Avrupa Birligi Ve Ermeni Sorunu (I.) -
Avrupa Birliginin Ermeni soruna gosterdigi ilk ilginin temelinde Turkiye nin Birliğe tam uye olmak icin 1987 yılında yaptığı basvuru ve o yıllarda henuz sona ermis olan Ermeni teroru vardır.
Avrupa Parlamentosu Turkiye nin basvurusundan uc ay kadar sonra 18 Haziran 1987 tarihinde Ermeni Sorunun Siyasi Bir Cozumu baslığını tasıyan uzun bir tavsiye kararı kabul etmistir. Halen de Avrupa Parlamentosunun Ermeni sorunu icin ana belgesi olan bu kararda baslıca su hususlara yer verilmistir.
a. 1915-1917 doneminde Ermenileri ilgilendiren trajik olaylar 1948 Birlesmis Milletler Soykırımı Sozlesmesince ongorulen sekilde bir soykırımdır; ancak bu gunun Turkiyesi sozkonusu trajik olaylardan sorumlu tutulamaz ve bu olayların soykırım olarak tanıması Turkiye den siyasi hukuki ve maddi taleplerde bulunulması sonucunu veremez.
b. Ermeni grupları tarafından yapılan ve 1973 ile 1986 yılları arasında masum insanların olum ve yaralanmasına yol acan saldırılar derin bir esef ile karsılanmıs ve kınanmıstır.
c. Avrupa Birliği Konseyi Turkiye nin soz konusu olayları soykırım olarak tanımasını sağlamalıdır.
d. Turkiye nin Ermeni soykırımını tanımaması Avrupa Birliğine tam uyeliği yolunda asılamaz bir engel olusturur. (Kararda ayrıca Turkiye nin Yunanistan ile olan iliskilerine uluslararası hukuk ilkelerini uygulamaması Kıbrıs ı isgale davam etmesi Kurt sorunun varlığını inkar etmesi gercek demokrasi eksikliği kisisel ve kolektif ozgurluklere ozellikle dini ozgurluklere saygı gosterilmemesi de tam uyelik yolundaki diğer asılmaz engeller olarak belirtilmistir)
Yukarıda da değindiğimiz gibi Avrupa Parlamentosunun bu tavsiye kararını almasının ana nedeni Turkiye nin 1987 yılı Nisan ayında Avrupa Birliği ne tam uye olmak icin basvurmus olmasıdır. Bu basvuru Avrupa Birliği uyelerinin Turkiye den olabilecek tum taleplerini ortaya atmalarına sebep olmustur. Ermeni Sorunun Siyasi Bir Cozumu baslığını tasıyan karar da bu cercevede gundeme gelmistir. Kararın amacı Ermenileri terorist eylemlerden uzaklastırmak icin Ermeni sorununun siyasallastırılmasıdır. Diğer bir deyimle Avrupa Parlamentosu Ermeni soykırımını tanımak ve Turkiye nin de olayları soykırım olarak tanımasını talep etmek suretiyle terorden vazgecmis olan Ermeni diasporasını odullendirmek istemistir.
Bilindiği uzere 1973-1986 yılları arasında cesitli Ermeni teror orgutleri tarafından Turk diplomat ve diğer yurtdısı gorevlilerine karsı yurutulen saldırılar sonucunda dordu buyukelci dordu baskonsolos ve biri de askeri atese gibi yuksek rutbelerde olmak uzere 34 Turk gorevlisi yabancı ulkelerde sehit edilmisti. Bu saldırıların pek coğu Avrupa Birliği ulkelerinde vuku bulmus ancak bu ulkelerde ve ozellikle Fransa da bu cinayetlere adi polis olayları gibi yaklasılmıs ve bu nedenle Ermeni terorunun onu alınamamıs bunun sonucu olarak da saldırıların yapıldığı ulkelerle Turkiye arasında ciddi anlasmazlıklar yasanmıstı. Soz konusu ulkelerin tutumu Ermeni teroristlerin Turk olmayan kisilere de zarar vermeye baslamalarından ve ozellikle 15 Temmuz 1983 tarihinde Paris in Orly Hava Limanında yapılan bombalı saldırıda 2 Turk e karsılık 6 yabancının olmesinden sonra değismis Ermeni teroru kınanmamaya devam edilmekle beraber onlemler arttırılmıs ve yakalanan teroristlere hosgorulu davranılmamaya baslanmıstı. Bu arada Ermeni terorizmine destek veren bazı legal Ermeni kurulusların uyarıldığı ve Turkiye ile mucadelelerini siyasi alana kaydırmalarının istendiği ve hatta kendilerine yardımcı olunmaya calısılacağının bildirildiği de o yıllarda rivayet edilmistir. Avrupa Parlamentosunun yukarıda değinilen tavsiye kararı bu rivayetlerde gercek payının yuksek olduğunu dusundurmektedir.
