Azınlıklar Raporunun Butun Oykusu - Haber Arşivi 2001-2011
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Ծայգն

Haber Arşivi 2001-2011 :

15 Şubat 2005  

Azınlıklar Raporunun Butun Oykusu -

Azınlıklar Raporunun Butun Oykusu

İnsan Hakları Danısma Kurulu tarafından hazırlanan ve buyuk tartısma yaratan Azınlık Hakları ve Kulturel Haklar Raporu na yoneltilen tum elestirileri teker teker yanıtlıyor; raporun oykusunu birinci elden anlatıyor. O. Pamuk un kahramanına oykunup de Bir rapor okudum dunyam degisti diyecek degilsiniz elbette. Ama hicbir sey hicbir seyden sonra aynı sey olamayacağına gore; Turkiye nin de azınlık-coğunluk ust kimlik-alt kimlik objektif kimlik-subjektif kimlik dominant olan-olmayan Turkiyeli-Turk Anadolulu vb. kavramları oğrendikten sonra artık bu tur kavramlar olmadan tartısamayacağı da koskoca bir gercek. Raporun yaptığı asıl onemli is Turkiye nin kafasındaki kavramları cesitlendirmek oldu. Rapora sovup sayanlar bile goruyorsunuz Alt kimlik-ust kimlik ve Turk-Turkiyeli gibi sınıflandırmaları kullanmadan konusamaz hale geldi. Bu cok hayırlı bir gelismedir ve korkmayın artık geri gitmez. Rapora gelen itirazlar ve cevapları Bunları kabaca bes grupta toplayabiliriz: 1- Rapor usulsuzdur yok hukmundedir. Bu elestiriyi kendi icinde bese ayırmak mumkun. a) Hukumet: Bu raporu biz istemedik resmi değildir. Bu beyanın doğru olan tarafı: Hukumet boyle bir rapor talep etmedi. Raporu İnsan Hakları Danısma Kurulu (İHDK) kendisiyle ilgili yonetmeliğin Kurulun Gorevleri baslıklı 5. maddesinin a b ve d sıklarının kendisine insan hakları konusunda verdiği tavsiyelerde bulunmak oneriler ve raporlar sunmak gorus bildirmek idari onlemlerin alınmasını tavsiye etmek yetkilerini yerine getirmek icin resen hazırladı. Yanlıs olan da su: İHDK bir yasayla kurulmasının ve bir de yonetmeliğe sahip bulunmasının gosterdiği gibi resmi bir kurulus. İnsan Haklarıyla Gorevli Devlet Bakanlığı aracılığıyla Basbakanlığa bağlı. Nitekim yonetmeliğin daha 1. maddesi Basbakanlık bunyesinde kurulan İHDK... diyor. b) Hukumet: Once basına acıklanması usulsuzdur Hukumet tarafından talep edilmemis bir raporun once hukumete sunulması zorunluluğu var mıdır yok mudur tartısması bir yana İHDK dısındaki kamuoyunun bilmediği bir husus var: İHDK nin bugun kadarki butun toplantıları medya temsilcilerine acık yapıldı. Yani raporun butun tartısmaları medya onunde cereyan ettiği gibi metni de basılı ve e-posta mesajı olarak her zaman herkese acık oldu. Anlasılan hukumet kendisini saldırı yağmurundan kurtarabilmek icin bir de bu argumanı kullandı. c) GONGO lar (Hukumet tarafından desteklenen sivil toplum kurulusları): Oylama gecersizdir. Yonetmeğin ilgili maddesi soyle: Madde 6/f: Toplantı uye tam sayısının yarıdan bir fazlası ile yapılır. Kararlar toplantıya katılanların yarısının bir fazlası ile alınır. Esitlik halinde Kurul Baskanının oyu iki oy sayılır. Oylama gununun tablosu soyle: İHDK nin o zaman tam uye sayısı 78. Gundeminde Raporun oylanacağı da yer alan toplantıda (1 Ekim) sabah oturum baslarken 67 imza var. Oğlen yemek icin ara verilip devam edildi. Basta Hukukun Egemenliği Derneği olmak uzere birtakım dernekler durmadan: Tartısmalar yeterli değildir oylamaya gecemeyiz diye itiraz ettiklerinden oylamaya ancak 17.00 gibi gecilebildi. Sonucta: Olumlu 24; olumsuz: 7; cekimser: 2 oy cıktı. Bu sonuca toplantıda hicbir kurum veya uye en ufak bir itiraz yukseltmedi. İtirazlar daha Sonraki gunlerde ve haftalarda ortaya cıktı. d) GONGO lar: Rapor değistirilmistir Rapora karsı ileri surulen iddialar arasında en guluncu bu. Anlatayım: Rapor kabul edilince Baskan Prof. Kaboğlu soyle dedi: Ben burada Prof. Oran dan sahsen bir temennide bulunmak