Balıkcılık ve Farklılık -
Balıkcılık elbette ki farklılık demek. Cunku balıkcılık da deniz kulturuyle buyumek de baslı basına farklılık. Balıkcılıkla farklılıgın kesistigi bir diğer nokta da ikisinin de gun gunden yok olması herhalde. Yok ettikce daha cok konusuyor yuceltiyoruz
Gectiğimiz hafta sonu sehriİstanbul Derneği 1. İstanbul Balık Festivali ni duzenledi. Festivalin amacı İstanbul da balığın daha cok tuketilmesi balıkcılığın hak ettiği yere gelmesi balık kulturunun genis halk kitlelerine ulasması ve deniz yemekleri (ne demekse) yapan restoranların hizmet standardının yukselmesiymis.
Denizle ve balıkcılıkla ilgilenenler yukarıda belirlenen amacların her birine ayrı ayrı itirazlar getirebilirler. Balığın daha cok tuketilmesi sonucu balıkcıların da bir gun zengin olabileceği umudu uzerine yapılandırılmıs bir anlayısın izleri var cunku burada balıkcılığın da prestijli bir meslek olabileceği umudundan yola cıkılarak kotarılmıs bir anlayıs.
Oysa biz pek ala biliyoruz ki balıkcılık ne yaka kravatlı bir meslektir ne de bu ise canını koyan balıkcı cok prestijli okulların isletme bolumlerinden mezun olmustur.
Kariyer hırsı icinde yanıp tutusan insanların mesleği değildir balıkcılık. Ekmeğini denizden kazanan insan kıt kanaat gecinmenin piridir ustelik de tek kelime sikayet etmeden. Bunun da yegane sebebi balıkcının denizle arasındaki bağdır. En azından benim bildiğim Bedros Reis icin bu hep boyle olmus bugune kadar 84 yıllık hayatı boyunca.
Balıkcılık demek elbette ki farklılık demek. Cunku balıkcılık da deniz kulturuyle buyumek de baslı basına bir farklılıktır. Balıkcı bizim yasadığımız saatlerde yasamaz hayatı. Denizin cağırdığı saatlerdir balıkcının gozunu actığı saatler. Yasamın dengesi doğanın dengesine paralel gitmek zorundadır aksi takdirde basına geleceği gun gibi bilir balıkcı. Ruzgarın dalganın gunesin denizin renginin doğası kayığının takasının dilidir en iyi konustuğu.
Balıkcılıkla farklılığın kesistiği bir diğer nokta da ikisinin de gun gunden yok olması herhalde. Yok ettikce daha cok konusuyor daha cok yuceltiyoruz. Tabi bu konusma ve yuceltme daha cok turistik eğlencelik ozellikler tasıyor. A bak bu da vardı diye not dusulecek soz konusu olan yemekler olunca sevilecek yoksa tu - kaka denilecek kabullenilmeyecek tercihen es gecilecek konular oluyor hem farklılıklar hem de balıkcılar.
İsvec ten Norvec ten gelen buzhane uskumrularla balık keyfi yasayan bizler icin balığın doğal deniz kosullarında yakalanıp soframıza konanı bugunku sartlarda halen balıkcılık yapan bir Ermeni gormek kadar sasırtıcı kimi zaman. Hele de tabağımıza konan festivalin ambleminde bulunan kılıc balığıysa...
Balık festivalinde ilginc bir tablo cıkıyor ortaya. Festivalin ikinci ve son gununde Samatya meydanında cesitli faaliyetlerin sonunda bir odul toreni duzenlendi. Oduller sahiplerini bulmaya baslarken arka arkaya anonslardaki vurgu farklılıkların biraradalığına farklı din dil ve etnik gruptan insanın Samatya ve Fatih te (Fatih Belediyesi de festivale destek verenlerden) nasıl yuzyıllardır birlikte yasadığına kaymaya basladı.
Balıkcının hasının Rumlardan cıktığını Ermenilerin de bu mesleği Rumlardan oğrendiğini hatırlarsak bu mesleğin tarihsel olarak azınlıklar tarafından yapılageldiği asikar. Yine de belli ki konusmacılar dinleyicileri biraz sonra duyacakları garip isimleri yadırgamamaları icin meshur mozaik soylemi sınırları icinde konusmalar dizisi yapıyor. Akabinde oduller sahiplerin veriliyor; Gabrieller Hacikler ve tabi Bedros Reis. En iyi midye dolmayla Varujan Usta.
Balıkcılıkla ilgili bir festival hakkında yazı yazarken aklıma ilk gelen Foca da duzenlenen Balıkcı Filmleri Festivali. Gectiğimiz hafta sonu sona eren ve yıllardır Foca Belediyesi Foca Yerel Gundem 21 Belgesel Sinemacılar Birliği Sualtı Arastırmaları Derneği Foca Su Urunleri Kooperatifi ve Focalı balıkcıların ortaklığıyla gerceklestirilen bu festival insanla deniz iliskisini balıkcının toplumsal cevresiyle ve ekolojiyle iliskisini kuruyor surdurulebilir balıkcılık uzerinde duruyor Foca nın balıkcılarıyla kosullarını iyilestirmek icin calısıyor ve tum dunyadan balıkcılık belgeselleriyle Turkiye ye yepyeni bir perspektif tasıyor her yıl.
Bu anlamda Foca Balıkcı Filmleri Festivali sadece bir film festivali değil aynı zamanda balıkcılıkla ve cevreyle ilgili cesitli uzmanları meslek erbaplarını sivil toplum kuruluslarını film yonetmenlerini ve yerel yonetimleri bir araya getiren cok ender bulusmalardan biri. Foca festivali balıkcılıkla farklılığın altını cok yerinde bir sekilde cizmesi acısından da onemli.
Balıkcılığın Profesoru: Bedros Reis
1920 doğumlu halen her gun balığa cıkan Yesilkoy lu Bedros Berberyan 1. İstanbul Balık Festivali nde İstanbul un en kıdemli balıkcısı olarak odulunu aldı. Balıkcılığın profesoru olduğunu cok iyi bildiğimiz Bedros Amca nın sahilde isimsiz kayığının tam karsısında duran beyaz plastik sandalyeyi gostererek O sandalye var ya reis sandalyesidir ben o sandalyeyi hak etmek icin 70 sene uğrastım demesini hatırlıyorum.
Balıkcılık neden mi farklılık demektir; iste bu yuzden!
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com