Adalar da cok kulturluluk var mı? - Haber Arşivi 2001-2011
27 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վահագն / Ժամ : Հուրփեայլեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

17 Ağustos 2004  

Adalar da cok kulturluluk var mı? -

Adalar da cok kulturluluk var mı?

Gectigimiz yuzyılın baslarında azınlıkların cogunlukta olduğu İstanbul Adaları nın nufusu bugun diğer yone doğru gelismisse de bu beldede yaz aylarını geciren genis bir etnik ve dini halk cesitliliği goze carpıyor. İstanbul Adaları Kızıl Adalar veya Prens Adaları olarak da anılan Kınalı Heybeli Burgaz ve Buyukada da gectiğimiz ay dokuz gun boyunca Cok Kulturlu Yasam baslığı altında 1. Uluslararası Adalar Festivali duzenlendi. Kulturlerarası İletisim Derneği ve Adalar Belediyesi nin onderliğinde gerceklesen bu senlikte cesitli halk kesimlerinin etnik muzik dinletilerinin yanısıra Yunanlı Kıbrıslı ve Turk ressamlarının yapıtları sergilendi ozan ve yazarlarının siir ve oykuleri okundu ve iki ayrı panelde Adaların tarihcesi irdelenerek cokkulturlu yasamı masaya yatırıldı. Gec Osmanlı doneminde cesitli kıyı kentlerinde olduğu gibi Adalarda da Muslumanlar ve (asıl Lozan dan sonra bu tanıma kavusan) azınlıklar birlikte olmasa da yan yana yasarlardı... Bu değisik kultur grupları arasındaki iliskiler bazı donemlerde ağırlık kazanan milliyetci akımların ısığında zaman zaman belirli bir soğumaya uğramıssa da ozellikle 1999 depreminin ardından canlanan Turk-Yunan yakınlasması ve son yıllarda ivme kazanmıs Avrupa olgusuyla acaba yeni bir cehreye mi burunuyor? Bu bağlamda Adalarda gercek bir kulturlerarası birliktelikten soz edilebilir mi ve bu konudaki ibre hangi yone doğru donuyor? Gelenler - gidenler... 1990 da yayımladığı İstanbul Rehberinde Murat Belge İstanbul Adaları nı azınlık psikolojisine uyan bir mekân olarak tanımlarken parantez icinde bu da anlasılır bir sey elbette acıklamasını getiriyor nedense ... (S. 257) Gercek su ki Bizans doneminde sadece kesis ve papazlar ile surgunlerden baska ancak az sayıda bağcı ve balıkcı barındıran bu takımadaları 18. yuzyılın sonlarına doğru yazlıkcı olarak ilk kesfedenler İstanbul da yasayan Fransızlardı. Ondan yuz yıl sonra 1890 nufus sayımlarında ise ada halkının yuzde 50 sine yakını Rum Ortodoks (İstanbul genelinde yuzde 20) yuzde 25 e varan bolumu de Gregoryen ve Katolik Ermeniydi (İstanbul: yuzde 16). l. Dunya Savası sırasında Heybeliada Ruhban ve Elen Ticaret Okullarına Bahriye Nezareti tarafınca el konulması ile 1923 İstanbul un kurtulusunun ardından Rumların bir bolumunun goc etmesi adalarda islettikleri pansiyon lokanta ve dukkânların kapanmasına ve buradaki canlı yasamda yokluklarının hissedilmesine yol acar. 1917 devriminde İstanbul a kacan ve kente değisik bir ivme kazandırmıs Beyaz Ruslar ın Buyukada plaj lokanta ve gazinoları isletmeleri bile bu bosluğu pek dolduramamıstı -ta ki ozellikle ll. Dunya Savası sonrası cesitli halk topluluklarından olusmus yeni zenginlerin ozellikle Buyukada ya yerlesmeleriyle yazlık yasamın yeniden buyuk bir renklilik ve ivme kazanmasına dek... Bir zamanların Rum yortu fener alayları ve karnaval senliklerinin yerini Hotel des Etrangers ve Giacomo gibi otellerdeki deniz ve spor etkinlikleri ile daha cok Fransızcanın duyulduğu davet ve balolar almıstı. Bu donemden geriye kalan son tanık gunumuzde de bazı eski İstanbullu yaslıların yaz aylarını gecirdiği (ve artık adının sonundaki e harfinin kalktığı) Splendid otelidir. 6-7 Eylul 1955 olaylarının ardından ve 1960 ların azınlık nufus yapısındaki onemli değisiklikler sonucu orneğin bir bolum Yahudinin İsrail e goc etmesi ancak ozellikle 1963/64 yıllarında İstanbul Rum ailelerinin coğunun Yunanistan a yerlesmeleriyle İstanbul Adaları nın demografik yapısında Musluman halkın artık sayısal olarak one gectiği gorulur: Yazlıkcılar ile birlikte bu hizmet sektorunde calısmak uzere basta Doğuanadolu dan Adalara gelmis ve kimi Rum ailesinin evini uygun kosullarla edinmis olan ağırlıklı Alevi olan yurttaslar da artık yorenin yerlileri. Diğer yeni bir yazlıkcı halk topluluğunu olusturan Suryaniler in yanısıra coğu TC vatandaslığına gecmis (Boğazici Germenleri olarak da anılan) ikinci-ucuncu kusaktan Alman aileleri de ozellikle Buragazadası nda goze carpan değisik bir halk katmanı orneği. Torunların donusu Bu arada yıllar gectikce halklar ve uluslar arasındaki iliskiler de değismeye basladı... İste