Avrupa Parlamentosunun soz konusu tavsiye kararının ne gibi etkileri olmustur? Kararın odağını Parlamentonun sozde Ermeni soykırımını tanıması teskil etmektedir. Ancak Avrupa Parlamentosunun ve aynı doğrultuda karar almıs olan on uc ulke milli parlamentoların hukuken boyle bir karar almaya yetkileri olmadığı gorulmektedir. Zira tum bu ulkelerin taraf olduğu Birlesmis Milletlerin 1948 tarihli Soykırım Sucunun Onlenmesi ve Cezalandırılması Sozlesmesinin 9 maddesine gore sozlesmenin olaylara uygulanabilirliği ve bir devletin soykırım icin sorumluluğunun saptanması yetkisi Uluslararası Adalet Divanına aittir. Esasen milli egemenlik ilkesi gereğince bir ulke parlamentosunun diğer bir ulke icin aldığı kararların gecerli olması mumkun değildir. O nedenle bu kararların hukuki bakımdan gecerliği yoktur. Ermenilerin 1915 yılındaki sevk ve iskânı hakkında fikir beyanı niteliğindedirler. O nedenle de Turkiye yi hukuken bağlayamazlar. Avrupa Parlamentosunun yukarıda değindiğimiz kararı ise tavsiye niteliğinde olduğundan Avrupa Birliği ulkelerini ve hatta her zaman aksi yonde bir karar alabileceği icin bizzat Parlamentonun kendisini dahi bağlamaz. Buna karsın soz konusu karar ve Ermeni soykırımını tanıyan diğer kararlarının Turkiye aleyhine kamu oylarında esasen mevcut olumsuz dusunceleri pekistirdiğini ve Ermenilerin Turkler tarafından soykırımına uğratıldığına dair yaygın kanının baslıca nedeni olduğunu belirtmemiz gerekmektedir.
Diğer yandan hukuki bir sonucu olmasa da Avrupa Parlamentosunun 18 Haziran 1987 tarihli kararının Turkiye nin ileride Birlik uyeliğine kabulu gerceklestiği taktirde bu uyeliğin onaylanması asamasında olumsuz bir etki yapabileceği gorulmektedir. Yukarıda değindiğimiz uzere kararda Ermeni soykırımını tanımamasının Turkiye nin Avrupa Birliğine tam uyeliği yolunda asılamaz bir engel olusturacağına dair bir ifade bulunmaktadır. Turkiye nin Birliğe katılımı icin yapılacak ve en az on yıl surecek muzakereler olumlu bir sekilde sonuclanırsa Turkiye nin Birliğe katılımı ile ilgili antlasma Avrupa Parlamentosunun tasdikine sunulacak ve 1987 yılı Tavsiye Kararı da o zaman gundeme gelecektir. Ancak yukarıda değindiğimiz gibi Avrupa Parlamentosu kendi tavsiye kararlarıyla bağlı değildir. O nedenle katılım antlasmasını onaylamadan once Turkiye den Ermeni soykırımını tanımasını istemek veya istememek Parlamentonun o andaki coğunluğu tarafından tayin edilecektir.
Turkiye nin 1987 yılında Avrupa Birliğine uye olmak icin yaptığı basvurunun olumlu sonuclanmaması Avrupa Birliğinin Turkiye uzerinde nufuzu azaltmıs ve bu da 1987 yılı tavsiye kararının onemini kaybetmesine yol acmıstır. Bu durum karsısında Ermeni Diasporası 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Ermenistan ın da katkısıyla bazı ulkeler parlamentolarının Ermeni soykırımını tanıyan kararlar alması cabalarına oncelik vermistir. Halen Ermeni soykırımını tanıyan on uc ulkeden on biri bu konuda 1993 yılından sonra karar almıstır.
