Ermeniler Turkler: Tarih ve siyaset - Haber Arşivi 2001-2011
27 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վահագն / Ժամ : Շանթակող

Haber Arşivi 2001-2011 :

16 Şubat 2005  

Ermeniler Turkler: Tarih ve siyaset -

Ermeniler  Turkler: Tarih ve siyaset

Son yazılarımda cesitli vesilelerle siyasal alanın genisletilmesi ustune yazıyorum. Farklı olguları ele alarak bu konuyu irdelerken aklımın bir kosesinde cok degerli dostum anıtsal kitapların yazarı Princeton Universitesi tarih profesoru sukru Hanioglu nun Zaman gazetesinde yayımladığı (20.1.2005) bir yazısı da vardı. Hanioğlu nun bu yazısı ustune basınımızda epey yorum cıktı. Sozunu ettiğim yazı o kadar zengin ki sadece bir acıdan ele alıp tuketmek olanaksız. Orneğin Elif safak yazıyı belli ve cok onemli bir yanından ele alırken Kursat Bumin birkac yazıyla konuya eğildi. Ben de bu yazıda sorunun bir boyutunu irdeleyip bir baska yazıda da diğer yonune eğileceğim. sukru Hanioğlu yazısında Ermeni meselesine donuk tartısmalarda Turkiye nin temel iddiasının bu karmasık konuyu ve cozumunu tarihcilere bırakmak olduğunu belirttikten sonra bu isin tarihcilere bırakılmaması gerektiğini cozumun siyasetcilerde aranmasının zorunlu olduğunu vurguluyor. Bunun tarih bilimi nin yapısal bir ozelliğinden kaynaklandığını belirtip cunku diyor farklı tarihciler bir araya gelerek bir kimya laboratuvarında calısan bilim adamlarının yaptığı turden objektif deneyler yapacak ve tumu karbon dioksit veya karbon monoksit sonucuna ulasmayacaktır. Tarih subjektivitesi olan bir bilimdir. (Konunun bu bolumunu daha sonraya bırakıyorum.) Bu itibarla tarihciler Hanioğlu na gore ancak kapsamlı bir siyaset in teknik bir altyapı uygulaması olarak anlam kazanabilir. O nedenle de Ermeni sorununda oncelikle tarihcilere de danısarak bir siyaset gelistirilmesi gerekmektedir. Cunku mevcut meseleyi halledecek taraflar iki tarafın tarihcileri değil siyasetcileridir. Bu cok zengin bir muhakeme ve yaklasım. Hanioğlu bu anlayısla bizde cok inanıldığını tespit ettiği bilimselciliğin beline onemli bir darbe indirmekle kalmıyor aynı zamanda Popper la baslayan bir geleneğin uzun zamandır iddia ettiği bir yaklasımı arka plana yerlestirerek konuyu son donemde baslı basına bir onem kazanan tarihyazımı (historiography) zeminine tasıyor. Fakat ondan daha onemlisi tarih denen hakikat in icerdiği bilginin bir yorum meselesi olduğunu vurgulayıp yorum sonuclarını siyaseten belirlenmis bir kategori olarak tanımlıyor. Ama yorum kendiliğinden bir sey değildir. Marx ın zamanında isaret ettiği uzere tarihin yapılması ve tanımlanması ideolojiktir. Herhangi bir bilgi nin nasıl ne turden bir sonuc ureteceği ancak siyaseten karar verilecek bir olgudur. Bu nedenle de modern tarihciliğin atası Vico nun tarihi yapan ve tarih tarafından yapılan insan kavramının henuz (Turkiye de) turetilmediğini zımnen vurguluyor. Hanioğlu nun yaklasımı en soyut haliyle siyasete atfettiği onemle tarihin sınırlarını daraltmak bir yana onu en ozgur haline getiriyor. Cunku bu anlayıs icinde tarihin ne zaman bir praksis e donustuğunu (de) izleyebiliyoruz. Obur taraftan herhangi bir sorunun cozumu (bu sadece Ermeni-Turk catısması olmak zorunda değil) nesnel ama kendi icine kapalı soyut bilgiyle değil onun siyasallastırılmasıyla mumkundur diyerek tarihin zaman boyutunda geleceğe donuk bir islev kazanmasına da onayak olmaktadır. Fakat daha onemlisi bu tanımın tarihten ote siyasetin bos bir alan olmadığını tam tersine praksis in alanı olduğunu vurgulamasıdır. Siyasetin bu islevi soz konusu değilse ne soyut bilgi ise yarar ne de toplumsal dirim sağlanabilir. Kısacası herhangi bir bilgiyi islevsellestiren belli bir yonsemeyle kullanan oylelikle de onu tarihsellestiren siyasettir. Devam edeceğim...




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+