Kentin Ruhuna Dogru Yolculuk -
Baba Arthur Kurkcuyan Diyarbekirli bir Ermeni. 1930 lu yıllarda sam Suriye uzeri Fransa ya varır. Yıllar sonra kızı Ursula ya kendisinin artık yaslandıgını ama Ursula nın mutlaka o sehri kendi sehrini gormesi gerektigini anlata durur.
Bundan neredeyse 7-8 yıl kadar onceydi bir kez daha bir yazımda sozunu etmistim. Fransa dan bir gazeteci arkadas bir dostun referansıyla Diyarbakır a gelmisti. Fransa nın unlu yayın organlarından Le Nouvel Observatuar da calısan Ursula Gautier isminde bir kadın gazeteciydi sehrin konuğu.
Uzun yıllar once vefat eden babasının kendisine cocukken anlattığı bir sehre dair mekân ve mekânların izini surmek uzere sehre gelmisti. Baba Arthur Kurkcuyan Diyarbekirli bir Ermeni. 1930 lu yıllarda sam Suriye uzeri Fransa ya varır. Sonra orada evlenir. Yıllar sonra kızı Ursula ya kendisinin artık yaslandığını ama Ursula nın mutlaka o sehri kendi sehrini gormesi gerektiğini anlata durur. Hele kenti yoneten erkânın yonetim birimlerinin mekânı olan girisinde de aslanlı cesmelerin ağzından sarıl sarıl suların aktığı yeri anlata anlata bitiremez.
İste insan yasamında mekânların bu denli onemli olduğu ve binlerce kilometre otelerden bile suruklenerek kimi kez de anıların insanı mekânlara tasıdığı anlar az değildir. Ursula ile gun boyu sehri dolasmıstık. En cok da İckale nin Saray Kapının halen de var olması onu epeyce etkilemisti. Hele Aslanlı cesme adeta babasının anlattığı kente dair anılara tasımıstı hemsehri gazeteciyi. Yalnız fotoğraf cekilmesine izin verilmemesi cok etkilemisti Ursula yı. Hic değilse o tarihlerde yasayan teyzesine aslanlı cesmenin onunde cekilmis fotoğrafını goturmek istemis ama askeri yetkililerce izin verilmemisti. Sonra telafi icin ben aslanlı cesmenin bir kartpostalını kendisine yollamıstım.
Dusunun bir kez hangi sehirde kentin binler yıllık tarihinin gecmisinin izlerinin bir hoyuğun(İckaledeki Virantepe ya da Hemadek Hoyuğu) altında olduğu bilinir de yıllardır hicbir sey yapılamadan beklenir.
Yine bir sehirde en azından 800 yıl once kentte hukum surmus Artukluluların sarayının yıkıntılarının toprak altında olduğu bilinir de hicbir sey yapılamaz. Ve yine 800 yıl once yapılmıs Artuklu kemerinin altından sıkca gecilir de kemerin belki de farkına varılmaz.
Hemen kemerin karsısındaki bir cift bekci gibi duran Aslanlardan birinin yıllar once calınıp goturulerek kentin belleğinden cıkarılmasının ezikliği suredururken suyunun da akmaz olmasının derin huznune kimler ortak olmak gereksinimini duyar.
Yine 800 yıl once Artuklu hukumdarına gundelik hayatı kolaylastırmak uzere robot yapan Ebul İz Cezeri nin Kitab-ul Hiyel inin sayfalarının yaprak hısırtılarını acaba kac kisi duyumsar.
Ya 1700 yıllık Saint George Kilisesinin amac dısı kullanımının acısı ve calınıp sırra kadem basan kapısının hesabı kimden sorulacak.
Bugun artık Diyarbekir tarihe ısık tutuyor. Tarihini Surlarının beden ine ince bir oya gibi isleyen Diyarbekir insanlık mirasına sahip cıkmak adına sırlarını gonul verenleriyle paylasmak istiyor. Ve diyor ki sadece dort kapılı 82 burclu değil Diyarbekir Surları. Surlar icindeki en eski mekânıyla ve surlarıyla ikisi iceriye ikisi de dısarıya acılan ayrıca dort kapısı ve 16 burcu olan bir de İckalesi olan bir baska gizli mekânı var bu sevdalı sehrin.
Ve Diyarbekir kabuğunu kırıyor dunyaya acılan projeleriyle. İlk olarak Valilik ve Buyuksehir Belediye Baskanlığının ortaklığında 2000 yılında Cekul Vakfınca baslatılan Diyarbakır Surları Koruma Projesi 9 Ekim gunu İckalede gorucuye cıkıyor. Hem de 21. Yuzyılda Diyarbakır Surları ve İckale sergisiyle.
Bizler daha 5 yıl oncesine kadar belki Surların kurtulusunu cocuklarımız gorur deyip uğrasadururken zaman hızla yurudu. Ve bugun sırtımızı surlarımıza dayayıp surlarımızdan guc alarak surlarımızın biz hemserilerine fısıldadığı sırlarını bugun dunya aleme bağırmak arifesindeyiz.
Ve diyoruz ki kafalardaki ideolojik sınırların asılmasının sehre dair ornek olayıdır Diyarbekir Surları. Gelin bu paydada sizler de paydas olun.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com