Tasarlanmıs katliam yok -
Berktay ın tezleri tarihi hatalar iceriyor. 1915 olayları bir dunya savası icindeki bir ic savastan baska bir sey degil. Tum Ermenilerin tehcire tabi tutuldugu iddiası da gerceklerle uyusmuyor
Profesor Halil Berktay ın 1915 Ermeni tehciri hakkında Radikal gazetesinden Tarık Isık a 27 Nisan da verdiği mulakatı okuyunca unlu Amerikalı devlet adamı ve mucit Benjamin Franklin in su sozlerini anımsadım: Tarihciler coğu zaman olanı değil inanmak istediklerini yazarlar. Nedenine gelince sayın Berktay ın mulakat sırasında belirttiği gorusler ciddi tarihi hatalar iceriyor. Berktay aynı zamanda soylediklerini kanıtlayacak hicbir belge ve kanıt bulunmamasına rağmen tarihi olaylara oznel ve mesnetsiz yorumlar getiriyor.
Kavramsal celiski
Berktay once 1915 Ermeni faciası 19. yuzyılın vahsi milliyetcilikleri ile Yahudi soykırımı arasında onemli bir halkadır. Bu anlamda bir proto-soykırım olarak gorulebilir diyerek 1915 teki tehcir (zorunlu goc) olayını bir ilk soykırım turu olarak niteledikten sonra kendisiyle celiskiye duserek zorunlu goc olayını aynı zamanda etnik temiz-lik kategorisine sokuyor. Goruslerine kanıt olarak da su iki iddiayı ileri suruyor:
1) İstisnasız butun Ermeniler (...) butun bir etnik-dini grup baska herhangi bir nedenle değil sadece Ermeni oldukları icin yurtlarından mulkiyetlerinden edilip zorla goce mecbur edilmislerdir.
2) Goc sırasında Ermenilerin katledilmesi Enver Talat ve Cemal Pasa dan olusan uc kisilik askeri diktatorluk tarafından planlanmıstır. Bu uclu gonderdikleri resmi tehcir emirlerinin yanı sıra İttihat ve Terakki nin hukuk dısı teskilatı olan Teskilat-ı Mahsusa ya (MİT in selefi) olum mangaları organize etmeleri ve Ermeni konvoylarına saldırarak sistematik olarak katletmeleri yolunda gizli emirler vermislerdir.
Zorunlu goc butun Ermenileri kapsadı mı? Amacı neydi?
Sayın Berktay ın birinci iddiası tamamen gercekdısıdır. Zira Osmanlı Devleti nin Berktay ın iddia ettiği gibi Ermeni toplumunun tumunu etnik kokenleri ve dini inancları nedeniyle goc ettirme hususunda bir uygulaması kesinlikle olmamıstır. Bir kere İstanbul ve İzmir de yasayan Ermeniler tehcirin dısında bırakılmıslardır. Buna ilaveten Anadolu nun muhtelif bolgelerinde ikamet eden devlete sadık ve dusmanla isbirliği yapmayan Ermeni ahali ve kamu gorevlileri ile sağlık durumu iyi olmayan Ermeniler de zorunlu goce tabi tutulmamıslardır. Zorunlu goc Carlık Rusyası ordularıyla savasan Osmanlı ordusunun ardındaki askeri harekât ve savunma icin stratejik onemdeki bolgeleri ve Ermeni ayaklanmalarının hukum surduğu yerleri kapsamıstır.
Berktay ın bu acıkladığım ve kesin kanıtları olan hususları bilmemesi mumkun değil. Buna rağmen bir bilim adamının sırf tarihi kendi yorumuna gore bicimlendirmek icin gercekleri carpıtması huzun verici.
Ermeni tarihcilerin gorusleri
simdi Berktay ın ikinci iddiasına gelelim. Ermeni tarihciler ve onların sempatizanları Osmanlı İmparatorluğu nu yoneten İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin mecburi goc kararını Ermeni milletini yok etmeyi ongoren planlarını gerceklestirmek amacıyla aldıklarını Ermeni goc kafilelerinin imhası gorevinin de Teskilat-ı Mahsusa nın organize ettiği cinayet timlerine verildiğini iddia ederler.
Ne var ki bu iddialarını ispat icin de 89 yıl-dan beri hicbir somut kanıt gosterememislerdir. Uzerlerine gidilince de Bu konudaki kanıtlar Osmanlılar tarafından imha edilmistir gibi bahaneler uydururlar. Goruleceği uzere Berktay ın soyledikleri Ermeni tarihcilerin otedenberi savunduklarından baska bir sey değil. Teskilat-ı Mahsusa gercekte Rus Mısır ve Hindistan Muslumanlarının savas sırasında Osmanlı Devleti ne desteklerini sağlamakla gorevlendirilmisti. Bu kurulusa tehcir sırasında gorev verildiğine dair en ufak bir kanıt mevcut değildir.
Ciddi bir tarihcinin son derece onemli ve milletlerin kaderlerini etkileyici nitelikteki tarihi olaylara yorum getirirken bunu tarihin asıl kaynaklarına dayandırmaya azami titizlik gostermesi gerekir. Bu olsa olsa boyledir mantığı nesnelliğe ve bilimsel yaklasıma uymadığı gibi sorumlulukla da bağdasmaz. Bu bakımdan Berktay ın bu ikinci iddiası da hicbir somut kanıta dayanmayan nazariyattan ibarettir.
