İmha edilen kacıncı arsiv? -
Gectigimiz haftalarda 12 Eylul 1980 deki askeri darbeden 2004 teki sivillesmeye gelinceye kadar geride cok sayıda Psikolojik Harp Planı ve Turkiye nin ulusal guvenligi acısından tehlikeli gorunen kisi ve kurulus hakkında bilgi dosyasının kaldığını ancak (yeni ve sivil) MGK Genel Sekreterliği nin AB ye uyum calısmaları cercevesinde baska kurumlara ait belgeleri iade ederken MGK uretimi plan ve fisleri imha ettiğini oğrendik. İcinde benim de bulunduğum bir grup kisinin hayırlı bulduğu bu eylemi TUSTAV ın Genel Baskanı Erden Akbulut siddetle protesto etti ve bunun mutlaka sorusturulması gerektiğini henuz yok edilmeyen belgelerin koruma altına alınması imha edilenlerin ise mumkunse onarılması gerektiğini soyledi. İnternet ortamında Akbulut a destek veren Galip Dursen ise fislerin Avrupa daki Gladionun dağıtılmasından sonra yapıldığı gibi ilgilisinin bilgisine acılmasını ve ilgilisinin izni altında yayınlanabilmesini onerdi. Gercek bir tarih bilinci ile yapılmıs bu itirazların arkası gelmedi cunku biz bu tur imhalara karsı serbetliydik.
sahbaba kitabının yazarı Murat Bardakcı milyonlarca belgenin olduğu Basbakanlık Osmanlı Arsivleri nde bugun Sultan Vahideddin le ilgili ise yarar tek bir siyasi belge bulunmuyor dediğinde tepki gostermemistik mesela. Aynı sekilde I. Dunya Savası yıllarında Rus isgali sırasında el konulmasın diye Samsun a gonderilen ve isgal sonrası Trabzon a iade edilen 500 yıllık Trabzon Vilayet Arsivi nin 1982 de yanlıslıkla denize dokulmesine de ses cıkarmamıstık. İstanbul Defterdarlığı Maliye Arsivi ne ait yaklasık 50 ton Osmanlı belgesinin 1931 yılında okkası uc kurus on paraya Bulgaristan a satılmasından haberimiz olmadığı doğruydu ama Sirkeci tren istasyonuna goturen kamyonlardan evrakların Sultanahmet Parkı civarında ortalığa sacıldığını ve copculer tarafından toplanarak Kumkapı da denize dokulduğunu okuduğumuzda da sasırmamıstık. Nitekim halen Bulgaristan da Cyril ve Methodius Kutuphanesi nin sarkiyat bolumunde bulunan belgelerin mikrofilmleri ve fotokopileri Bulgaristan hukumeti tarafından 1993 yılında iade edildiğinde de konu tartısılmadı. 2000 yılında aralarında Sultan II. Beyazıt tarafından kurulan Haremeyn Vakfı da olmak uzere cesitli vakıflara ait Osmanlı evraklarının SEKA copluğunden vatandaslarca toplandığı gazetelere yansımıstı. Evkaf-ı Humayun Nezareti ne ait evrakların muhafazasının İstanbul Vakıflar Bolge Mudurluğu nun sorumluluğunda olduğu acıklandı ancak evrakların kimler tarafından SEKA ya gonderildiğini oğrenemedik daha doğrusu oğrenmek icin caba gostermedik.
Kayıtsızlık
Bu olaylardaki kayıtsızlığımızı Cumhuriyet kusaklarının Osmanlı gecmisine karsı ideolojik kokenli ilgisizliği diye acıklayanlar olabilir ama buna katılmak mumkun değil. Cunku Cumhuriyet kusakları sadece atalarınınkine değil kendi tarihlerine karsı da kayıtsız. Bildiğimiz kadarıyla 1 Mart 1923 te Osmanlı arsivlerinin korunması yolunda ilk adımı atan Cumhuriyet hukumetleri Muhafazasına Luzum Kalmayan Evrak ve Vesaitin İmhasına Dair nizamnamelerin ilkini 1934 de cıkarmıstı. Devlet dairelerinin 10 yasını asmıs belgeleri imha etmesi ongoren bu nizamnamede evrakların imha sekli acıklanmadığından tasra ile merkez teskilatları arasında bitmez tukenmez yazısmalar yapıldıktan sonra gizliliği olan ama guncelliğini yitiren belgelerin kıyılarak kağıt tuccarlarına satılmasına karar verilmisti cunku o yıllarda henuz SEKA kurulmamıstı! Uygulamadaki basıbozukluk yuzunden 1939 da rafa kaldırılan nizamnamenin yerine 1956 da cıkarılan yeni İmha Kanunu ve 1957 deki uygulama yonetmeliği ise o kadar karmasıktı ki uygulama neredeyse imkansız hale gelmisti. Sonucta Maliye Bakanlığı odenek ayıramadığı gerekcesiyle 1959 da bu yasanın uygulanmasına son verdi. Bu yıllarda kac komisyonun ne kadar belgenin imhasına karar verdiğini bilemiyoruz. Cunku imhaya iliskin kayıtlar da ortada yok. Nitekim gectiğimiz yıl Tarih Vakfı adına bir arastırma icin gittiğimiz ve Turkiye deki en iyi arsivlerden birine sahip olduğunu sevinerek gordumuz Darphane Mudurluğu nde (eski Darphane-i Amire) 1934 oncesine ait bir belge bulamadığımız gibi bunların akibetini de oğrenememistik.
