Turkiye Avrupa icin sans -
Artık tum utopyaları ve ozgurlukleri icine alan bir Avrupa hayal etmenin vaktidir. AB nin Turkiye ye Evet demesi bu umidi gerceklestirecektir
Turkiye Avrupa Birligi ne girme surecine baslamayı reddetse bile Avrupa nın kurucu ulkeleri tum diplomatik becerilerini sergileyip Ankara yı ikna etmeye calısmalı. Fransızların Avrupa da Turkiye ye hayır soylemindeki dar gorusluluk gercekten sasırtıcı. Jacques Chirac haricinde tek bir devlet adamı bile cesur bir tavırla ortaya cıkamıyor bu İslam karsıtı histeri ortamında sagduyulu jeopolitiğe kalkısmanın intihar olacağını dusunuyorlar. Oysa Avrupa nın hasta adamı nın demokratiklesmesinin en ufak bir hareket emaresi gostermeyen ulkelerle dolu o volkanik bolgesinin istikrara kavusması icin bir sans olduğunu haritaya bile baksalar gorebilecekler.
Gucten vazgecmek kolay değil
Doğal olarak iddialı bir soylem bu: AB ye katılabilecek duruma gelmesi
icin Turkiye ye 10 yıl yetecek mi gercekten? Milli Guvenlik Konseyi nin ulkenin kaderini belirleme isini tumuyle sivil topluma bırakarak mutlak bir gucten vazgecmesi oyle kolay bir is olmayacaktır. Ortacağdan kalma cezaevlerinin insani kosullara kavusturulması merhum Sovyetler Birliği gibi ulkenin ozgur ruhlarının cesaretini psikiyatrik yollarla kırmaktan vazgecmesi de oyle. Kıslalarındaki askerler teror tapınaklarının kurulmasına karsı bir garanti Kemalist laikliğin guvencesi ve darbelerden kacınmanın yolu gibi goruluyor.
Turkiye deki Turk Kurt ve Ermeni dostlarım Turk makamlarını kanlı tarihlerine ancak zorla demokratiklestirilmenin son noktayı koyabileceğine inanıyor zira Haclı Seferleri ne kadar uzanan bir gelenekle 20. yuzyılın baslarında Rum ve Kurt asiler acımasızca katledilmis ve eski topraklarından surulmustu. Bu barbar politikanın zirvesi Anadolu Ermenilerinin soykırımıyla yasandı. Bu soykırım gunumuzde sağduyulu ulkeler tarafından giderek daha fazla tanınırken bir sorunu cozmek icin yokmus gibi davranmanın yettiğine inanan ulkelerce giderek daha fazla yalanlanıyor. Erzurum ve Van muzelerinde soykırım uzerine bolumler var ama buralarda direnisci Turklerin Ermeniler tarafından katledildiği iddiasında bulunuluyor!
Osmanlı ordusunun soykırım itkisine karsı gerceklesen direnisi apacık gorebilmek icin Franz Werfel in Musa Dağ da Kırk Gun kitabını yeniden okumak lazım. Demokratiklesme surecinde gecen yuzyılın tarihinin
yeniden gozden gecirilmesi kesinlikle sart ve neyse ki Turkiye de tarih kitaplarını doğru yola sokabilecek yeterince cesur entelektuel var.
Ermeni sorununa gelince Gurcistan gibi bu kucuk Kafkas cumhuriyetinin
de sınırlarında Avrupa olması cok islerine yarardı. Boylece boğucu cevresinden ve art niyetsiz olduğu soylenemeyecek Rus himayesinden kurtulabilirdi. İyi niyetin bir teminatı olarak ve toprak iadesi korkusuna nihayet son vermek icin Turkiye Ermenistan a tarihi baskenti olan Ani yi verebilir uluslararası toplum tarafından restore edilmesi 1500 yıllık tarihe yeniden anlam kazandırır ve dunyanın dort bir tarafına dağılmıs Ermenilerin haklı hınclarını ortadan kaldırmıs olurdu.
10. yuzyılda yuzlerce kilisenin yukseldiği bir yer etnik grupların bir arada yasadığı cokmezhepli ve cokkulturlu yepyeni bir Kudus olarak iki ulke arasında yeniden bir barıs sembolune donusurdu. Toprakların kan dokulmeden iadesi Avrupa nın kaydettiği ilk buyuk ilerleme olurdu.