Devletlerine ihanet eden Ermenilerin Turk ordusunu arkadan vurması
Tehcire yol acan olaylar sureci Birinci Dunya Savası sırasında Osmanlı Ermenilerinin kendi devletlerine ihanet ederek Anadolu yu isgal eden Rus ordusuyla hem cephede hem de cephe gerisinde tam bir isbirliğine girmeleriyle baslamıstır. Rus ordusu Osmanlı ve Rus Ermenilerinden kurulmus gonullu alaylar onculuğunde doğudan Osmanlı topraklarına girerken Osmanlı ordusundaki Ermeniler de silahlarıyla firar ederek ya Rus ordusuna katıldılar ya da ceteler kurdular. Bu ortamda yıllardır kiliselerde ve okullarda saklamıs oldukları silahları cıkararak silahlanan Ermeni ahali erkekleri cephede olduğundan savunmasız kalan Turk koylerine saldırarak katliama basladı. (Sayın Berktay ın Ermenilerin Turklere karsı giristiği insanlık dısı cinayet ve toplu kırımlardan hic soz etmemesi dikkat cekicidir).
Van isyanı
Bunlar yetmiyormus gibi Ermeni ceteler Turk ordusunu arkadan vuruyor birliklerin harekâtını engelliyor ikmal yollarını kesiyor yaralı konvoylarını pusuya dusuruyor kopru ve yolları imha ediyordu.
Bu sırada Van da Ermeni isyanı patlak verdi. Ermeni ceteler kentteki Turk ve diğer Musluman ahaliyi katletti ve Van ı Rus ordusuna teslim etti. Bunun uzerine Rus Carı I. Nikola 21 Nisan 1915 te gonderdiği bir telgrafla Van daki Ermeni komitesine Rusya ya yaptıkları hizmetler nedeniyle tesekkur etti.Osmanlı hukumeti bu durumda İstanbul daki Ermeni Patriği ni ve ileri gelenlerini uyararak Muslumanların katliamının durdurulmasını ve dusmanla isbirliğine son verilmemesi halinde gerekli onlemlerin alınacağını bildirdi. Bu uyarı fayda etmeyince hukumet 24 Nisan 1915 tarihinde vilayetlere ve mutasarrıflıklara gizli bir tamim yolladı. Bu tamimde Ermeni komite merkezlerinin kapatılması evrakına el konulması ve komite elebaslarının tutuklanması istenmekteydi. Bu tamim uyarınca 2 bin 345 Tasnak ve Hıncak komitacı tutuklandı.
24 Nisan tutuklamaları
Ermenilerin her yıl sozde soykırımı gunu olarak andıkları 24 Nisan bu tutuklamalardan dolayıdır. Anadolu daki Ermeni isyanları ve Ermeni cetelerin faaliyetleri Turk ordusunun savas gucu uzerinde son derece
olumsuz etkiler yapıyordu. Bu durumda Baskumandanvekili Enver Pasa isyancıların ve onlara destek veren halkın acilen savas bolgesi dısına yerlestirilmelerini istemek zorunda kaldı. Bu kosullarda alınan tehcir kararı devletin varlığını koruma hakkı cercevesinde basvurduğu tamamen mesru ve hukuken haklı bir onlem olup soykırımıyla veya etnik temizlikle uzaktan yakından iliskisi yoktur. Zira Osmanlı hukumetinin Ermeni milletini yok etmek gibi bir kararı planı veya niyeti hicbir zaman mevcut olmamıstı.
Arsivlerdeki temizlik iddiası
Tarihi ve bilimsel kaynaklardan yoksun olan Ermenilerin soykırımı iddiaları daha cok hatırat turu kitaplara ve oznel değerlendirmelere dayanıyor. Bu nedenle Ermeni tarihciler uzun sure Ermeni soykırımını kanıtlayan tarihi belgelerin Osmanlı arsivlerinde bulunduğunu ileri surerek arsivlerin kapalı olduğu ve belgelere ulasılamadığı yolunda propaganda yaptılar. Ancak son yıllarda yapılan yoğun calısmalar sonucunda Ermeni meselesiyle ilgili ve 1878-1920 donemini kapsayan tum evrak analitik bir tasnife tabi tutularak yerli ve yabancı arastırmacıların hizmetine sunuldu. Bu gelisme Ermenilerin propaganda kozunu ellerinden aldı. Ancak Ermeni tarihciler Osmanlı arsivlerinde hayali iddialarını destekleyecek belgeleri bulamayınca konuyu yine iftira ve camur atma platformuna kaydırarak Turkler arsivlerde temizlik yapıp sonra actılar iddiasında bulundular. Oysa Osmanlı devlet daireleri son derece duzenli numaralı ve tarihli gelen-giden evrak kayıt defterleri tutmuslardır. Herhangi bir evrak yok edilirse bu eksiklik kayıtlardan hemen gorulur.
Berktay ın Ermeni tarihcilerin sozculuğunu ustlenerek emekli general ve yuksek diplomatlardan olusan bir heyeti... devlet arsivlerinde sistematik temizlik yapmakla itham etmeden once bizzat Osmanlı arsivlerine girip soz konusu kayıt defterlerini incelemesi ve ona gore konusması gerekirdi. Bunu yapmadığı kesinlikle belli olduğuna gore tarihi yok etmekle sucladığı emekli buyukelci ve generallerden asılsız iddiaları nedeniyle kamuoyu onunde ozur dilemelidir.
DR. sUKRU ELEKDAĞ
Dr. sukru Elekdağ: CHP İstanbul Milletvekili emekli buyukelci
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com