Temel sorun: Tuzelkisilik - Haber Arşivi 2001-2011
26 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Նպատ / Ժամ : Փայլածու

Haber Arşivi 2001-2011 :

29 Mayıs 2004  

Temel sorun: Tuzelkisilik -

Temel sorun: Tuzelkisilik

Turkiye deki laiklik anlayisi dinin devlet tarafindan olcusuz kontrolu uzerine insa edildiginden dini kurumlarin kendilerine ozgu birer tuzelkisiliginin bulunmamasi bir sorun bile sayilmiyor Turkiye ve AB arasindaki yakinlasma aralik ayinda Turkiye nin tarih almasiyla yeni bir mecraya girecek gibi gorunuyor. Ancak uyelik icin tarih almis bir Turkiye nin sorunlari artik mercek degil mikroskop altinda incelenmeye baslanacaktir. Avrupa Turkiye ile entegrasyona girmek icin partnerinden ciddi yapisal degisimler gecirmesini talep edecektir. Turkiye buyuk bir reform surecinden geciyor olsa da insan haklari alaninda yapisal ve kemiklesmis sorunlarini asmak icin daha cok gayret gostermek durumunda. Ben kendi adima bu surecte uc sorunun Turkiye nin cok canini sikacagini bu konularda mutemadiyen elestiri oklarini uzerine cekecegini dusunuyorum. Uc elestiri hedefi Bunlardan birincisi goreli olarak boyutlarini bildigimiz malum iskence sorunudur. Ikincisi dozu giderek artan elestiriler alacagimiz orgutlenme ve bariscil gosteri ozgurlugu sorunudur. Ucuncu ve bu yazinin konusunu olusturan diger sorun ise boyutlariyla mukayese edildiginde farkindaligin cok dusuk oldugu dini azinliklar meselesi dir. Turkiye de dini azinliklar bu azinliklarin canlarini en cok yakan guncel sorunlariyla gundeme geliyor. Ornegin cemaat vakiflarinin mal edinme konusundaki gucluklerini Turk Protestanlarin ibadet yeri acma konusundaki sorunlarini vd. duyuyoruz. Bu dile getirilen rahatsizliklardan hareketle cozum yollari arastiriliyor ve uyum paketleriyle sorunlar giderilmeye calisiliyor. Nasil ki sadece hastanin rahatsizliklarini tanimlama bicimine dayanilarak teshis ve tedavi gerceklestirilemez ise burada da sadece dini azinliklarin yakinmalarindan hareketle cozum getirilmeye calisilmasi karaciger kaynakli bir kasintiyi alerji ilaciyla iyilestirmeye calismaya benziyor. Kasinti hafifliyor ama sorun tam olarak anlasilmadigi icin bir sure sonra ister istemez tekrar nuksediyor. Turkiye nin dini azinliklar sorununun pek cok farkli vechesi var. Ancak temel sorun kategorilerine bakilacak olursa sorunun ilk ayagini Turkiye nin yaptigi azinlik tanimlamasinin olusturdugu gorulur. Ikincisi dini yapilarin birer kurum olarak taninmamasi ve ucuncusu de gerekli duzenlemelerin esnek hukuki enstrumanlar kullanilarak yapilmasidir. Temel kriterler Insan haklari hukukunun gecirdigi evrim sonucunda kimin azinlik kimin cogunluk oldugu bu kisilerin tabiyetinde bulunduklari devletin iradesinden bagimsiz olarak bazi objektif ve subjektif kriterlere baglanmistir. Objektif unsurlar soz konusu grubun nufusun diger kesimlerinden sayica az olmasi ve farkli etnik dinsel vd. ozelliklere sahip olmasidir. Subjektif unsur ise bu gruplarin kendi kulturlerini dinlerini korumak yonunde ortulu bile olsa bir irade gostermeleridir. Dolayisiyla da bu objektif ve subjektif kriterleri tasiyan bir grup kendisini azinlik olarak tanimladiginda bu kisilerin tabi bulunduklari devletin onlari nasil tasvir ettiginin bir onemi kalmamaktadir. Turkiye ise azinliklar soz konusu oldugunda Lozan Antlasmasi na atifta bulunmakta ancak bu antlasmayi da alabildigine dar yorumlamaktadir. Lozan Antlasmasi nda hicbir ayirt edici ibare kullanilmaksizin gayrimuslimler den soz edilmesine ragmen Turkiye sadece Rum Ermeni ve Yahudilerin azinlik oldugunu Turkiye de baskaca bir azinlik bulunmadigini beyan etmektedir. Turk esittir Musluman gibi acikca dile getirilmemis bir formulu temel alan bu yaklasim dini azinliklari etnik/irksal temelden hareketle tanimlamak gibi anlasilmasi zor bir tutum gelistirmistir. Hal boyle olunca Suryaniler Turk Protestanlar vd. hukuken taninmayan gruplar olarak ortaya cikmaktadir. Bu gruplar Musluman olmamalari nedeniyle cogunluga dahil olmadiklari gibi Lozan Antlasmasi nin kapsami icinde kabul edilmemeleri nedeniyle de hukuk âleminin disinda kalmaktadirlar. Dolayisiyla da bu