Turkiye 1999 yılında yeniden tam uyelik icin Avrupa Birliğine basvurması 1987 yılı tavsiye kararının tekrar gundeme gelmesine neden olmustur. Turkiye nin Birliğe katılımı icin yapılan calısmalar hakkında Avrupa Komisyonu her yıl ilerleme raporları hazırlamaktadır. Avrupa Parlamentosu bu raporları incelemekte ve goruslerini belirten tavsiye kararları almaktadır. Ermeni diasporası bu tavsiye kararlarında 1987 yılı kararına atıfta bulunulmak suretiyle Parlamentonun Ermeni soykırımını tanıdığı ve Turkiye den de tanımasını istediği hususların teyidine calısmıs ve basarılı da olmustur. Bu arada Ermenilerin soz konusu kararın Turkiye nin trajik olaylardan sorumlu tutulamayacağına bu olayların soykırım olarak tanımasının Turkiye den siyasi hukuki ve maddi taleplerde bulunulması sonucunu veremeyeceğine ve ayrıca Ermeni terorunun esef ile karsılandığı ve kınandığına hic değinmediği de gorulmustur. Avrupa Parlamentosunun 2000 yılından sonra aldığı tavsiye kararlarında da bu hususlar yoktur.
Avrupa Parlamentosu son olarak Avrupa Birliği Doruk toplantısından iki gun once 15 Aralık 2004 tarihinde 2004 yılı ilerleme raporu hakkında bir tavsiye kararı kabul etmistir. Soz konusu kararda Turkiye ile muzakerelerin gecikmeden baslatılmasını tavsiye olunmustur. Bu karar Turkiye de buyuk memnunluk yaratmıs ve husustaki oylama sırasında kullanılan evet pankartlarını gosteren fotoğraflar bir cok Turk gazetesinin ilk sayfasını suslemistir. Ancak aynı tavsiye kararında Turkiye nin Ermenilere karsı islenen soykırımı tanımaya davet edildiğinden Komisyon ve Konseyden Turkiye nin soykırımını tanımasını talep etmesinin istendiğinden ve Ermenistan ile olan sınırların acılması gereğinden pek bahsedilmemistir. Ozetlemek gerekirse Avrupa Parlamentosu 15 Aralık 2004 tarihli kararıyla bir yandan Turkiye ile muzakerelerin baslamasını isterken diğer yandan da Ermeni sorunu konusunda esasları 1987 yılı tavsiye kararında yer alan tutumunu muhafaza etmistir.
Avrupa Birliğinin icra organı olarak nitelendirilebilecek Avrupa Komisyonun Ermeni diasporasının talepleri karsısındaki tutumuna gelince soykırım konusu aday ulkelerin yerine getirmesi sart olan Kopenhag kriterleri arasında yer almadığından Turkiye icin bir vecibe teskil etmemistir. Diğer yandan Ermeni diasporasının ve Ermenistan ın Turkiye nin Ermenistan ile olan sınırlarını acması talebi ilerleme raporlarında benimsenirken soykırım konusuna yer verilmemistir. Ancak 6 Ekim 2004 tarihini tasıyan son ilerleme raporunun Turkiye nin Avrupa Birliğine olası uyeliğinin cıkarabileceği sorunlar bolumunde Turkiye den Ermenistan ile diplomatik iliski kurması ve kara sınırlarını acması istendikten sonra su talep yer almıstır: Diğer onemli bir konu trajik olayların ozellikle 1915/1916 yıllarında bolgedeki insanı acıların yorumlanmasına iliskindir. Turkiye nin (Avrupa Birliğine) katılma perspektifi Ermenistan ile olan ikili iliskilerin iyilesmesine ve bu olaylar hakkında bir barısma yapılmasına yol acmalıdır.
Komisyonun trajik olaylar deyimini kullanmak suretiyle soykırım sozcuğunu telaffuz etmekten kacındığı ve boylelikle Turkiye nin tepkisini cekmemeye calıstığı gorulmektedir. Diğer yandan Komisyon katılma perspektifi icinde diğer bir deyimle muzakereler sırasında trajik olaylar hakkında bir barısma olmasını istemektedir. Bu barısmanın nasıl olacağı belli değildir. Acaba Turkiye den soykırımı tanıması ve/veya Ermenilerden ozur dilemesi mi beklenmektedir? Yoksa Ermeni mezalimi dikkate alınarak tarafların birbirlerin-den ozur dilemeleri mi yeterli olacaktır? Komisyonun bu ayrıntılara girmeyerek bu konuda taraflar arasındaki her mutabakatı memnuniyetle kabul edeceği anlasılmaktadır.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com