Icmal -
Yarın cıkacak AB zirve kararının 4. versiyondan ne kadar farklı olacagını bilmeden bu yazıyı yazıyorum. Ama muhtemel farkların daha cok uslupla ilgili olacagı soylenebilir. Zira AB nin uyeliğimize iliskin gorusleri değismesi zor bir belirginlik kazanmıs gorunuyor.
17 Aralık zirvesi kararıyla bize giris muzakereleri icin bir tarih verileceği muzakerelerin 2005 icinde taramayla baslayacağı ve muhtemelen imtiyazlı ortaklığa değinmeden tam uyeliği hedef alacağı anlasılıyor.
Ancak bu kararla baslayacak surecin mutlaka olumlu yuruyeceği anlamına gelmez. Kıbrıs Ege azınlıklar (Kurt ve Aleviler) Ermeni soykırımı ve tam uyelikle bağdasmayan sınırlayıcı uyelik modeli muzakere surecini buyuk bir belirsizliğe atıyor.
Uyeliğimiz onundeki bu engelleri tek tek ele alarak asabileceğimiz dusunulebilir. Ama hepsinin birden etkilesim halinde onumuze yığılması guclu ve vahim bir ihtimal olarak gorunuyor.
Bir AB uyesi olarak muzakerelerde muhatabımız olacak Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınma isteğini reddedemeyeceğimiz soyleniyor. Ama tanımadan sonra Bir AB uyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti nin kuzeyini istila etmis duruma duseceğimizden silahlı kuvvetlerimizi ve yerlesikleri cekme; bu uyenin ic siyasi yapısı ve anayasal duzenine mudahale etmeme taleplerini hangi gerekceyle reddedebileceğiz?
Yunanistan Ege sorunları icin yargı yoluna gitmekten kacındı. Ama biz Bir AB uyesi olarak muzakerelerde muhatabımız olacak bu ulkenin karasularını genisletmeye kalkısmasını savas nedeni sayamayacağız; hava sahası ve karasuları farkını sineye cekeceğiz; ortaya cıkacak bu fiili duruma gore Lahey e gidilirse Ege yi de tumuyle kaybedebileceğiz.
Guneydoğu da bir otonom bolge kurulması amacıyla universitelerdeki Kurt oğrencilerin saldırıları mitingler ve sivil itaatsizlik eylemleriyle PKK nın terorist faaliyetlerinin sureceği anlasılıyor. İlerleme raporundaki azınlık yaklasımı Nisan 2005 te olusturulacak yeni Katılım Ortaklığı Belgesi nde (KOB) yerine getirmemiz gereken bir siyasi kıstas niteliği kazanırsa otonomi doğrultusunda kullanılabilecek.
Fransız Dısisleri Bakanı Barnier Ermeni trajedisi ni tanıma konusunu muzakere masasına getireceklerini soyluyor. Bu muzakerelerin bitimine kadar soykırım iddialarını kabul etmemiz gerektiği anlamına geliyor.
Muzakerelerin kesilmesi veya veto tehdidiyle desteklenen bu konulardaki talepler ve bunları karsılamak icin vermek zorunda kalacağımız odunler surecinde kamuoyu cehenneme donecek.
2006 da Merkel-Stoiber ikilisinin Almanya da 2007 de de Sarkozy nin Fransa da iktidara gelmeleri halinde simdiden soyledikleri gibi uyelik muzakerelerini durdurmaları ve imtiyazlı uyeliği amaclamaları 18 Aralık ta baslayacak sureci anlamsız hale getirecek.
Kaldı ki zirve kararında serbest dolasım tarım sektoru ve yapısal politikalar konusunda derogasyon lara basvurulacağı yani bize yapılacak muamelenin AB yi olusturan temel ilkelere istisna olusturacağı hususu da yer alırsa fiilen imtiyazlı ortaklığa inmis olacağız. Uyelere sağlanan ana mali yardımlar olan tarım subvansiyonlarından ve yapısal fonlardan surekli mahrum olacağız. Halk doğal olarak verilen olağanustu odunler karsılığında ne sağladığımızı hatta ne amacla muzakere ettiğimizi sorgulayacak.
Hukumet ustune duseni fazlasıyla yerine getirdi. Gerekli uyarıları da yaptı. Ama karar boyle cıkarsa AB nin uyeliğimizi istemediği veya hazır olmadığı anlasılacak.
Bu durumda hukumet neleri kabul edemeyeceğini bildirerek AB zirve kararını reddedebilir. Boylece AB nin dunya gerceklerinden uzak dar dıslayıcı ve onyargılı tutumunu gozden gecirmesi sağlanabilir. Unutmayalım onyargılı davranıslar her zaman derin pismanlık duyguları yaratır. Ote yandan uye olamazsak Rumlar Kıbrıs ta (ve Yunanlılar da Ege de) asırı taleplerinin kendilerine neler kaybettireceğini idrak ederler.
Muzakereler yeni sartlarda acılıncaya kadar Turkiye de demokratik rejimin sarsıntı gecirmeden ayakta durabileceği de kanıtlanmıs olur.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com