gruplar icin kolektif kimliklerini one surerek hak talebinde bulunmak haklarin sujesi olmak imkân dahilinde bulunmamaktadir. Tuzel kisilik Turkiye deki gayrimuslimlerin sahip olduklari diger onemli bir sorun da kendilerinin bile farkinda olmadiklari tuzelkisiliklerinin bulunmamasi sorunudur. Lozan azinliklari zaman zaman bu tuzelkisilik sorununu anistiran seyler soylese de daha ziyade uzerinde durduklari patrikligin resmen taninmamasidir. Oysa tuzelkisilik sorunu dini liderlerin taninmasini fazlasiyla asan bir sorundur. Burada soz konusu olan cemaatin tabi oldugu dini kurumun hukmu sahsiyetinin bulunmamasi meselesidir. Azinlik vakiflarinin haklarini gelistirerek bu sorunu asmak pek mumkun gorunmuyor. Turkiye deki laiklik anlayisi dinin devlet tarafindan olcusuz bir sekilde kontrol edilmesi uzerine insa oldugundan dini kurumlarin kendilerine ozgu birer tuzelkisiliginin bulunmamasi bir sorun olarak bile gorulmemektedir. Durum boyle olunca da dini kurumlarin ibadetleri toplantilari yardim toplamalari kendi din adamlarini yetistirmeleri mezarlik acmalari cok farkli amaclar icin konulmus farkli farkli yasalara tabi bulunmaktadir. Dini kurumlarin Avrupa ulkelerinde oldugu gibi taninmasi halinde butun bu eylem ve islemlerin bu tuzelkisilik cercevesinde gerceklestirilmesi soz konusu olacaktir. Yasa yerine yonetmelik yonerge Ucuncu sorun temel hak ve ozgurluklerin kolay degistirilebilen esnek hukuk enstrumanlariyla duzenlenmesi ve birakilan bosluklarin idarenin tasarruflariyla doldurulmasidir. Ayni sekilde yasalarla verilen haklarin kapsami yonetmeliklerle daraltilmaktadir. Gerek azinlik vakiflarinin mal edinmelerini duzenleyen ve gerekse yeni ibadet yerleri acilmasini duzenleyen uyum yasalarinin kapsami cikarilan yonetmeliklerle daraltilmis bulunmaktadir. Turkiye de ayrimciligi yasaklayan ve ayrimci uygulamalari yaptirimlara baglayan hukuki bir mevzuatin bulunmamasi da yakin gelecekte ciddi bir sorun olarak ortaya cikacaktir. Cozum icin Dini azinliklar konusunda kalici cozumlere ulasilmasi isteniyorsa soruna iliskin butuncul bir yaklasim gelistirilmesi sorunlari sadece magdur anlatimlarindan hareketle tasvir edip cozumler bulmaya calismak yerine AB uyesi ulkelerdeki hukuk ve uygulama orneklerine bakilmasi gerekmektedir. Ispanya Portekiz gibi ulkelerin kendi ulkelerindeki dini gruplarla diyalog icinde gelistirdigi modeller Turkiye icin de zihin acici ve surdurulebilir alternatifler ortaya koyabilir. Ancak suratle girisilecek islerden birisi de Lozan Antlasmasi na iliskin olarak getirilen daraltici yorumlardan vazgecilmesidir. Turkiye 80 yil sonra Lozan Antlasmasi nin nasil uygulanacagini gosteren bir yasa cikararak cozum yonunde cok ciddi bir adim atabilir. Bu yasada keyfi yorumlari engellemek icin tum gayrimuslim yurttaslarimizin etnik/ milli kokeni ne olursa olsun kapsam icinde goruldugu acikca belirtilmeli gayrimuslimlerin dini kurumlari (Kilise Havra) ayri birer tuzelkisilik olarak duzenlenmelidir. Yani dernek vakif vd. disinda dini kurum adi altinda yeni bir tuzelkisilik yaratilmali ve bu dini kurumlarin tum sosyal ve hukuki iliskileri bu tuzelkisilikle baglantili bir sekilde duzenlenmelidir. Gayrimuslim vatandaslarimizin kamu gorevlerine atanmasina engel olan yazisiz yasalar derhal ortadan kaldirilmali; ayrimciligin onlenmesi mevzuati yururluge konulmalidir. Azinlik yaratma sucu gibi insan haklariyla bagdastirilmasi oldukca zor olan hukuki duzenlemeler yasalarimizdan ayiklanmalidir. Gercekten de Turkiye deki azinliklar bile hukuki bir kimlik olan azinlik kavrami altinda anilmak istemiyorlar. Unutulmamali ki bir devletin/toplumun ne kadar demokratik oldugu cogunluga degil azinliga ozdeslesebildigine degil kendisine benzesmeyene nasil davrandigiyla olculebilir. Gecmisiyle hesaplasip azinliklarina yaptigi yanlislarin vicdani muhasebesini yapabilen ve bu gun de azinliklarina tum haklarini taniyabilen bir Turkiye kendine cok daha guvenli cok daha demokratik bir toplum olma yonunde devasa bir adim atmis olacaktir. Orhan Kemal Cengiz: Avukat Insan Haklari Gundemi Dernegi uyesi




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+