Bunlar imkânsız tavizler mi diyorsunuz? Peki ya De Gaulle ve Adenauer gibi devlet adamları Almanlarla Fransızlar arasında ezeli nefrete son vermeye karar vermemis olsa Avrupa nın hali ne olurdu? Willy Brandt Auschwitz de diz cokmeseydi 25 ulkenin barıs soleni icin bir masanın etrafında toplandığı bir kıta olmaktan hâlâ cok uzak olurduk.
Demokrasi guvencedir
Demokrasi barısın ve asırılık yanlılarına karsı savasın guvencesidir.
Amerikalıların Irak taki askeri guc politikasının kısa vadede hicbir cozum getirmeyecek cıkmazlara girmekten baska bir ise yaramadığını gorduk ve anladık.
Oysa demokratik bir Turkiye Suriye ve Urdun gibi ilerlemeye hicbir imkân tanımadan tek partiyle yonetilen komsularını da etkileyecektir.
Uygarlığın doruğundaki Arap dunyasının 16. yuzyılda Osmanlıların iktidara gelmesiyle birlikte dususe gectiğini unutmayalım: bu tarihi sureci tersine dondurmenin vakti geldi. Uyelik muzakerelerine baslama konusunda fazla zora kosulacak olursa Turkiye Sovyetler Birliği nden artakalan Turk cumhuriyetleriyle federasyona girmeyi ve dunyamızda yeniden iki kutup olusturacak bir Ankara-Baku-Tahran ekseni kurmayı dusunebilir. Boyle bir durumda Ermeni soykırımının tanınması ve Stalin in seytani haritacılarının eseri paramparca Dağlık Karabağ sorununu cozmek hayal olur.
Tarihi bakıs acısı gerekli
Fransız politikacıların Musluman kelimesinin itici olduğunu acıkca soylemeye dilleri varmıyor oysa İslam kendi ulkemizde bile ikinci buyuk din. Ciddi bir sekilde karsı konulmasaydı Hıristiyan gibi indirgeyici bir terim Avrupa Anayasası na bile girebilirdi.
Valery Giscard d Estaing herhalde ruyasında gorup coğrafi konum gibi onune gecilmesi imkânsız bir arguman bulduğunu sanarak ortaya cıktı. Bir yandan kuresellesmeden ve sınırların ortadan kalkısından bahsediliyor diğer yandan Kucuk Asya anlayısı yeniden canlandırılmaya calısılıyor. Demek ki kimse Turkiye nin gerek fikirleri gerek nufus yapısı itibarıyla yorgun ve yaslı Avrupa icin bir sans olacağını anlayabilecek genislikte tarihi bakıs acısına sahip değil.
İkiyuzlu politikacılar
Surekli nasihatler veren politik sınıfımızın Ruanda daki soykırıma seyirci kalması hatta suc ortaklığı; Rus Carist ve komunistlerin baskısından kurtulmak icin 11 Eylul u beklemeden Cecen halkını soykırımdan geciren Vladimir Putin in onunde yerlere kadar eğildikleri unutmamalı. Gezegenimizin en buyuk totaliter devleti Cin in yoneticilerinin onune kırmızı halılar serenler de bunlar. Dinin bu derece onemli rol oynadığı bir ortamda kimi liderlerimizin pek de hosgoru yaydığı soylenemeyecek
opus dei ye (tanrının isleri tanrısal emir) itaat etmesi de cabası.
Tabii ki Turkiye nin uyeliğe kabulu birkac yılda hallolacak bir is değil ancak bunun onunu acmak bile barıs icinde bir 21. yuzyıl yasamamızı ve Avrupa olarak Yakındoğu ve Ortadoğu da fırsatlar elde etmemizi sağlayacaktır. Aynı zamanda bu eski Sovyet kostumunu bir tarafa bırakıp basınını ozgurlestirdiği Levon Ter Petrosyan ın actığı demokrasi yolunda yuruyerek Dunya Bankası ndan para dilenmekten ve mafyasından kurtulduğu takdirde Ermenistan ı da icinde bulunduğu cıkmazdan kurtarmak anlamına gelecektir. Artık tum utopyaları ve ozgurlukleri icine alan bir Avrupa
hayal etmenin vaktidir. Avrupa nın Turkiye ye Evet demesi bu umidi gerceklestirecektir.
JEAN KEHAYAN
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com