1959 dan 1980 lere kadarki donemde 17 kurumun TBMM den aldığı ozel izinle kendi belgelerini imha ettiği ileri suruluyor. Binlerce kitap ve belgelik arsivi ile Cumhuriyet kusağının gururu olan Orhan Koloğlu da Basın Yayın Genel Muduru iken (1974 1978-79) Milli Mucadele den itibaren butun demeclerin resmi acıklamaların kaynağı olan kurumunun arsivini arastırmaya kalktığında bina değisimi sırasında butun belgelerin SEKA ya gonderilmis olduğunu oğrendiğini acıklamıstı. Ama arsivlerdeki asıl buyuk temizlik 1980 darbesinden sonra yapıldı. Televizyonlarda siz imha edeceğiniz kağıtları soyleyin biz kamyon gonderelim mealindeki reklamları hatırlayanlar icin bu bilgi hic de sasırtıcı değil. Gerek devletin kağıt ihtiyacını karsılamak gerekse ait olduğu kurum binalarında yeni bos alanlar acmak ve gelir temin etmek amacıyla yapıldığı ileri surulen bu imhanın ideolojik yanı ise su goturmez. Nitekim Husamettin Cindoruk tan oğrendiğimize gore bu donemde 1950 lere kadarki doneme damgasını vuran tek parti CHP nin butun arsivi Demokrat Parti ve Adalet Partisi arsivlerinin onemli bir kısmı Senato ya ait zabıtların tamamı ve İstiklal Mahkemesi zabıtlarının bir bolumu de SEKA ya gonderilerek imha edilmisti.
Arsivler hurdacıya
2002 de Zaman gazetesinde yayınlanan bir habere gore Tunel İsletmesi ile ilgili bir calısma yapan Prof. Dr. Vahdettin Engin Osmanlıca ve Fransızca pek cok değerli belgenin İETT arsiviyle beraber 1982 yılında SEKA ya gonderildiğini uzulerek oğrenmisti. Prof. Engin Cumhuriyet tarihi ile ilgili master ve doktora oğrencilerine konu bulmakta zorlandıklarını cunku ciddi kaynak sorunu yasadıklarını da soylemis. 1998 yılında Dısisleri Bakanlığı na ait kıymetli evrakların bulunduğu bir celik kasanın ihale ile Milli Emlak tarafından hurdacılara satıldığını ise hurdacıdan kasayı satın alan market sahibi icindeki evrakların gizli damgalı olduğunu gorup de Genelkurmay Baskanlığı na haber verdiğinde oğrenmistik. İlber Ortaylı 2001 de Milliyet te yayınlanan yazısında Dısisleri Bakanlığı arsivlerinin perisan durumunun Ermeniler tarafından istismar edildiğini yazmıstı. Bunlardan sonra 2004 Haziran ayında Ankara Universitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakultesi ndeki lisans bitirme tezlerinin cok yer isgal ettikleri gerekcesiyle SEKA ya gonderilmesinin ne kadar onemsiz olduğunu kabul etmek gerekir.
Yazımızı bir bireysel arsivcilik hikâyesi ile bitirelim. 1920 yılında TBMM de Evrak ve Tahrirat Muduru olarak calısan Necmettin Sahir (Sılan) her seyin kotu gittiği bir donemde moral bozukluğu icindeki milletvekillerine bir soru yoneltmis: Kazanılacak olan İstiklal Savası nın iyi sonuclar vermesi neyle mumkun olacaktır? Cumhuriyet tarihinin ilk anketi sayılan bu soruya 437 milletvekilinden 315 i tarafından verilen birbirinden ilginc cevaplar Necmettin Bey in vefatından sonra ailesi tarafından (binlerce belge ve fotoğrafla birlikte) Tarih Vakfı na bağıslanmıs. Yucel Demirel tarafından yeni harflere aktarılan Prof. Mete Tuncay tarafından dili sadelestirilen Doc. Ahmet Demirel tarafından tasnifi ve analizi yapılan anket sonucları Meclis Baskanı Bulent Arınc ın desteği ile TBMM tarafından yayınladı. Bu sevimli oykunun belgelerle olan iliskimizi yeniden dusunmemize yardımcı olmasını umalım.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com