Amerikalı Baskan Adaylarının Degismeyen Ermeni -
ABD de Baskan adaylarının sayıları 800 bin civarında nufus olarak az ancak toplu olarak bir takım bolgelerde yasamaları ve kurumsal lobicilikleri yuzunden nufuz olarak etkili olan Ermenilere yonelik secim propagandaları veya verdikleri -ancak tutmadıkları- vaatler artık geleneksellesmistir. Soz konusu durum 1912 yılında Demokrat Parti den adaylıgını koyan Woodrow Wilson un Baskanlık kampanyasından 2004 yılı Kasımı Bush-Kerry Baskanlık kampanyasına kadar degismeden devam etmistir.
1912 de Ermenilere buyuk vaatlerde bulunan 1915 lerde İngiltere Fransa ve Rusya nın yanında Almanya ya karsı once gizli savas sonuna doğru acık muttefiki olan Baskan Wilsonlu Amerikan yonetimi -ABD nin Orta Doğu daki cıkarları icin- Ermenileri birer piyon olarak kullanmıs himayeleri altına alacakları vaadinde bulunmus ancak daha sonra kendi kaderine terk etmis hatta onlara sırt cevirmistir. 1920 lerin Ermeni tarihini kaleme alan bir cok Ermeni yazar ABD nin soz konusu ihanetinden esefle bahsederler.
Soğuk Savasın sona ermesinden sonra Orta Doğu coğrafyasında daha aktif rol ustlenen ABD kendisinin bir zamanlar misyonerleriyle filizlendirdiği buyuttuğu ve hatta hatırı sayılır katkılarıyla uluslararası platforma tasıdığı ve bir sorun haline getirdiği Turk-Ermeni anlasmazlığını hem devlet olarak dıs politikasında hem de baskanlık secimleri sırasında secim propagandası olarak ic politikasında kullanmıstır ve kullanmaya devam etmektedir. Amerikan yonetimi kendi katkılarıyla var ettiği mevcut sorunu Turkiye ile iliskilerinde tasarılar kartıyla Turkiye ye karsı pazarlık unsuru olarak kullanırken Ermenistan cephesinde ise -Ermeni sempatizanı goruntusu ile- Kafkasya da Rusya ya karsı politika uretmede ozellikle son on yılda değismeyen siyaseti olarak uygulamıstır.
ABD nin belirli bolgelerinde toplu olarak bir arada yasayan Amerikalı Ermenilerin oyları Baskanlık secimleri sırasında -baskan adaylarının olduğu gibi- 100 sandalyeli Senato ve 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi uyeliği icin yarısan parlamento adaylarını da oldukca cezp eder bir hal almıstır. Oyle ki orneğin Hollywood tepelerinin kuzeyinde yer alan California Eyaleti ne bağlı Pasadena Burbank ve Glendale bolgesinde Ermeni oylarını alacak olan kisi Temsilciler Meclisi ne girisinin garantisini sağlamıs olmaktadır.
Pasadena Burbank ve neredeyse Kucuk Ermenistan olarak nitelendirilen Glendale bolgesinin oylarının rengi 435 sandalyelik Temsilciler Meclisi ne 50 nin uzerinde milletvekili gonderen California eyaletinin secimdeki kaderini belirlemektedir. Bolgedeki Ermeni kiliselerinin de katkısıyla Ermeni oylarını toplu olarak tek bir partiye yonlendirmeleri bolgenin secim sonucunu etkilediğinden secimler sırasında ABD li oy avcıları icin Ermeni toplumu onemli bir kitle halini almıs olmaktadır. Bu yuzden 1980 lerin sonunda Baba Bush doneminden 2000 lerde Oğul Bush donemine kadar hemen butun baskan adayları Kasım secimleri oncesinde ABD de yasayan Ermenilere yonelik ozel politikalar gelistirmis ve baskan olacak aday -secildiği takdirde- ilk is olarak bir Ermeni iddiası olan Soykırımı tanıyacakları sozunu Amerikalı Ermenilere vermislerdir. Mevcut geleneğin son temsilcisi ve ABD nin yeni muhtemel Baskanı/Baskan adayı olan Massachusetts Senatoru John F. Kerry de bundan geri kalmamıstır.
