Vakıflar Kanunu Tasarısı ve Cemaat Vakıfları - Haber Arşivi 2001-2011
22 Nisan 2025 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Կորդուիք / Ժամ : Փայլածու

Haber Arşivi 2001-2011 :

29 Kasım 2004  

Vakıflar Kanunu Tasarısı ve Cemaat Vakıfları -

Vakıflar Kanunu Tasarısı ve Cemaat Vakıfları

Tasarı Vakıflar Meclisinin olusumundan baslayarak cemaat vakfının tanımı denetim giderleri muafiyeti yonetici secimi ve azli uluslararası faaliyet ve isbirligi tasınmazların tasarruf hakkı ve suren davalarla ilgili sorunlar iceriyor. Vakıflar Genel Mudurlugu Yeniden Yapılandırma ve Mevzuat Komisyonu uyeleri Genel Mudur yardımcısı Suleyman Dinc 1. Hukuk Musaviri Oya Ercil ve Muhasebe Dairesi Baskanı Aydın Seckin imzalarıyla Vakıflar Kanunu tasarısını Basbakanlığa sevk etti.. Vakıflar Genel Mudurluğu sitesindeki bilgilere gore; Yeniden Yapılandırma ve Mevzuat Komisyonu taslağı Mayıs 2003 teki Vakıf Medeniyeti Sempozyumu Aralık 2003 teki Uluslararası Vakıf Sempozyumu Avrupa Birliği Genel Sekreterliği nezdinde sivil toplum orgut temsilcilerinin de katıldığı cesitli toplantılar Genel Mudurlukteki komisyon calısmaları Temmuz 2004 te Devlet Bakanı ve Basbakan Yardımcısı Mehmet Ali sahin baskanlığında bilim cevreleri sivil toplum kuruluslarının temsilcileri ve ust duzey burokratların katılımıyla yapılan toplantı sonucları goz onune alarak hazırladı. Taslaktaki cemaat vakıflarıyla ilgili sorunlu bolumleri bu yazıda acmaya calısacağım. Cemaat vakıfları tanımında eksiklik Yasa Tasarı taslağının Tanımlar baslıklı 3. Maddesinde Cemaat Vakıflarının kuruluslarına iliskin bir tanım eksikliği goze carpıyor. Bilindiği gibi Cemaat Vakıflarının buyuk coğunluğu gecmiste vakıf olarak kurulmadıkları icin Vakfiyeleri yok. Bu kurumlar zamanında padisah fermanları ile kurulan hayır kurumları. Bu kurumları biz daha sonra Cumhuriyet doneminde cıkarılan 2776 Sayılı Kanunla vakıf statusune sokmusuz. Bu nedenle tanımlar arasına Fermanlar tanımının da eklenerek Fermanları da Cemaat vakıflarının kurulusuna izin veren padisah buyrukları seklinde acıklamamız ileride bu vakıflarla ilgili vakfiye tartısmasına da son vermesi acısından iyi olur sanırım. Cunku bu vakıflar bilindiği gibi bu sebeple cok sıkıntılar yasadı. Bu oneri benimsenirse taslağın ilgili bolumlerine vakfiye sozcuğunun yanına fermanlar sozcuğunun de eklenmesi gerekir. Yonetici seciminde acıklık Taslağın 6. Maddesinin 3. Fıkrasında Cemaat ve Esnafa Mahsus vakıfların yoneticileri kendilerince secilir denmis. Ancak bu secimin nasıl yapılacağı ve secimin hangi usul ve esaslara tabi olacağı hususunda bir acıklık yok. Uygulamada Cemaat vakfı secimleri onemli bir sorun olarak yasanıyor. Bu vakıfların secim usul ve esasları konusunda bir acıklık bugun yasanan sorunların ileride yasanmaması ve bu vakıfları yurutmenin keyfi tutum ve davranıslarına karsı koruma acısından onemli. Yonetici azli sorunlu Taslağın 9. Maddesinde Vakıf yoneticilerinin gorevden alınması (Azli) duzenlenmis. Ancak madde metni dikkatlice okunduğunda yonetim ile yonetici birbirine karısmıs gorunuyor. Yoneticilerden birinin