan Wars (Carnegie Endowment 1993) ile Bilal simsir in Rumeli den Turk Gocleri (3 cilt) adlı kitaplarda belgelerle anlatılıyor. Yerlesim yerlerine saldıran silahlı gucler sivil nufusu olduruyor kadınların ırzına geciyor yaralıların ve olulerin uzuvlarını kesiyor toplu mezarlara gomuyor top atesi altında tum varlıklarını geride bırakarak ve olulerini yollara sacarak Anadolu ya kadar kacmalarını sağlıyor. 1915 Ermeni tehcirinden sadece iki yıl once biten Balkan Savası nda yok edilen Turklerin sayısı 1.45 milyon Anadolu ya sığınabilenler ise 410 bin (McCarthy aynı tablo). Ermeni tehciri gunun sartlarına gore duzenli yapılmıs yani etnik temizlik yontemi uygulanmamıs tek istisnayı olusturuyor. Turkler kendilerine reva goruleni Ermenilere yapmadıkları icin simdi soykırımla suclanıyor. Acaba Turklerin uğradığı faciaları kolayca unutmaları mı bu ithama yol acıyor? Evet tarihimizle yuzlesmedik. Ataturk un (Max Weber in verdiği anlamda) karizmatik kisiliği bizim gecmisi unutup geleceğe yonelmemizi sağladı. simdi gecmis acılarımızı hatırlamak ve yasını tutmak bize zulum yapanların cocuklarına haksızlık etmeden ve barısı tehlikeye atmadan mumkun olmayabilir. Zaten buna gucumuz de yetmeyebilir. Bırakın bolunme paranoyamız icinde uyumaya devam edelim.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+