1915 i yeniden dusunmek - Haber Arşivi 2001-2011
23 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Ծմակ / Ժամ : Խաւարակ

Haber Arşivi 2001-2011 :

27 Nisan 2004  

1915 i yeniden dusunmek -

1915 i yeniden dusunmek

Osmanlı 19. yuzyıl boyunca donemin tum imparatorlukları gibi milliyetcilik hareketleriyle karsı karsıya kaldı. Milliyetci gruplarla imparatorluk yonetiminin mucadelesi yuzyılın ikinci yarısı boyunca siddetlenerek surdu. Onemli hareketlerden biri de Ermeni milliyetciligiydi. Catısma 1. Dunya Savası yıllarında 1915 teki tehcir le doruk noktasına cıktı. Tehcir icin ilk adım 24 Nisan 1915 te atıldı. Devlet aleyhinde faaliyette bulundukları gerekcesiyle 2 bin 345 Ermeni komiteci tutuklandı. 27 Mayıs 1915 te verilen resmi karar 1 Haziran 1915 te Takvim-i Vekayi de yayımlanarak yururluge girdi. Yasananların izi uzerinden gecen 89 yıla rağmen uluslararası yankılara yol acacak kadar etkili. Nitekim Fransa ve İsvicre parlamentoları Ermenilere 1915 te soykırım uygulandığı nı kabul eden kararlar aldı; ABD basta olmak uzere bircok ulkede benzer kararlara yol acabilecek tartısmalar surekli gundemde. Ankara her 24 Nisan oncesi ve sonrasında soykırım suclamasına karsı savunma icin yoğun enerji harcıyor. Konu hakkında uzmanlık alanı 20. yuzyıl Turk milliyetciliği ve milliyetci historiyografisi olan Sabancı Universitesi oğretim uyelerinden Prof. Dr. Halil Berktay la konustuk. Turkiye de Ermeni sorunu nu tarihcilere bırakalım deniyor. Ancak tarihcilerin resmi tarihten farklı konusmalarına hos bakılmıyor. Bu sizce bir celiski mi? Konunun tarihcilere bırakılması bence de doğru bir karar. Bilimin gerceği arayısına politik makamlar mudahale etmemelidir. Turkiye deki devlet orgutlerinin su soylenir bu soylenemez diye kurallar olusturmasına tamamen karsıyım. Aynı sekilde ucuncu ulkelerin meclislerinin ustelik baska bir ulkenin tarihinde olmus seyler hakkında su doğrudur bu yanlıstır diye kararlar almasını da son derece abes buluyorum. Turk resmi pozisyonu uluslararası platformlarda sıkısınca bir kacınma manevrası olarak Konuyu tarihcilere bırakalım dedi. Ama bu lafları soyleyen insanların pek coğu aslında konuyu tarihcilerin ozgur dusunsel tartısmasına bırakmak istemiyorlar. Kastedilen konuyu devletin avukatı burokrat tarihcilere bırakmak. 1915 faciasının sorumlusu kim? Resmi ideoloji kendisini Osmanlı yla ve İttihatcılarla devamlılık icinde gorerek topyekûn Turk gecmisi ne sahip cıkıyor. Bunu Turk milliyetciliğinin ozel bir problemi ve yanlısı olarak goruyorum. Bu toplumun Susurlukcuları Hizbullahcıları cinayetler isleyenleri var. Ben Turkum. Bu insanlar da Turk. Ama sırf Turkturler diye kendimi Susurlukcuların yaptıklarıyla ozdeslestirmiyorum. Milliyetcilik oyle bir ideoloji ki biri sırf Turkturler diye Turkler adına islenen korkunc cinayetlerle de ozdeslestirmeye goturebiliriyor. 1915 felaketine bir benzetme yapacak olursam o donemin Susurlukcuları ve Hizbullahcıları neden oldu. Ermeni tehciri soykırım mıdır? Soykırımdır ya da soykırım değildir demeyeceğim. Soykırım desem Ermeniler alkıslayacak Turkler kızacak. Değildir desem Turkler alkıslayacak Ermeniler kızacak. Bir taraf asırı sevincinden diğer taraf da kızgınlığından geri kalanını dinlemeyecek. Soykırım sozcuğu bir tarihcinin analiz enstrumanı olmaktan cok hukuki bir kategori haline geldi. Soykırımdır denilirse uluslararası suc kategorisi olarak faturası cıkacak Soykırım değildir denilirse bu ceza kesme isleminden Turkiye sıyırmıs olacak. Dolayısıyla tarihci mantığı değil avukat mantığı hâkim olacak. 1915 Ermeni faciası 19. yuzyılın vahsi milliyetcilikleri ile 1940 ların Yahudi soykırımı arasında onemli bir halkadır. Bu anlamda bir proto soykırım olarak gorulebilir. Ama bunu hukuki bir kategori olarak soylemiyorum. Bir tarihcinin analiz kategorisi olarak bir sureci kavramaya calısarak soyluyorum. Ermenilerin kayıpları ne kadar? Devlet soylemi 50 bin kayıptan soz ediyor. Son iki-uc yılda resmi pozisyon asırı milliyetcilerin eline gecerek tamamen cığırından cıktı. Emekli buyukelci Kamuran Gurun Ermeni Dosyası isimli kitabında 400-450 bin kayıptan soz eder. Pek cok Dısisleri yetkilisi ile de konustum. Ozel konusmalar sırasında herkes 400-450 bin diyor. Kimse daha dusuk bir sayı vermiyor. Ancak Ermeni kayıpları kucultule kucultule 450 binden son derece komik bir sekilde 20-25 bin dolaylarına cekilmeye calısıldı. Britannica 600 bin olu rakamına yer vermistir. Turk resmi tezleri de yakın gecmise kadar kayıpları 400-450 bin olarak gosteriyordu. Olumler nasıl meydana geldi? 