Cozum gibi bir cozum sart -
Turkiye gayrimuslim yurttasları hakkında Lozan duzeni denilen karsılıklılık politikasını izliyor. Ruhban yetistirememe sadece Rumların degil Ermeni Suryani vb. gayrimuslimlerin de sorunu.
Basında yakın zamanda yer alan bir haberden hukumetin Ermeni Patrikhanesi ne tuzelkisilik vermek amacıyla bir yasa hazırlamakta oldugu anlasılmaktadır. Bu gec kalmıs olumlu cabanın Rum Patrikhanesi icin de dusunulduğu tahmin edilebilir. Bu duzenlemeden ayrı dusunulemeyecek diğer onemli konu da otuz uc yıldır bir sorun olarak Turkiye nin gundeminde bulunan Heybeliada Ruhban Okulu dur.
1965 tarihli ve 625 sayılı Ozel Oğretim Kurumları Kanunu nun bazı maddelerinin 1971 de Anayasa Mahkemesi nce iptali uzerine İstanbul Milli Eğitim Mudurluğu nun aynı yıl gizli bir yazısıyla Heybeliada Rum Erkek Lisesi nin devamı addedilen yuksek kısmı kapatılmıs Patrikhane tarafından Danıstay a yapılan basvuru ise Patrikhane nin tuzelkisiliği olmadığı yargıya basvurma ve okul acma ehliyeti bulunmadığı gerekcesiyle reddedilmistir.
Perisan olan cemaatler
Lozan Antlasması nın imzalanmasından beri Turkiye gayrimuslim vatandaslarına yonelik olarak Lozan duzeni adını verdiği bir karsılıklılık mantığı icerisinde politika izlemekte bunlara getirilen elestirileri de aynı gerekceyle savunmaktadır. Temel insan haklarının savunucusu olması gereken hukuk profesoru YOK Baskanı bile aslında Lozan da olmayan bu karsılıklılıktan soz edebilmektedir. Rum cemaatinin yok olmasına Batı Trakya Turk cemaatinin de perisan olmasına yol acan bu zihniyet artık terk edilmelidir.
Patrikhane okul kapatıldıktan sonra ruhban ihtiyacını karsılamakta acze dusmus bu konuda Yunan Kilisesi ne bağımlı hale gelmistir. Bu yukarıda sozu edilen politikaları uretenlerin istediğinin tam da zıddı bir durum değil midir? Turkiye nin Rum Patrikhanesi ne yonelik bugune kadar izlediği politikanın belirlenmesinde etkin oldukları ya da bu politikaları destekledikleri anlasılan kesimlere gore bu okul Patrikhane nin hatta Megali İdea nın harp okuludur. Turkiye den Yunanistan ın kendisine yonelik bu yayılmacı ideolojisini besleyecek din adamları yetistirmesine izin vermesi beklenemez demektedirler ama kamuoyunun onune bu konuda hicbir kanıt da koyamamaktadırlar. Bu nedenle Kıbrıs Baspiskoposu Makarios un bu okuldan mezun olduğu (olabilirdi de!) yalanını ısıtıp ısıtıp kullanmaktadırlar.
Gecikmemeli
Oysa okulun kapatılması oncelikle Lozan Antlasması nın 40. maddesine aykırıdır. Bunun yanında Patrikhane nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne (AİHM) basvurup Turkiye yi mahkûm ettirme ihtimali de cok yuksek bir olasılıktır. Bunca yıldır basvurmaması iyi niyetle değerlendirilmeli sorun bir an once cozume kavusturulmalıdır. Ruhban yetistirememe bilindiği gibi yalnız Rumların değil Ermeni Suryani vb. diğer gayrimuslimlerin de sorunudur. Ruhban ihtiyacının karsılanmasının bireysel ozgurlukler/haklar cercevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Dolayısıyla bunun hukukî temelleri bunca uyum paketinden sonra artık azınlıklara verilen pozitif haklarda değil ulkedeki herkes icin gecerli olan bireysel haklarda yani negatif haklarda aranmalıdır.
Hukumet iradesini okulu acma yonunde defalarca acıklamıs bulunuyor. Artık sorun acılma-acılmama asamasından cıkmıs ve hangi formulle acılacağı noktasına ulasmıstır. Bugune kadar olan eğilim ki uzun suredir gundemdedir hatta bundan onceki hukumet doneminde eğilimin bu yonde olduğu da anlasılıyordu; Ruhban Okulu nun bir devlet universitesinin ilahiyat fakultesine bağlanması... Oysa Patrikhane bastan beri bu formule sıcak bakmamıs kendi yonetimi altında olacak mufredatını ve oğretmenlerini kendisinin belirleyeceği bir statu talep etmistir.
simdiki hukumet ise onceki hukumet doneminde ortaya atılan ancak taraflara buyuk sorunlar cıkaracağı da kesin olan bu formulden uzaklasarak YOK sistemi icinde yer alacak bir ruhban okulu yerine Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı olacak ozel statulu bir okul formulune meyletmektedir.
Ortodoks dunyasında bir ruhaninin yukselip episkopos olabilmesi ancak bir ilahiyat fakultesini bitirmesine yani en azından dort yıllık bir yuksekoğretim almıs olmasına bağlıdır. Basında son gunlerde bulunduğu yazılan formule gore okulun iki yıllık bir onlisans programı olmasının hedeflendiği anlasılmaktadır. Bu teklifin nedeninin anlasılabilmesi son derece guctur. Neden Patrikhane iki yıllık bir onlisans teklifi ile guc durumda bırakılmaktadır. Diğer Ortodoks ulkelere Patrikhane bunu nasıl acıklayabilir? Turkiye nin mevzuatı uygun değil demesi mi beklenmektedir.
Cozum bu okulun bir Patriklik semineri olarak anlasılmasından ve denetimi MEB de olmak kaydıyla yonetiminin tamamen Patrikhane ye bırakılmasından gecmektedir. Bu durumda diploması bazı istisnalar dısında (patrik adayı ilgili alanda akademisyen veya din dersi oğretmeni olabilmek vb.) resmen tanınmayabilir.
Yabancı oğrenci sart
Okula yabancı oğrenci kabul edilmesi de artık bir zorunluluk halini almıstır. Buna itiraz edenler 100 bin kisilik bu cemaat nasıl oldu da 1500 kisiye indi sorusuyla karsı karsıyadırlar. Bu soruların uzaması konunun hos olmayan yerlere varmasına yol acabilir. Patrikhane doğal olarak ruhani yonetimi altındaki dunyanın cesitli bolgelerinden oğrencilerin gelmesini isteyecektir. Hatta onun yonetimi altında olmasa da Ortodoks ilahiyatını oğrenmek isteyecek farklı kilise mensupları da muhtemel oğrenci adayları arasında yer alacaklardır. Nitekim 1964 yılında yasaklanıncaya kadar bu zaten boyleydi.
Okul acıldığı takdirde Patrikhane nin bir iyi niyet gostergesi olarak tazminat talebinde bulunmaması da hukumetin beklentisi. Eğer daha once gayrimuslim vakıfların cokca basına geldiği uzere sonradan ilgili vakfa Vakfiyenizde okul acma faaliyeti bulunmamaktadır gibi bir itirazda bulunulmazsa.
* Elcin Macar: Yıldız Teknik Universitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası
İliskiler Bolumu oğretim uyesi.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com