1988 yılındaki secimlerde gerek Demokrat Parti nin Yunan asıllı adayı Dukakis gerekse Cumhuriyetci kanadın adayı olan Baba Bush ulkedeki Ermenilere yonelik yoğun propaganda faaliyeti yurutmus ve her ikisi de Baskan oldukları takdirde Ermeni iddialarını kabul edecekleri sozunu vermislerdi.
88 secimlerinden galip olarak cıkan Baba Bush her ne kadar kendisinden onceki donemin Baskanı olan Ronald Reagen gibi Ermeni sorunu konusunda acık bir politikayla Turkiye yanlısı sozler sarf etmemisse de Baskanlık koltuğuna oturduktan sonra secimler sırasındaki -Ermenilere vermis olduğu sozu yerine getirmenin Turk-Amerikan iliskilerine vereceği zararı hesapladığından- sozunu yerine getirmemis/getirememis ancak Ermenilerin de gonlunu alma yonunde değisik girisimlerde bulunmustur.
7 Aralık 1988 yılı Ermenistan Depreminde Baskan Bush kendisi deprem bolgesine gitmese de oğlu Jeb Bush ile 12 yasındaki torunu George Bush u yardım malzemesi goturen ucaklardan birisiyle beraber 23 Aralık ta Ermenistan a gondermistir.
Amerikan televizyonları Jeb Bush u gozlerinin yasını silerken goruntulemis ve Jeb Bush un 25 Aralık ta deprem bolgesinden donusunde Baba Bush: Bu belki benim oğluma verebileceğim en buyuk noel hediyesi oldu diyerek Ermenilerin gonlunu almaya calısmıstır.
George Bush un 1988-1992 Baskanlığı doneminde kendisinin iceriden gizli desteği ve Robert Dole gibi Turkiye karsıtı lobi yapan Senatorlerin aktif calısmalarıyla Ermeni sorunu daha da boyutlandırılmıstır. Hemen her secim oncesinde benzer hadiseler Amerikalı baskan adayları tarafından yasanmıstır. Bush tan sonra Baskanlık koltuğuna oturan Bill Clinton da Clinton dan sonra koltuğu devralan George W. Bush da benzer sozler vermis ancak bu sozleri yerine getirmemislerdir. Hatta secim oncesi Ermenilere vermis olduğu soze rağmen Clinton yonetimi ozellikle 14 Eylul 2000 yılında 398 sayılı tasarı olarak Temsilciler Meclisi Uluslararası İliskiler Komitesinin 14 uyeli Uluslararası Operasyonlar ve İnsan Hakları Alt Komitesinde gorusulmeye baslanan Ermeni tasarısında Turkiye yi destekleyen acıklamalar yapmıstır.
Clinton yonetimi adına ABD Dısisleri Personel Direktoru Buyukelci Marc Grossman tasarıya sert bir sekilde muhalefet eden bir konusma yapmıstır. Turkiye nin NATO icerisinde olduğu gibi Irak Ortadoğu Kıbrıs Balkan ve Kafkasya politikaları acısından da oldukca onemli bir ulke olduğunu vurgulayan Grossman ABD yonetiminin -tasarının kabulu halinde- Kafkaslardaki barıs ve istikrar cabalarını zorlastıracağına ve Turkiye de buyuk onem arz eden Amerikan cıkarlarına zarar vereceğine inandığını soylemistir. Grossman Soğuk Savas donemi boyunca Turkiye nin onemli bir NATO muttefiki olarak sorumluluklarını yerine getirdiğini ayrıca Kore Savası Kosova Col Fırtınası Operasyonu ve Bosna da onemli katkılar sağladığını belirtmistir. Irak ta ucusa yasak bolgenin kontrolunde Turk-Amerikan isbirliğinin onemini de anlatan Grossman Turkiye nin Kıbrıs sorununun cozumu cabalarında onemli olduğunu Ortadoğu da hem İsrail hem de Filistin ile iliskileri olan ve Camp David den beri barıs cabalarını destekleyen onemli bir ulke olduğunu soylemis ve soykırım tezinin tartısılmasının tarihcilere bırakılmasını isteyerek