istiyorum. Acaba raporu bir gozden gecirip getirilen elestirilerin bir kısmını dikkate alacak bicimde bir revizyon yapılabilir mi ozellikle sonuc kısmında bir tekrar var gibi gozukuyor ona bir bakabilir mi?. Ben de bir daha baktım raporun sonuc ve oneriler kısmının son paragrafı iki sayfa yukarıda da gecen Turkiyeli onermesinin bir tekrarı mahiyetindedir. Bu durumda o mukerrer paragrafı cıkardım yukarıda da gereken cumle yapısı değisikliğini yaparak rapora son bicimini verdim. Tam bu noktayla ilgili olarak Prof. Kaboğlu nun cok onemli bir saptaması var. Diyor ki: Raporun kabulu icin oy verenler raporun oylandıktan sonra gozden gecirilerek bir anlamda yumusatılmasına belki itiraz edebilirlerdi. Ama raporun reddi icin oy verenler itiraz edemezler cunku ufak da olsa yapılan değisiklik onların istediği yonde yapıldı. Ne kadar ilginc değil mi? Raporun kabulunu bir bucuk yıl uğras verdikleri halde onleyemeyenlerin panik icinde nelerden medet umabildikleri cok oğretici. e) GONGO lar: Rapor usul yonunden iptal edilmelidir. Yine bu noktayla ilgili olarak Prof. Kaboğlu nun gozlemini aktarayım baska bir sey gerekmez: Burada yalnızca danısma niteliği tasıyan bir rapordan soz ediyoruz. Bir anayasa değisikliği veya yasa oylaması hakkındaki usule iliskin itirazlar bile Anayasa Mahkemesine en gec 10 gun icinde yapılmalıdır. Burada ise danısma raporunun kabulunden 20 kusur gun sonra basvuruluyor!. 2- Rapor Lozan ı reddediyor Sevr i geri getirmek istiyor Biz raporda Lozan ın reddi konusunda tek bir kelime etmedik. Tam tersine Lozan ın tam uygulanmasını talep ederek sunları soyledik: Devletimizin kurucu antlasması Lozan bugun Turkiye tarafından ya cok sınırlı olarak uygulanmaktadır ya da hic uygulanmamaktadır. Bu durum Turkiye nin gecen 81 yıl icinde imzaladığı insan hakları metinleri de dikkate alınırsa cağdas gelismelere ters dusmek yuzunden ulkemizi uluslararası planda cok zor durumda bırakmaktadır. İcte ise 39/4 un getirdiği her turlu dili kullanma hakkının hic uygulanmamıs olusu PKK ya paha bicilmez bir bahane vermistir: Sana anadilini haram ettiler. Raporda Sevr e atıf ise yalnızca Sevr Sendromu teriminde geciyor. Yani sanki 1920 Sevr ortamı varmıs gibi bir korku yayarak insan hakları gelismelerini parcalayıcı olarak nitelemekle ilgili olarak. 3- Uniter devlet yıkılmak isteniyor Turkiye bolunmek isteniyor Raporda uniter yapının federal yapıya donusturulmesi konusunda tek bir kelime bulunmuyor. Ulkenin bolunup bolunmemesi konusundaki tek cumle de boyle: Devletin ulkesiyle bolunmez butunluğu son derece doğal ve tum dunyada tartısmasız kabul edilen bir husustur. Diğer yandan insan haklarını eksiksiz uygulamak suretiyle devletin yurttasını zoraki olmaktan cıkartıp gonullu yurttas haline getireceğini ve boylece mutlu olan bir millet uzerine oturan devletin cok daha gucleneceğini raporda done done yazmıs bulunuyoruz. 4- Azınlık yaratılmak isteniyor Turkiye bolunmek isteniyor Coğunluktan farklı olan ve bu farklılığı korumak isteyen dominant olmayan kisi azınlık mensubudur ve bir ulkede varsa vardır yoksa yoktur. Azınlık ayrıca yaratılmaz. Ama bu isin duğum noktası bu konudaki bilgisizlik değil. Talihsiz bir tarihsel bir olgu. soyle: AB azınlık dediği zaman yukarıda soylediğimi anlıyor cunku cağdas anlayıs bu. Azınlık hakları dediği zaman da doğal olarak bir ulkede dominant olmayanların da dominant olanlarla tamamen aynı haklara sahip olmasını soyluyor. Turkiye de azınlık deyince hemen akla gayrimuslimler geliyor ve derhal iki sey anlasılıyor: 1) İkinci sınıf yurttas 2) Bolucu unsur. Cunku Osmanlı nın 1454 te kurduğu Millet Sistemi etkisini surduruyor. Ustelik Lozan ın 37 ilâ 44 maddeleri bu sistemi kağıda doktu. Gayrimuslimler Millet Sistemi nde Millet-i Hakime Muslumanlar karsısında ikinci sınıf tebaaydı. Bunlar o zamanlar bir de Avrupa nın buyuk devletlerinin Osmanlı ya mudahale bahanesini olusturdukları icin hâlâ bolucu sayılıyorlar. Boyle isleyen kafaların AB nin ne dediğini anlaması ne kadar mumkunse o kadar anlıyoruz ve butun mesele de oradan cıkıyor. 