Yine kullanılıyorlar -
Ermeniler 1878 Berlin Antlasması ndan itibaren Osmanlı dan bagımsızlıklarını kazanmak icin mucadele ettiler. Balkan Hıristiyanlarını ornek aldılar. Osmanlıyı bolmekte Avrupa nın buyuk devletlerinin katkıları olmustu. Ermeniler kendilerine de yardım edilmesini beklemekte haklıydılar. Tabii buyuk guclerin kendi cıkarları vardı. Ama Hıristiyan toplumların bagımsızlık istekleri bu cıkarlara uygundu.
Ermenilerin talihsizliği Balkanlar a gore Avrupa dan uzak olmalarından ve Rusya ya bağımlılıklarından kaynaklandı. Rusya Balkanlar ın Osmanlı nın elinden cıkmasına yardımcı olmustu ama imparatorluğuna katamamıstı. Ermeni bağımsızlık mucadelesiniyse Ermenilerin yasadığı Osmanlı topraklarını almak amacıyla kullandı. Anadolu nun doğusunda Osmanlı ile savasında Ermeni cetelerden yararlandı. Bolsevik ihtilali sonucu Rusya nın I. Dunya Savası ndan cekilmesi Ermenilerin kaderini tayin etti. Diğer buyuk devletler de Sevres de Ermenilere verdiklerinin Lozan da Turklere iade edilmesini engellemek icin fazla caba sarf etmediler.
Sorun Sovyetler in yıkılmasına kadar rafta bekledi. Yeniden bağımsız olan eski komunist ulkeler icinde sadece Ermenistan bir komsusuyla savasarak ondan onemli bolgeleri isgal etti. 1 milyon Azeri ikinci bir Filistin gibi kamplarda yasamaya mahkûm oldu. Ermenilerin gecmiste acı cektikleri inancıyla uluslararası toplum Ermenileri Azerbaycan topraklarını terk etmesi icin fazla sıkıstırmadı. 1992 de AGİT icinde baslatılan Minsk sureci yerinde saydı.
Turkiye Ermenistan ı ilk tanıyan ve yardımına kosan ulkelerden biri olmakla birlikte Ter Petrosyan doneminde diplomatik iliskilerin kurulamamıs olması hatalı oldu. Karabağlı ve Dasnak partili Koceryan ın iktidara gelmesiyle soykırım iddiaları temelinde dusmanlık basladı. Ermenistan demokrasiden uzaklastı. Ekonomisi battı. Nufusu bosaldı. Amerika yla iliskileri de gelisemeyen Ermenistan Rusya ya tam bağımlı hale geldi.
Ermenistan ile balayının bittiğini ilk Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi gosterdi.
Gecenlerde aldığı bir kararla Ermenistan ı saldırgan ulke ilan etti ve Karabağ ın kendi kaderini tayin hakkına sahip olmadığını bildirdi.
simdi bu Ermenistan guclu ama akılcılıktan uzak diyasporasının da etkisiyle soykırımın 90. yıldonumu vesilesiyle Turkiye yi sıkıstırmaya calısıyor. Ermeniler 17 Aralık 2004 zirvesinde AB nin muzakere tarihi vermek icin Turkiye nin soykırımı tanıması sartını aramasını istemislerdi. Bunun olmaması Erivan da buyuk hayal kırıklığı yarattı. Ama imdatlarına Fransa yetisti.
Fransa parlamentosunun baskanı Debre gecen hafta Ankara ya yaptığı ziyarette Turkiye soruna bir cozum bulamazsa Fransa da yapılacak referandumda uyeliğimizin reddedilebileceği uyarısında bulundu. Fransız yetkililer de soykırım konusunun muzakere masasında olduğunu soyluyor.
Fransız siyasetcileri Ermeni oylarını hesap etmek zorunda. Onemli sayıda Fransız soykırım olduğuna inanıyor. Ama hepsi birden Ermeni soykırımını
AB uyeliğimizi engellemek icin kullanıyor.
Kant a gore en buyuk ahlaksızlık birisini kendi amacınız icin kullanmak. Ermeniler bu basit gerceği gormuyorlar mı? Mutlaka goruyorlardır. Ama boyle sahtekârlıkları gore gore bugune geldiler. Bundan sonra da boyle gideceklerini dusunuyorlar.
Turkiye de eski sol/yeni liberal koro da onları aldatıyor olabilir. Oysa sol ideoloji ve PKK konularında olduğu gibi bunların Denktas ı
barıs dusmanı Rumları barıs dostu gosteren kampanyalarının yanlıslığı da anlasıldı. Kopenhag Kıstasları nı yerine getirince muzakerelerin sartsız baslayacağı tezleri de bos cıktı. Ama her kimlik tahribatından gecen gibi yanlısını anlayıp tutum değistirecek guce sahip değiller. Zihni melekeleri Turkiye adına mea culpa demenin tarihi gercekle değil kendi kisisel nihilist gercekleriyle ilgili olduğunu anlamaya yetmiyor. Soykırımı kabul etmeyi liberal olmanın aydın durustluğunun medeni cesaretin gereğiymis gibi rasyonalize ediyorlar.
Ermeniler bari bunlara kendilerini kullandırmasalar.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com