kusurundan butun yonetim sorumlu tutuluyormus gibi bir anlam cıkıyor. Ayrıca yonetimin gorevden alınması durumunda yonetimin kayyıma devrinden once yedek yoneticilerin goreve davet edilmesi daha demokratik bir duzenleme olmaz mı? Yine bu madde metninde telafisi imkansız sonuclar doğuracak durumlarda Meclis kararı uzerine kurumca gecici olarak gorevden uzaklastırılır hukmu bir tedbir niteliğindedir. Kanımca hukuk devletinde tedbir kararı Mahkemelerce verilmelidir. Veya fermanlarındaki... ibaresi eklenmeli 14. Maddede Cemaat vakıflarının vakfiyelerindeki tabirine veya fermanlarındaki ibaresinin eklenmesi doğru olacak diye dusunuyorum. Cunku yukarıda da acıklamaya calıstığım gibi pek azı dısında cemaat vakıflarının vakfiyesi yok. İste bu sakıncaları gidermek acısından ferman tanımı ve ilgili yerlere bu sozcuğun eklenmesi daha doğru olur diye dusunuyorum. Uluslar arası faaliyet ve isbirliği Uluslar arası Faaliyet ve isbirliğini duzenleyen 24. Maddede cemaat vakıflarına iliskin bir ibare yok. Bu madde hukmu sadece yeni vakıflar acısından duzenlenmis. Bu olanağı sadece yeni vakıflara hasretmek doğru değil. Cunku cemaat vakıfları arasında gecmiste ve halen yurtdısından bağıs alanlar olduğu gibi yurtdısında yasayan biri bu vakıflara miras nedeniyle vasiyetname yoluyla ya da doğrudan bağısta bulunabilir. Orneğin Gulbenkyan vasiyetnamesine gore Yedikule Ermeni Hastanesine yıllardır tıbbi yardım yapılıyor. Ve bu yardımlardan bugune kadar gumruk alınmıyor. Bu nedenle bu madde metnine cemaat vakıfları icin mulki idare amirine onceden bildirim sartı olmaksızın ayni ve nakdi bağıs kabul edebilecekleri eklenmeli. Aksi takdirde bu duzenleme ileride yeni sorunlara yol acabilir. Denetim giderlerinden muafiyet Madde 34 hukmune cemaat vakıfları icin yonetim ve temsil masrafları ile denetim giderlerinden muaf tutulacağı yazılmalı. Halen uygulama bu yonde. Vakıflar Meclisi: Atanan secilen dengesizliği Vakıflar Meclisinin olusumunu duzenleyen 44. Madde en sorunlu maddelerden biri olarak gorunuyor. Bir kere atanmısların idarenin ezici bir ağırlığı var. Daha demokratik bir olusum mumkun. Bu nedenle oncelikle atanmıslar ile secilmislerin sayısı arasındaki dengesizliğin giderilmesi gerekir. Ayrıca secilmis temsilcilerin secimi konusunda da bir acıklık yok. Orneğin yeni vakıflardan uc kisi dendiğinde sayıları binleri bulan yeni vakıfların bu uc temsilciyi nasıl sececeği konusunda hicbir acıklama yok. Gercekten binlerce vakıf nasıl bir araya gelecek ve hangi olcutlere gore uc temsilci sececekler? Bu konu anlasılmaz durumda. Ayrıca bu maddenin son fıkrası 45. Maddenin (e) bendi ile celisiyor. soyle ki; bu maddenin son fıkrasında Meclisin calısmasına iliskin usul ve esaslar ile secimle gelecek uyelerin nitelikleri ve secim sekli yonetmelikle belirlenir denmis. Ancak 45. Maddenin (e) bendinde ise secim usul ve esaslarını meclisin tespit edeceği yazılmıs. Hangisine itibar edilecek? Belli değil. Yonetmelik mi cıkarılacak yoksa meclis mi tespit edecek? Tasınmazların tasarruf hakkı Taslağın Gecici 11. Maddesi hem cok yetersiz hem de anlasılması