5- Turkiyelilik kabul edilemez Raporun en fazla saldırılan noktası daha once defalarca anayasal vatandaslık ve TC vatandaslığı terimleriyle ifade edilmis bu nokta. Oysa en birlestirici ve ustelik en pratik noktası. Orijinal noktası; zira rapor etnik bir anlamı olan Turk yerine Turkiyeli ust kimliğini oneriyor. Boylece Biz kurucu unsuruz! iddiasını ileri surecek hicbir alt kimliğin diğerlerini tali unsur derecesine indirgeyerek onların uzerine cıkmasına izin vermeyecek teritoryal (topraksal ulkesel) bir ilke getiriyor. Pratik noktası cunku Ben Turk um diyenlerin tutumlarını değistirmelerine gerek yok; devam edebilirler. Ama bunu soyleyemeyenlerin Ben Turkiyeliyim Turkiye Kurdu yum Turkiye Ermenisi yim vb. demesi olanağı yaratılıyor. Zorlama yok. Olanak yaratma var. Daha ne olsun. Diğer yandan Turk Kurdu Yunan Turku Bulgar Turku diyebiliyor musunuz? Ulus denilen sey insa etmenin iki turlu yontemi var: kan esası ve toprak esası. Eğer ulkede cok sayıda etnik/dinsel grup varsa ki Turkiye boyledir ikincisinden baska care yok. Bu durumda ulkenin ust-kimliğinin (devlet tarafından vatandasa bicilen kimliğin) adı butun bu alt-kimlikleri (vatandasın kendine bictiği kimliği) kucaklayabilmek icin butun bunların adlarından farklı bir ad olarak secmek lazım. Yoksa bunlardan ustun olanının adı ust-kimlik ilan edilip sonra da Bu ad herkesi temsil ediyor denemez. Ama Turkiye de deniyor. Turkiyeliyi bir turlu benimseyemeyenlerin itirazları sunlar: 1- Bu bizi parcalar: Tam tersine. Asıl Turk parcalıyor cunku Turk etnik kimliğinden olmayanları yabancılastırıyor. Ben Turk um demeyen insanlar nasıl Turk ust-kimliğinde birlesir? 2- Turk ustunluğunden vazgecilemez: En samimi olanlar bunlar. Tabii en az savunulabilir seyi soyleyenler de... 3- Birsey fark etmeyecektir: Etmeyecek olur mu? Turkiyelilik tekci (monist) zihniyetin değistiğinin Turkiye deki butun alt kimliklerin kucaklandığının simgesi. 4- Turkiyeli Turk ten gelir yani meseleyi cozmez: Bunu en cok milliyetci Kurtler soyluyor; Anadolu Cumhuriyeti oneriyorlar. Trakya yı ne yapacaksınız? Ustelik bu ulkenin adını Turkler koymadı. Kimi ulkeler dısarıdan adlandırılır. Turkiye nin adı da Venedikliler tarafından verildi: Turchia. Zaten ilk basta devletin adı da buydu: Turkiya Cumhuriyeti. Rapor neden en fazla bu nokta saldırıya uğradı? Cunku yastığını bile değistirsen iki gun uyuyamazsın ilkesine gore yeni her seyin rahatsız edici olduğu bir yana; kimi insanlar ayrıcalıklarını yitirecekleri icin kimi insanlar kendi grubunu dominant hale getirmek istediği icin kimileri de bu kavram icin onerdikleri terimden (anayasal vatandaslık TC vatandaslığı Anadolulu vb.) baska bir terim ileri surulduğu icin bu kavrama itiraz etmek ihtiyacını hissettiler. Oysa M. Kemal Cumhuriyet in ilanından once hep Turkiye Milleti Turkiye Halkı Turkiye Devleti Turkiye Ordusu Turkiye Hukumeti terimlerini tercih etmisti. Cunku Kurtulus Savası icinde teklike değil birlike ihtiyacı vardı. Bugun de bizim birlike ihtiyacımız var cunku 80 yıldır teklik cabası gostermenin birlestirici değil aksine bolucu (ic savas 15 yıl surdu; daha yeni bitti!) olduğunu sanırım oğrendik. Buna galiba back to the future deniyor; yani maziye gonderme yaparak istikbali insa etmek...(BO/EU) * Bu yazı Baskın Oran ın Birikim dergisine gonderdiği rapordan kısaltılarak Agos ta yayınlandı.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+