Avrupa Birligi Ve Ermeni Sorunu (II.) -
Avrupa Parlamentosu tavsiye kararların Ermeni soykırımına deginmesinde ve Komisyon ilerleme raporunda bu konuya yer verilmesinde Fransa daki Ermeni diasporasının rolu buyuktur.
Fransa daki Ermeni diasporası 350 ilâ 400 kisi kadar olup tamamına yakını Osmanlı İmparatorlugundan goc etmistir. Bu diaspora icinde tum Ermeni siyasi eğilimleri temsil edilmekle beraber Tasnakların tartısılmaz bir ustunluğu vardır. Tasnakların gudumundeki Ermeni Davasını Savunma Komitesi (Comité de la Défense de la Cause Arménienne) basta soykırım konusu olmak uzere tum Ermeni talepleri savunmakta ve bu cercevede Fransa da Turkiye aleyhinde yoğun bir karalama kampanyası surdurmektedir. Avrupa Birliği ile ilgili etkinlik ve girisimler ise Bruksel de kurulan devamlı bir kadrosu olan ve Tasnakların idaresindeki Adalet ve Demokrasi icin Avrupa-Ermeni Federasyonu (Fédération Euro-Arménienne pour la justice et démocratie) aracılığıyla yurutulmektedir.
Fransa da olduğu gibi dunyanın diğer ulkelerindeki Ermeniler de goc ettikleri ulkelerin kosullarına kolaylıkla uyum sağlamakta o ulkenin saygın birer vatandası haline gelmekte ancak bunların yanında Ermeni kimliklerini de muhafaza etmektedirler. Pek cok Ermeni icin soykırım iddiaları ve bunun yarattığı mağduriyet duygusu Ermeni kimliğinin muhafazasını sağlayan baslıca oğe haline gelmistir. Bu olgu gunluk yasamda Turkiye dusmanlığı seklinde ifadesini bulmakta kisiler ya Turkiye aleyhtarı faaliyetlere katılmak ya da bağısta bulunmak yoluyla bir tur vatanseverlik duygusunu tatmin etmektedirler. Fransa da yapılan gosterilere binlerce Ermeni katılması ve Ermeni kuruluslarının genis mâli olanaklara sahip olması bu duygu ile izah edilebilmektedir.
Fransa daki Ermenilerin bir ozelliği de ulkede baslıca uc bolgede (Paris Lyon ve Marsilya) oturmaları ve oylarını Ermeni taleplerini destekleyen adaylara vermeleridir. Boylelikle Fransa daki Ermeniler sayılarının cok otesinde siyasi bir onem kazanmıslardır. Diğer yandan Fransız Ermenilerinin ulkenin siyasi yasama aktif bir sekilde katıldıklarını belirtmekte yarar vardır. Nitekim halen Fransız hukumetinde Patrick Devedjian ismini tasıyan Ermeni asıllı bir bakan bulunmaktadır. Adı gecen sahıs 1980 lerde Fransa daki Ermeni teroristleri davalarında onların avukatlığını yapmıs ve bu davaları Turkiye ye karsı bir karalama platformuna donusturerek sohret kazanmıstır. Hapisteki teroristlere yataklık yaptığına dair bazı iddialara rağmen soz konusu sahıs siyasette yukselmis sonunda bakan da olabilmistir. Bunda Fransız kamu oyunun Ermenilere karsı beslediği sempatinin rolu buyuktur.
Ermenilerin Fransa ic siyasetinde bu onemli yerine karsın sayıları yaklasık Ermeniler kadar olan Fransa da yerlesik Turklerin ulkede hemen hic siyasi etkileri bulunmadığı gorulmektedir. Boylelikle ulkede kendilerine karsı cıkan olmadığı icin Ermenilerin de Turkiye aleyhindeki iddia ve eylemlerini kolayca arttırdıklarını belirtmekte yarar vardır.
Daha onceleri Turkiye nin Avrupa Birliği uyeliği konusunda belirli bir muhalefetin olmadığı Fransız kamu oyu son zamanlarda buyuk bir değisme gecirmis ve yuzde yetmisler oranında Turkiye nin Birliğe uye olmaması benimsemistir. Bunun nedenleri arastırıldığında Ermenilerin Turkiye hakkındaki propaganda faaliyetlerinin etkisinin sınırlı kaldığı buna karsın sağ goruslu bazı kisi ve siyasi partilerin Turkiye nin uyeliği aleyhindeki tutumlarının kamu oyunu cok etkilediği gorulmustur. Fransa da halen altı milyon kadar buyuk coğunluğu Kuzey Afrikalı Musluman yasamaktadır. Bunların onemli bir kısmı Fransa kosularına uyum sağlayamamakta geleneksel yasam ve tutumlarını surdurmekte genellikle buyuk sehirlerin banliyolerinde getoyu anımsatan mahallelerde oturmakta issizlik ve suc oranı yuksek eğitim duzeyi dusuk asırı dini goruslere acık bir toplum olusturmaktadır. Kuzey Afrikalı Muslumanların bu tutumu Fransa da olumsuz tepkilere yol acmıstır. Nitekim uzun zamandan beri kullanılan turban asırı bir siyasi ve dini tutumun simgesi olduğu gerekcesiyle yasaklanmıstır.