tasarının kabulunun hem ABD nin dıs cıkarlarını zedeleyeceğini hem de Turk-Ermeni yakınlasması ve Turkiye de insan hakları reformu onune set cekeceğini savunmustur. Uluslararası İliskiler Komitesi nin tasarıyı genel kurula sevk etmesinin ardından Pentagon ve Hukumet milletvekillerine boyle bir yasanın Washington-Ankara iliskilerine zarar vereceğini ve Washington un bolgedeki cıkarlarını buyuk olcude zedeleyeceğini soylemislerdir. Ancak tasarının cekilmesindeki en onemli etken Temsilciler Meclisi Baskanı Hastert e son anda gonderilen iki mektup olmustur. Bu mektuplardan birincisi secim oncesinde Ermenilere soykırım iddialarını kabul edeceği sozu veren ancak Baskanlık koltuğuna oturduktan sonra bu sozu yerine getirmeyen ABD Baskanı Bill Clinton tarafından kaleme alınırken; diğer mektubu ise ABD Genelkurmay Baskanı Henry Shelton yazmıstır. Her ikisi de ABD nin ulusal guvenlik kaygıları yuzunden tasarının geri cekilmesinin uygun olacağını belirtmislerdir.
Ankara-Washington gundemindeki diğer konuları ikinci plana iten ve iliskilerde ciddi olarak puruz yaratma potansiyeli tasıyan tasarı 20 Ekim de (Turkiye saatiyle 19 Ekimi 20 Ekime bağlayan gece 01.40 civarında) tasarının guclu destekcilerinden olan Temsilciler Meclisi nin Cumhuriyetci Baskanı Dennis Hastert tarafından geri cekilmistir (cektirt ilmistir). Boylece hem 7 Kasım secimlerinde Ermeni oylarına talip olan Kongre uyeleri hem de tasarıyı kabul ettirmek icin caba sarf eden Ermeni lobisi yenilgi almıstır. Tasarının geri cekilmesindeki faktorlerden birisi hatta en onemlisi suphesiz MGK nın 29 Eylul 2000 tarihinde almıs olduğu tedbir nitelikli kararlarıdır.
Bill Clinton dan sonra 7 Kasım 2000 deki secimler oncesinde George W. Bush tarafından da tıpkı yeni baskan adaylarından olan John F. Kerry gibi Ermenilere bir takım sozler verilmistir. Ancak ABD nin genelde Orta Doğu daki ozelde ise Kafkasya daki cıkarları yuzunden Oğul Bush tarafından verilen bu sozler de yerine getirilmemistir.
2004 Kasım secimlerinde Baskanlık yarısının oldukca kuvvetli bir o kadar da ABD nin muhtemel baskanı olarak dusunulen adayı John F. Kerry tarafından Ermeni iddialarının -baskan secilmesi halinde- kabul edileceğinin mesajı Amerikalı Ermenilere bir secim vaadi olarak verilmektedir. Soz konusu durum -bu yazının daha ilk cumlelerinde de belirtildiği gibi- ABD baskanlık secimlerinin Ermenilere yonelik rutin propagandası haline gelmistir. ABD Baskanlık koltuğuna değil John F. Kerry Ermeni asıllı bir Amerikalı dahi oturmus olsa -ABD nin su andaki cıkarları yuzunden- mevcut asamada Ermeni iddialarını kabul etme gibi bir luksu olmadığını hemen anlayacaktır.
2004 Kasım secimlerinden sonra ABD de 20 Ocak 2005 te resmi Baskanlık gorevini her kim yuruturse yurutsun Ermeni iddialarını bir sure icin daha rafa kaldırmak zorunda kalacaktır. Zira ABD nin Ermeni iddialarını kabul etme gibi bir riski goze alması zaten Irak taki yanlıslarını cok iyi gozlemleyen Turk kamuoyu icin oldukca iyi bir arguman olduğundan ABD varlığının Turkiye de son bulmasının da zeminini hazırlamıs olacaktır. Zaten Pentagon daki Turkiye uzmanları da butun bu hesapları yapmıslardır…
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com