Gayret etmiyor değiller. Ama ben gazetelerin televizyon sayfalarından seyretmek istediğim filmleri secme konusunda yeterince faydalanamıyorum. Pazartesi akşamı iki film vardı. Jack Nicholson ın oynadığı (Helen Hunt da seyredilir oyuncu bence) Benden Bu Kadar ile Henri Verneuil un 588 Cennet Sokağı (CNBC-E). Biz Verneuil un filmini tercih ettik; orada da Claudia Cardinale Omer Şerif gibi bildik oyuncular vardı. Filmi anlatmaya bir itirafla başlayayım. Henri Verneuil un Turkiye den Fransa ya gocmuş bir Ermeni ailesinin oğlu olduğunu bilmiyordum. Meğer Tekirdağ da doğmuş. Asıl adı Aşot Malakyan mış. Filmdeki kahramanı gibi Fransa da o da adını değiştirmiş. Seyrettiğimiz film bir ozgecmiş hikâyesinin devamıymış. Zakaryan ın -yan ını atarak Pierre Zakar olan kahramanımız (Richard Berry) Fransız eşinin onu Fransızlaşmaya zorlamasından usanmış gunun birinde. Paris te geniş cevresi olan unlu bir sinema yonetmenidir. Marsilya da kalan anasını babasını cocukluk arkadaşlarını ozluyor. Onlarla birlikte olmak cocuklarına Ermenice oğretmek istiyor. Babasını kaybedince: – Yıllar var ki bizim usulumuzce elini opup alnıma goturmemiştim diye dertleniyor. Bu sozuyle mi yakaladı beni bilmem ki. Ama aldı istediği yere goturdu. 25 inci Saat Sicilyalılar Cetesi Bin Milyar Dolar gibi filmlerini hatırlıyorum. Evet bilmiyordum ama bu filmi seyrederken yonetmenin Ermeni olduğunu anlamamak icin de aptal olmak lazımdı. Filmi seyrederken anladım Fransızların ulkelerine sığınan Ermenilere de hic iyi muamele etmediklerini... Evet insanın dili var dini var ırkı var. Ama bunlardan ibaret değil icine doğup buyuduğu mekân da var vatanı! Diğerlerinden daha az belirleyici değil.