Fransa da yerlesik Muslumanlara karsı olan bu tutum dolaylı bir sekilde Turkiye nin Avrupa Birliği uyeliğini de etkilemistir Halen iktidarda bulunan ve bir sureden beri ciddi guc kaybına uğrayan sağcı siyasi partiler yerel secimler ve Avrupa Parlamentosu secimlerinde puan toplayabilmek uzere Turkleri kasten Kuzey Afrikalılarla bir tutularak Turkiye nin Avrupalı olmadığı Turklerin Avrupalı kulture sahip olmadığı Turkiye Avrupa Birliğine uye olduğu taktirde milyonlarca issizin Avrupa yı istila edeceği gibi hususlar ileri surmuslerdir. Bu tutumun kamu oyunda olumlu karsılanması ilke olarak Turkiye nin Avrupa Birliği uyeliğini destekleyen muhalefetteki Sosyalist Parti icin gucluk yaratmıs ve bu parti de kamu oyunun eğilimine yakın bir tutum benimseyebilmek icin Turkiye nin Avrupa Birliği uyeliğini yukarıda değindiğimiz 1987 tarihli Tavsiye Kararına atıfta bulunarak Ermeni soykırımını tanımasına bağlamıstır. Sosyalistler sağcı partileri buyuk bir hezimete uğratarak yerel secimleri kazanmıslardır.
Fransız kamu oyundaki Turkiye nin adaylığı aleyhinde hava secimlerden sonra da devam etmis hatta aleyhte olanların oranında bir artıs gozlemlenmistir. Bu durumun Ermenilerin amaclarlarında bir değisiklik yarattığı gorulmustur. Ermeni diasporası genelde Turkiye ile tam uyelik muzakerelerine baslanması icin Turkiye nin Ermenisoykırımını tanımasını talep ede gelmistir. Ancak son zamanlarda muhtemelen Fransız basının Turkiye nin tam uyeliği aleyhindeki yoğun yayınlarının etkisi altında soykırımın tanınması kosulunun dile pek getirilmeyip daha ziyade Turkiye nin Avrupa Birliğine uye olmasını engellemeye calısıldığı gozlemlenmistir. Oysa Ermenilerin taleplerinin ancak Turkiye nin Avrupa Birliği sureci icinde yerine getirilebileceğine inanıldığına ve simdiye kadar da bu yonde caba sarf edildiğine gore Turkiye nin uyeliğini onlemeye calısmak Diaspora Ermenileri icin anlamsız olmustur.
Ermenistan ise su safhada soykırım konusuna değinmemekte ve Turkiye ile olan sınırlarının acılmasına birinci derecede onem vermektedir. Nitekim Baskan Koceryan Avrupa Birliğine bir mektup gondererek 17 Aralık 2004 tarihli Doruk toplantısında Turkiye nin Ermenistan a uyguladığı ablukanın gorusulmesini istemistir.
Avrupa Birliği ne uye olması kabul edilmeyen bir Turkiye nin Ermenistan ile sınırlarını acmak icin Karabağ sorunun cozumlenmesi haric bir nedeni kalmayacaktır. Bu dikkate alındığında Turkiye nin Avrupa Birliği ne uye olmasını engellemeye calısmak ne diasporanın ne de Ermenistan ın lehine değildir. Bu husus dikkate alındığında Fransız Ermenilerinin duygusal nedenlerle Turkiye nin uyeliğine karsı cıktıkları sonucuna varılmaktadır.
Fransız kamu oyundaki Turkiye aleyhindeki bu hava zamanla Fransız Hukumetini de etkilemistir. Kısa sure oncesine kadar Turkiye nin tam uyeliğini savunulurken Baskan Chirac bu uyeliğinin cok uzun zaman alacağından muzakerelerin mutlaka uyelikte sonuclanmayacağından uyelik gerceklesmezse Turkiye ile guclu bağlarını koruyacak bir sistem bulunmasından bahsetmeye baslamıstır. Avrupa Birliği Doruk Toplantısında Turkiye ye muzakere icin tarih verilmesine karar verilmesinden sonra ise Fransa muzakerelerin ucu acık bir surec olduğunu ve sonucunun onceden garanti edilemeyeceğini belirten ifadelerin kabulunu sağlayarak bu kararı hafifletmeye calısmıstır.