gel zaman-git zaman bundan kırk yıl once Yunanistan a goc etmeden adadaki evlerini satmamıs olan bazı ailelerin cocukları bu guzel beldedeki yasama karsı duydukları ozlem sonucu bugunlerde tekrar İstanbul Adaları na donuyor. Ozellikle Buyukada da son birkac yılın yaz ayları boyunca coğalan Rum nufusunun nedeni budur! Kimi tarihci ve sosyal bilimci Osmanlı doneminde İmparatorluğun cesitli yorelerinde yerlesik olan etnik coğu gayrımuslim halk topluluklarının -genellikle huzur icinde olmakla birlikte- sanki kendi hucrelerinde yasadıklarını savlar. Baslı basına irdelemesi bu yazının kalıbını asacak ancak gunumuzde onemli bir tartısma konusu olmus hosgoru oğesi sayesinde ayakta kaldığı belirtilen bu nufus katmanları her daim kendi aralarında kalmayı yeğledi. Gec Osmanlı kozmopolit kent nufusu incelendiğinde oldukca yuzeysel bir tanımlama ile mozaik olgusuna benzetilen cok kulturluluğun bu savdan hareketle gercek anlamdaki bir birliktelikten cok uzaklarda olduğu yadsınamaz! İste 20. yy İstanbul Adaları ortamına bakıldığında bu beldedeki yasamın da fiili olarak belirli bir kast sistemi seklinde olustuğu hemen goze carpardı: Basta cemaat icinden olusmus arkadas grupları karsılıklı ev ziyaretleri veya gezintiler ile eğlenceler - ve tabi ki salt kendi aralarında kutlanılan bayramlar ve yortular gibi... Dahası birer yazlık beldesi olarak adaların kendileri de bu tur bir kastlasmaya uyuyordu: Gene Murat Belge nin İstanbul Rehberine goz atıldığında Kınalı da Ermenilerin Burgaz da Rumların Buyukada da Yahudilerin yoğunluk olusturdukları Heybeli de ise Turklerin coğunlukta olduğu yakıstırması goze carpıyor. Canlı etnografik muze Gunumuz İstanbul adalarında bu tur bir kategorik ayırım yok artık... Gecmis donemlerden artakalmıs gruplasmanın izleri henuz tam anlamıyla ortadan kalkmamıs olsa dahi (ki bu olgu daha ziyade Ermeni ailelerin coğunlukta olduğu Kınalıada da goze carpar) Adalar arasındaki bir kastlasmadan bugun soz etmek mumkun değil. Ote yandan yaz aylarında en kalabalık nufusa ulasan Buyukada da olduğu gibi en belirgin bicimde Burgazadası nda goze carpan son derece zengin bir etnik/dini cesitlilikten soz edebiliriz. Bu satırların yazarı Tarih Vakfı nın yayımladığı İstanbul Dergisi nin Haziran 1998 sayısındaki Muze-Kent İstanbul dosyasına katkıda bulunduğu Burgazadası: Bir Canlı Etnografik Muze yazısında 1.5 kilometre kare yuzolcumlu bu kucuk adada ozellikle yaz aylarında 20 yi askın etnik/dini halk topluluğunun dostca ve ic ice yasadığını belirtir. Bunları sıralamak gerekirse her birinden yazarın bizzat tanıdığı ailelerden olusan su kumeler ortaya cıkar: Sunniler-Aleviler-Kurtler-Lazlar-Rum Ortodokslar-Rum Katolikler-Ermeni Gregoryenler-Ermeni Latin Katolikler-Suryaniler-Keldaniler-Gurculer-Askenaz Yahudileri-Sefarad Yahudileri-Karait Yahudileri-Levantenler-Bulgarlar-Yugoslavlar-Arnavutlar-Almanlar-Avusturyalılar. Buyuk bir olasılıkla dunyada esine rastlanamayan boylesine ilginc bir kulturler yumağını değisik soylesiler aracılığı ile goruntuleyecek bir belgeseli AB nin cesitli kurumlarında gostermek yazarın duslediği ancak henuz gerceklestiremediği tasarılarından. Adalar arası kastlasma tarihe karıstı ya doğrudan Ada nın icinde suregelmis gruplasmalar? Halen Rumlar Rumlarla Yahudiler Yahudilerle veya Ermeniler Ermenilerle mi gorusur sadece; Burgaz Almanları salt kendi aralarında mı evlenirler veya Levantenler Muslumanlarla birlikte meyhaneye gitmezler mi? surası gercektir ki bazı azınlıkların mevcudiyeti bugun o denli azalmıstır ki evlilik konusunda beliren buyuk darboğaz ile basa cıkmaları imkânsızdır. Bu bağlamda orneğin Alman ile Rum aileleri arasında bircok sağlıklı birlesmeler goruldu. Ote yandan Adalardaki sosyal yasamın da gunumuzde kendine has bir mikro kuresellesme gosterdiğini savlayabiliriz: Bireyler ve aileler arasındaki iliskiler gecmiste ornek gosterilen guzel komsuluktan ve karsılıklı bayram ziyaretlerinden cok otede ortak eğlence/dinlence etkinliklerine ve kıs aylarını da iceren birlikteliklere varan dostluklara ulastı. Yuzyıllar boyu suregelmis karsılıklı (hosgoruye demesek de...) saygıya dayanan ancak gene de ayrımcılıktan sıyrılamamıs kucuk baloncuklar patladı surekli bir devinim icinde bulunup karsılıklı etkilesim ile yoğrulan -ve bu satırların yazarına gore- tam anlamıyla cokkulturlu bir kutle belirdi...




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+