Azınlıgın azınlık olma korkusu -
Dun yazdıgım yazıda Cumhuriyet in kurucusu (Jon) Turk intelligentsia gozunde azınlık kavramının kirli bir anlam kazandıgını soylemistim. Osmanlı nın son gunlerinin aczinin ve o donemin dunyasının yırtıcı ve saldırgan politikalarının cakısmasından tureyen bu bakıs acısı bu kadrolar tarafından yeni devlet kurulusuna Cumhuriyet e de tasındı.
Cumhuriyet doneminin (Ataturk un olumunden sonraya rastlamasının dusunmeye değer olduğu kanısındayım) Varlık Vergisi gibi bir uygulaması ya da bir 6 Eylul komplosunun yapılabilmesi bu bakısın kalıcılığının en carpıcı kanıtlarıdır ama kalıcılığın kanıtları bunlardan ibaret değildir.
Gelgelelim kurucu kadroların bu bakıs acısının baska bircok alanda da olduğu gibi bu acıdan bizzat zarar goren kesimler tarafından da benimsendiğini gozlemliyoruz. Bu tuhaflığın obur yuzu. Daha dun aksam yurtdısından birileriyle konustuğum gibi bu ulkeyi tanımayan bir Batılı nın buraya gelip azınlık konusu ustunde bir gorusme yapmasını imkânsız hale getiriyor. Bir kesim azınlık lafını duyar duymaz Bizi bolemezsiniz! Buna izin vermeyiz! diye haykırmaya baslıyor. Hakları garanti altına alınmalı dediği kisiler de Biz asla azınlık değiliz! diye bağırıyor.
Derken butun bu bağıranlar haykıranlar donup parmaklarını uzatarak İste! Azınlıklar iste orada! diyorlar ve Lozan da adı gecen Rum Ermeni ve Yahudileri gosteriyorlar. Bu metnin altyazısı soyle de okunabilir: Kastettiğiniz asağılık yaratıklar iste onlar! Biz değiliz!
Evet bugun Batı dan gelen birinin kolay kolay anlam verebileceği bir manzara değil. Hele değindiğim o 19. yuzyıl tarihi ile bunlar arasında bir bağlantı kuramıyorsa.
Anlam vermek kolay değil ama burada bir belirti (symptom bir patoloji arazı) gormek oldukca kolay. Belirli bir beseri coğrafyada bir kelimenin soylenmesi ustune boyle bir gurultu kopuyorsa (orneğin su gunlerin İHDK raporu ustune kopan fırtına cinsinden bir sey) o kelimenin acıkladığı (ya da gizlediği) gerceklikle ilgili sevimsiz olayların yasanmıs ya da yasanmakta olduğunu kolayca tahmin edebilirsiniz.
Bugun bir Batılı sozunu ettiğim o tarihi yasamıs dersini cıkarmıs bugun yasadığı hayatın temellerini o cağınkilerden cok farklı değerler ustune kurmus bir Batılı azınlık dediği zaman oncelikle aritmetikle acıklanacak basit bir olgudan soz ediyor: bir kalabalık icinde sayıca daha az olanlar. Bunlar Katolikler arasında Protestanlar veya Ortodokslar arasında Muslumanlar olabilir; Sırplar arasında Hırvatlar veya Romenler arasında Macarlar olabilir; hetero- lar arasında homo- seksueller olabilir savasın iyiliğine inananlar arasında savasa vicdanen karsı cıkanlar olabilir baska pek cok sey olabilir.
İkincisi de bu sekilde sayıları az gelen insanların aralarında bulundukları daha genis toplulukta sırf sayıları az geldiği icin bir haksızlığa uğramamalarının gozetilmesi ilkesi.
Bu gozetme nin ictenliği duyarlılığı etkililiği bugunun dunyasında bir toplumun medeniyet yolunda demokrasi ve insan hakları yolunda ne kadar ilerlemis olduğunun olcusu sayılıyor.
Bizim tarihimizde (ve daha pek coklarının tarihinde) bu kavramın boyle anlasılmasını guclestiren olgular olduğunu yeterince tekrar ettik. Gunumuzdeki tartısmalarda bu konu hakkında fikir soylemekten cok gurultu edenlerin bir kısmı ne olduğunu bilmiyor olabilir. Ama bir kısmı pekâlâ biliyor. Biliyor ama boylesi islerine geliyor.
Neden? Onu da ileride konusuruz.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com