guc bir sekilde ifade edilmis. Yine bu madde sorunu cozmekten cok yeni sorunlar yaratacak nitelikte. Bir kere cemaat vakıflarının ellerinden alınmıs tasınmazlarla ilgili olarak tasarruflarında bulunduğunu ispat kosulu getirmek esyanın tabiatına ve her turlu mantık kuralına aykırı bir duzenleme. Cunku cemaat vakfının elinden alınmıs tasınmaz mallar nasıl onların tasarrufunda olabilir ki? Zaten Mahkeme kararı ile ellerinden alınıp baskalarının tasarrufuna verilmis. Vakıflar Genel Mudurluğunun hazinenin ya da ucuncu sahısların tasarrufuna gecmis bu tasınmazlar icin boylesi bir kosul getirmek akla ve mantığa aykırı. Yine bu madde metninde cemaat vakıflarının ellerinden alınarak hazineye gecen tasınmazların vakıflara devri ongorulmus ancak Vakıflar Genel Mudurluğu ne gecmis tasınmazlar icin bir hukum getirilmemis. Bu eksikliğin de giderilmesi gerekmez mi? Yine cemaat vakıflarının ellerinden alınmıs tasınmazların tekrar bu vakıflara devri icin Ayrıca vakıf serhi olmamak kosuluyla denerek bir baska kosul getirilmis. Vakıf serhi mulkiyetin intikaline engel değil. Taviz bedeli odenerek bu serh kaldırılıyor. Yani vakıf serhi mulkiyete engel bir serh değil. Halen uygulamada da vakıf serhi taviz bedeli odenerek kaldırılıyor. Bu madde metninin yeniden yazılması gerekir diye dusunuyorum. Yeniden yazarken de; a) Cemaat vakıflarının 1936 yılından sonra edindikleri ve halen tapuda adlarına kayıtlı olan tasınmazların mulkiyetinin tartısma konusu yapılmayacağı b) Cemaat Vakıflarının 1936 yılından sonra edindikleri ve ancak mahkeme kararı ile tapu kaydı iptal edilip eski malik adına ya da eski malikin gaip olması nedeniyle hazineye gecen yine Mahkeme kararı ile Vakıflar Genel Mudurluğu adına kaydedilen tasınmazların yururlukten itibaren bir yıl icinde muracaat edilmesi halinde tapuda ilgili cemaat vakfı adına tescil olunacağı c) Bu tasınmazlar hazine ya da Vakıflar Genel Mudurluğu tarafından ucuncu kisilere satılmıssa ilgili cemaat vakfının talebi uzerine bu satıstan doğan zararın tazmin edileceği acıkca yazılmalı. Davalar derhal dusurulmeli Gecici 9. Maddede Bu kanunun yururluğe girdiği tarihte yeni vakıflarla ilgili devam etmekte olan gorevden alma ve dağılma davalarının surdurulup surdurulmeyeceğine Meclis karar verir denmektedir. Bilindiği gibi halen bu taslakta ongorulmeyen hatta yeni Medeni kanunda da ongorulmeyen ancak yururlukten kaldırılan kanuna dayanarak cıkarılan tuzukte yer alan sebeplerle acılmıs davalar devam etmektedir. Bu taslakta gorevden alma sebepleri bellidir. Bu sebeplerin dısında herhangi bir sebeple acılmıs olan davaların derhal dusurulmesi gerekmektedir. Yasada ongorulmeyen sebeplerle acılmıs olan davaların surdurulup surdurulmeyeceğine karar verme yetkisi meclise ait olmamalıdır. Gorevden alma ya da azil bir cezai hukumdur. Kanunilik ilkesi gereği kanunda suc olarak gosterilmeyen bir sebebe dayanarak ceza hukmu verilemez. Bu nedenle bu madde metninin yeniden gozden gecirilerek ileride doğabilecek sakıncaların ortadan kaldırılması gerekir




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+