Tarihe 1000 canlı tanık - Haber Arşivi 2001-2011
27 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վահագն / Ժամ : Բաւական

Haber Arşivi 2001-2011 :

07 Nisan 2004  

Tarihe 1000 canlı tanık -

Tarihe 1000 canlı tanık

Babaannem cocukken bizi yataga yatırırdı. Biz de besmele ceker ardından Yattım sagıma dondum soluma hazır melekler sahit olsun dinime imanıma. Yattım insallah kalkarım masallah diye dua okurduk İstanbul / Suleymaniye de1934 yılında doğdum. Annem de babam de İstanbullu. Babamın isi dolayısıyla dort yasında Taksim e gelmisiz. Ondan sonra butun hayatımız orada gecti. Taksim de Talimhane de babamın dukkanları vardı orada buyuduk. Taksim İlkokulu na gittim. