Kartpostaldaki gecmis... -
Sireli Yegpayrıs (Sevgili Kardesim) Sergisi nde yer alan ve cogunluğu 1900-1914 arasında basılan kartpostallar Turkiye de yasamıs Ermenilerin sosyal ve kulturel yasamlarını anlatıyor
Marmara Ereğlisi ndeki yazlığı tam denize sıfırdı.
Ama bahcesinde tek ağac yoktu. Ekmis domatesi biberi mısırı ayciceğini... Misafirlerini onlarla avutuyor.
Adı Ferman dı kendisinden hayli yaslı olan arkadasının. Niye bir tane ağac dikmezsin yahu diye sormaya yeltendi. Sorduğuna soracağına pisman oldu.
Dikmem arkadas diye anlatmaya basladı Ferman: Bizim atalarımız Adem le Havva dan 1938 e kadar Bitlis in Mutki kazası Kerkho Koyu Kitoro Mahallesi nde 36 hane olarak yasardı. Bağımız bahcemiz vardı. 1920 den 1938 e kadar seyh Sait isyanı nedeniyle asker bir yandan eskıya bir yandan her sene mezralarımızı bombaladı talan etti ki barınmayalım.
Oradan oraya surduler
1915 lerde kimsenin burnu kanamadı bizim orada ama 1920 den 1938 e bir babamla bir anam kaldı koca koyde. Surduler bizi Corum un Osmancık kazası Kızıltepe Koyu ne. 10 sene bize gosterdikleri buğday ambarının dibinde yasadık. Biz de ambar kenarındaki bir bosluğu ağaclandırdık.
Altı kardesimden ikisini orada kaybettim. Tam uc-bes meyve yiyecekken bu kez Amasya nın Gumushacıkoyu ne goturduler. İki sene sonra da oradan Ahlat ın Soğurt Koyu ne daha sonra da Siirt in Kurtalan kazasının Kotibe Hırab ına (Yıkılmıs Koy). Eski bir Ermeni koyuydu.
Devlet 1950 de burada 100 donum araziyi bize verdi. Orayı da ağaclandırdık altı sene sonra da buradan zorla Diyarbakır a oradan da İstanbul a gocerttiler bizi. 1972 de isportacılıktan kazandığım parayla Avcılar da bir arsa satın aldım.
Yazlık ev yaptım. 35 ağac diktim. Yedi-sekiz sene sonra tam ağacların meyvesini yiyecekken bahceme iti hırsızı arsızı dadandı. Calıp cırptılar her seyimi. Dayanamadım oradan da ayrıldım. simdi iste buradayım. Yasantımın her anında her gittiğim yerde ağac diktim ama meyvelerini baskaları yedi. Ben yiyemedim. Onun icin burada artık ağac dikmiyorum. Gunubirlik kendi yiyeceğim sebzemi yetistiriyorum o kadar.
Serginin hatırlattığı oyku
Elhamra Pasajı ndaki Karsı Sanat Calısmaları nda acılan Sireli Yeğpayrıs (Sevgili Kardesim) 100 Yıl Once Turkiye de Ermeniler Sergisi ne girer girmez bu oyku geldi aklıma. Bir Nevizade gecesinde Agos un genel yayın yonetmeni Hırant Dink ten dinlemistim bu oykuyu. Birkac ay once de kosesinde yazmıstı. Buyuk bir ilgi vardı sergiye. Ermeni Patriği Mesrop 11 de gelmisti. Buyuk bir cabanın urunu olduğu her halinden belli oluyordu.
Sergi Orlando Carlo Calumeno nun 4 bin parcalık koleksiyonundan secilen 500 kartpostalla olusturulmustu. Kartpostalların coğu 1900-1914 arasında basılmıs. 20. yuzyıl baslarında Turkiye de yasamıs Ermenilerin sosyal ticari kulturel ve ozel yasamlarını temel alarak olusturulan serginin amacı dun ve bugun arasında sıkısmıs iki kultur arasında kopru kurmak tı.
Edirne vilayetinden Biga sancağına İstanbul vilayetinden Aydın vilayetine Konya ya Kastamonu ya Trabzon a Adana ya Halep e Diyarbakır a Erzurum a Bitlis e Van a kadar; Ermeni mahallelerinin kiliselerinin manastırlarının okullarının yetimhanelerinin; Ermenilere ait otel ticarethane fabrika gibi isletmelerin; Ermenilere yonelik kurulmus ve genellikle de Ermenilerin yararlandığı misyoner okullarının ve hastanelerinin resimleri vardı kartpostallarda. Ayrıca Ermeni editorlerin yayımladığı uzerindeki fotoğrafı Ermeni fotoğrafcıların cektiği kartpostallar ya da bir Ermeni tarafından kullanılmıs uzerinde Ermenice yazılar ve kaseler bulunan kartpostallar da vardı.
