Avrupa Birligi ne aday olmanın bir bolugu acık bir boluğu de ortuk kosulları olduğunu yavas yavas idrak etmeye baslıyoruz. Acık kosulları belliydi: Kopenhag Siyasi Kriterleri! İyi de bu acık’ kosulları ya da Kopenhag siyasi kriterleri’ni eksiksiz yerine getirmis olmamıza rağmen hâlâ birtakım baska kosullar dayatılmasını nasıl izah edeceğiz? Bir tek izahı var: Ortuk kriterler! Daha once de defaatle yazdım: Avrupa Birliği bir Medeniyet projesidir ve bu projeyi insa eden temelkoyucu unsurlar vardır. Avrupa Medeniyeti’nin oz’unu olusturan temelkoyucu ogeler Antik Yunan Roma ve Hıristiyanlık’tır. Bu oz’u tasıyan ulkeler Avrupa Medeniyetine aittirler ve bu aidiyet’ dolayısıyla soz konusu ulkelerin Avrupa Birliği’ne uyeliklerine iliskin hicbir sıkıntı yasanmamıstır. Bu ulkelere belirli ve elbette yakın tarihlerde tam uyelik garantisi verilmesine sasmamak gerekir;- onlar Avrupa Medeniyet dairesinin icinde o Medeniyet’e ait’tirler cunku! Sayın Basbakanın 17 Aralık’tan yanılmıyorsam bir gun once Bruksel’de mealen Turkiye’nin Kopenhag Siyasi Kriterleri’ni yerine getirmis olmasına rağmen Avrupa Birliği’nin nicin hâlâ Kopenhag kosulları arasında bulunmayan birtakım dayatmalarda bulunuyor olmasını anlamadığını’ soylemesi Avrupa Birliği’ni sadece bir siyasal ya da ekonomik birlik olarak goruyor olmasındandır. Kopenhag kriterlerinin icermediği dayatmalar Avrupa Birliği’nin siyasi ve ekonomik birlikteliğin dısında ve otesinde bir Medeniyet Birliği’ olusundan kaynaklanan ortuk’ kosullardan baska bir sey değildir. Bu ortuk’ kosullar yerine getirilse bile Avrupa Birliği’ne dolayısıyla Avrupa Medeniyeti’ne ait’ olmamız mumkun değildir. Dolayısıyla bir aidiyet’ten değil olsa olsa bir mensubiyet’ten soz edilebilir;- o kadar! Yasayan gorecektir: Bu mensubiyet’in siyasal karsılığı ya ikinci sınıf uyelik’ (’membership second class’) ya ’imtiyazlı ortaklık’ (’privileged partnership’) ya da genisletilmis yardımcı uyelik’ (’extended associate membership’) statusu olacaktır;- asla tam uyelik’ değil! Tam uyelik’ ancak Avrupa Medeniyeti’ne ait’ olanlar icindir cunku... Peki mensubiyet’in ortuk kosulları’ neler? Bunların en basında geleni hic suphesiz Turk Tarihi’nin Taner Timur’un bundan 18 yıl once onerdiği gibi Avrupa tarihine gore yeniden yazmak’tır! Gecen hafta da belirttim: Timur’a gore Batı’nın cağdas’ rasyonel’ ve evrensel’ değerlerine gore yeniden yazılacak bir tarihin bize Batı’dan ayrı Batı’nın dısında bir tarihimiz olmadığını’ gosterecektir. Dikkat edildi mi bilmiyorum Taner Timur Osmanlı Kimliği’ adlı kitabında cağdaslasmanın(!) bizim acımızdan tarihi gercekler diye bir seyin olamayacağını kabul etmemize bağlı’ olduğunu onesurmektedir. Pekiyi de tarihimizi Avrupa Tarihine gore yeniden yazmak’ ne demeye geliyor? Hic suphesiz bu konuda birinci kosul 1915 Ermeni Soykırımı’nı kabul etmek olacak. Bu bize ait’ bir gerceğin olmadığını gosterecek dolayısıyla Ermeni soykırımı’nı kabul edip tarihimizi Avrupa Tarihi’ne gore yeniden yazar’sak cağdas’ rasyonel’ ve evrensel’ değerlere (!) sahip olma yolunda olduğumuz anlasılacak;-oyle mi? Bakındı hele! Gecen haftaki yazımda adını koymustum: Bize dayatılan aslında bir Euro-Tarih’tir’ ve Ermeni Soykırımının kabulu kosulu bir baslangıc! Bakalım Avrupa Medeniyeti’ne mensubiyet’ adına’ bize ait’ daha hangi gerceklikleri olumsuzlamamız gerekecek!