Ara Guler’in yarım asırlık fotoğraf seruvenine ışık tutan ‘Fotojurnalizmde 50 yıl’ yayımlandı. Gecen yıl Almanya’da sergilenen ve fotoğrafcının son 50 yılının bir ozeti kabul edilen fotoğraflar ‘klasik’ ‘portreler’ ve ‘fotoroportajlar’ olmak uzere uc gruba ayrılıyor. Klasikler Ara Guler’i ‘Ara Guler’ yapan siyah-beyaz İstanbul fotoğrafları… Bircoğu kartpostal olarak elimizde zaten; Beyoğlu’nda karlı bir gun Selimiye Camii Zeyrek ve Eyup mezarlıkları kasketli işciler… Portreler daha az biliniyor; Ahmet Hamdi Tanpınar Aşık Veysel Bertrand Russel John Berger Abidin Dino Salvador Dali… Bir televizyon programında “David Beckam’ın fotoğrafını cektiniz mi?” diye soran izleyiciye fena icerlemiş Ara Guler. “Ben Alfred Hitchcock Elia Kazan portreleri cekiyorum. Adam bana kimi soruyor?” diyor. Ara Guler’in ‘Şimdiye kadar yayımlanmış en iyi kitabım.’ diye nitelediği albumun fotoroportajlar bolumunde ise Hindistan Bali New York Bangladeş Burma Beyrut Mısır gibi değişik coğrafyalarda cekilmiş renkli fotoğraflar var. Ara Guler artık ‘cok ilginc hikâyeler’in peşinde. ‘Bu saat’ten sonra yollara duşmesi icin bir ağac cicek actı diye bir kabilenin diğer kabileye savaş acması gibi enteresan konular gerekiyor artık. ‘İstanbul’da cekilmedik fotoğraf kaldı mı?’ diye soran genclere o da bir soru soruyor: ‘Cekilir ama İstanbul nerede?’ Ara Guler’in İstanbul’u yok artık; ama fotoğrafları var… ‘Fotojurnalizmde 50 Yıl’ usta fotoğrafcının elli yıllık calışmasının bir ozeti gibi. İstanbul’u ve Ara Guler fotoğraflarını sevenler kutuphanelerinde yer acmalı… Ara Guler Probil-YGS 0 216 330 21 88