Sergideki kartpostalların yanında her vilayetteki Ermenileri anlatan metinlerde nufus bilgileri yasadıkları sehrin ekonomik sosyal ve kulturel hayatında nasıl bir yere sahip oldukları yoğunlastıkları ticaret ve sanayi dalları hangi sehirde hangi mahallelerinin kiliselerinin manastırlarının okullarının bulunduğu hangi gazete ve dergileri yayımladıkları gibi bilgiler de eklenmis. Sergi ayrıca hayli kalınca ve kaliteli bir kitaba da donusturulmus.
Bu calısmanın editoru Osman Koker e gore 19. yuzyıl sonlarından baslayarak Birinci Dunya Savası na uzanan donem Turkiye de kartpostalcılığın altın yıllarıdır: Savas sırası ve sonrasındaki kosullar kartpostalcılığı de geriletti. Bunun kaynakları arasında kaliteli kâğıt bulmanın zorlasması kartpostalların uretiminde buyuk emekleri bulunan Rum ve Ermenilerin coğunun artık Turkiye de yasamıyor olması faaliyetlerini tanıtmak veya yardım toplamak amacıyla kartpostal ureten misyoner kuruluslarının ulkeyi terk etmis olması ve karpostalları kullanan tuketici kesimdeki benzer değisimler sayılabilir.
Koleksiyonun sahibi Orlando Carlo Calumeno ağırlığı kartpostallar olmak uzere antiyeler zarflar fotoğraflar etiketler kartvizitler reklamlar faturalar ve diplomalardan olusan birikimin uzerinden Osmanlı doneminde Anadolu da farklı kulturlerin aralarında yasadığı sosyal ve ticaret uyumunu takip etmenin cok kolay olduğunu savunarak bir de ornekler veriyor:
Medeniyet besiği Anadolu
Trabzonlu Musluman bir editorun hazırladığı Rum kilisesi kartpostalını bir Ermeni tuccarın İzmir de bulunan Yahudi arkadasına postalaması gibi... Donemin kartvizit ve zarflarında Ermenice Rumca Ladino (Yahudi İspanyolcası) Turkce hatta bazen Fransızca da eklendiğinde bes ayrı alfabeyle yazılmıs bes ayrı dilin kullanımı Anadolu kulturel mozaiğinin aynası olma niteliğini tasımaktadır. Koleksiyonun amacı bu kaybolan kulturel mozaiğimizi insanlarımıza hatırlatabilmektir. Ermenisi Muslumanı Rumu Musevisi Suryanisi ve diğer azınlıkları Anadolu nun kendisidir. Medeniyetler besiği Anadolu nun insanı buyuleyen sihri ve gucu coksesli kulturel mozaiğinden gelmektedir.
Sergide bu cokkulturluluğu destekleyen sayısız ornekler var. Bunlardan biri de Galata dan Pera ya cıkan Yuksekkaldırım Sokağı nda cekilen fotoğraftan yapılmıs kartpostal. Sokaktaki tabelaların buyuk bolumu birkac dilde yazılmıs. Sokağın solunda gorunen Gıdavcıyan adlı Bir Ermeni ye ait Eskisehir Oteli nin tabelası hem Osmanlıca hem Ermenice hem Rumca. Bir tabela uzerinde uc dil bu coğrafyanın insanın bir zamanlar ne denli zengin bir mozaik olusturduğunu anlatmaya fazlasıyla yetiyor.
Bir bir yitirmisiz her seyi
Sergi insana bir zamanlar var olan zenginliklerle bugunku yoksulluğumuz arasında kıyaslama yapma duygusu veriyor ve goruyoruz ki nasıl yitirmisiz renklerimizi bir bir. Ama gidene ağlamaktan cok gelecekten guzel gunler bekleme duygusu da veriyor Sireli Yeğpayrıs (Sevgili Kardesim) Sergisi . Sergiye katılanların cokluğunu gorunce inanıyoruz ki sevgili Hırant ın arkadası Ferman ın evinin bahcesine ağac dikeceği gunler cok da uzakta değil!
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com