Diğer yandan Fransız Hukumetinin Avrupa Birliği Doruk toplantılarının arifesinde Ermeni sorununda asırıya kacan bir tutum aldığı gorulmustur. Fransız Dısisleri Bakanı Barnier Turkiye nin Avrupa Birliği ile yapacağı muzakereler sırasında hukumetinin Ermeni soykırımının Turkiye tarafından kabul edilmesini isteyeceğini bildirmistir. Baskan Chirac ise daha ileri giderek Turkiye nin Ermenilerle ilgili hafıza calısması yapmaması halinde Fransızların tam uyelik icin muzakerelerin sonunda Fransa da yapılacak referandumda hayır diyebileceğini ileri surmus gecmiste yapılan hataların tanınmasını gerektirdiğini ifade etmistir. Diğer yandan Birliği Doruk Toplantısında Basbakan Erdoğan a randevu vermemekle Turkiye ye aleyhindeki tutumunu pekistirmistir.
Yukarıda değindiğimiz gibi Fransa nın bu davranısının ic siyaset nedenleriyle acıklanabileceği dusunulmektedir. Ancak bunun yanında Avrupa Birliği icinde sahip olduğu veto hakkını Turkiye den bazı ekonomik cıkarlar sağlamak (silah ve askeri araclar siparisleri almak gibi) icin de kullanmaya calısıyor olması mumkundur.
Avrupa Birliği nin Turkiye ile muzakerelerin baslatılması kararının alındığı 17 Aralık 2004 tarihli Doruk Toplantısında Turkiye yi ilgilendiren baslıca sorunlar gorusulmus olmasına karsın Ermeni sorunu gundeme gelmemistir. Bunun nedeni olarak Kopenhag kriterleri arasında Ermeni sorununun bulunmaması gosterilmistir. Ancak Komisyon raporunun yukarıda değindiğimiz trajik olaylar hakkında bir barısma yapılması talebi soykırım konusunun da ele alınması icin yeterli bir neden sayılabileceğinden Turkiye ile muzakerelerin baslanması ve Kıbrıs Rum Kesiminin Turkiye tarafından tanınması gibi esasen cok tartısmalı konuların bulunduğu bir gundemi daha da ağırlastırmamak amacıyla Ermeni sorununun gundeme alınmamıs olduğu anlasılmaktadır. Buna karsın kabul edilen kararlarda Avrupa Birliğinin iyi komsuluk iliskilerine verdiği onemin vurgulanması ve Turkiye den komsularıyla olan iliskilerini duzeltmesinin istenmesi ileride muzakereler sırasında Turkiye nin Ermenistan ile olan iliskilerinin gundeme gelmesi icin gerekli temeli olusturmustur. Buna gore Fransa nın muzakerelerin Dıs İliskiler bolumunde gerek soykırım konusunu gerek Turkiye- Ermenistan iliskilerinin normallestirilmesi konusunu (diplomatik iliski kurulması ve sınırların acılması) gundeme getirmesi beklenmektedir. Turkiye bu talepleri kabul etmezse Fransa nın bu bolumdeki gorusmelerin sonuclanmamıs olduğunu ileri surebilir. Oysa Avrupa Birliği ile muzakerelerin bitmis sayılması 31 bolum altında toplanan konuları her biri hakkındaki gorusmelerin tamamlanmıs olmasına ve bu hususun yirmi bes uye ulke tarafından kabul edilmesine bağlı olduğundan Fransa nın boyle davranması muzakerelerin tıkanmasına neden olacak ve tekrar baslaması icin de Turkiye nin taviz vermesi gerekecektir.
Kısaca ozellikle Fransa nın gayretiyle Ermeni sorunu da Avrupa Birliğinin gundemine girmistir. Doksan yıllık bir gecmisi bulunan bu sorunun artık bir cozume bağlanmasında tum tarafların yararı olmakla beraber soykırımının tanınması Ermenistan sınırının Karabağ sorunu cozumlenmeden acılması gibi oneriler Turkiye nin yıllardan beri izlediği ve kamu oyuna mal olmus politikalarına aykırıdır. Bu tur oneriler cozumden ziyade anlasmazlığın daha da derinlesmesine neden olabilir.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com