400-600 bin insan kazara olmez hastalıktan olmez. Bu kadar insan ancak sistematik bir oldurme politikası varsa olur. simdi suna mı inanmamız isteniyor: Bir tabur asker Ermeni konvoyunu gotururken Ermenilere nefret besleyen silahlı asiretler uzerlerine akın etti. Dirayetli namuslu tabur komutanı diyor ki Bu insanların canı bana emanet edilmistir dokundurtmam. Konvoyu canım pahasına koruyacağım. Devletten aldığım emir boyledir. Ancak beni ve askerleri oldurursunuz ondan son-ra ne yaparsanız yaparsınız. Butun konvoy komutanları boyle davranmıs onların direni-sine rağmen kotu niyetli unsurlar askerin oto-ritesini ciğneyerek ve devlete rağmen bu insanları kesmisler. Bu yuzden uc-bes kisi değil birkac yuz bin kisi olmus. Benim buna inanmam imkânsız. Olayların boyle gelismesi bastan planlandı mı? Evet planlandı. O donemde devlet Meclis e hesap vermeyen Enver Talat ve Cemal Pasa dan olusan uc kisilik yuksek askeri diktatorluk tarafından yonetiliyordu. İstisnasız butun Ermenilerin -sırf Ermeni oldukları icin-zorla gocurulmesini emrettiler. Bu soykırım değildir ama etnik temizliktir. Cunku butun bir etnik-dini grubu baska herhangi bir nedenle değil sadece Ermeni oldukları icin yurtlarından mulkiyetlerinden edip zorla gocurtuyorsunuz. Tehcir emirleri resmi kanallarla iletilmis fakat aynı zamanda İttihat ve Terakki nin hukuk dısı teskilatı olan Teskilat-ı Mahsusa nın onde gelenlerin -belki yazılı versiyonunu hicbir zaman bulamayacağız- talimatlar verilmistir. Olum mangaları organize etmeleri ve Ermeni konvoylarına saldırarak sistematik olarak katletmeleri yolunda gizli emirler verilmistir. Tehcir edilenlerin malları ne oldu? Ermeniler malları musadere edilerek cole olume gonderildiler. Bazı yerlerde nispeten namuslu Osmanlı burokratları Ermenilerin mallarını satıp onlara ulastırmıs olabilir. Tabii mallar gercek değerine mi satıldı yoksa kapanın elinde mi kaldı o da ayrı. Sorunu gormemezlikten gelerek biz de ortak olmuyor muyuz? Tabii ki. Problem Cumhuriyet Turkiyesi ni kuran onderliğin doğrudan sorumlu olmasından gelmiyor. İnkâr ettikce duygusal olanak suca bulasıyoruz. Ve iste o noktada bir ahlaki sorumluluğumuz doğmaya baslıyor. Mustafa Kemal in 1915 faciasıyla hicbir iliskisi yok. 1920 lerdeki bir demecinde bunu yapan insanlardan ne kadar nefret ettiğini ve bunu ne kadar ağır bir suc olarak gorduğunu ortaya koyuyor. 1915 te olanları kabul etmenin hukuki sonuclarının ne derece kotu olabileceğinden dem vurulması aslında gerceğin ne olduğunu bilindiğine isaret eder. Turkiye deki Devlet arsivlerinde donemle ilgili butun bilgilere ulasılabilir mi? Turk arsivlerinde en az iki defa cok sistematik temizlik yapıldı. Birincisi İttihatcılar 1918 de artık savasın kaybedildiği asikâr hale geldiği zaman cok kapsamlı bir temizlik yaptılar. 1980 lerde rahmetli Turgut Ozal cok ileri goruslu bir adımla arsivlerin kullanımı uzerindeki engellerin kaldırılmasına ve arsivlerin genis olcude acılmasına karar verdi. Fakat bu acılma kararı hayata gecirilmeden once emekli general ve yuksek diplomatlardan olusan bir heyet arsivlere girdi ve en azından ikinci buyuk temizliği yaptı. Toplum olarak Ermenilere ozur borcumuz var mı? Ozur borcu değil konunun konusulması uzerindeki baskıları kaldırmaya ihtiyacımız var. Resmi cevrelerden ozgur tartısma ortamına saygı gosterilmesi dısında hicbir sey talep etmiyorum. Voltaire in unlu sozu vardır: Dusuncelerinizin tamamına karsıyım. Ama bu karsı olduğum dusuncelerinizi savunma hakkınızı da sonuna kadar savunacağım. Maalesef Turkiye toplumu bu basit demokrasi dusturunu icine sindirebilmis değil.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+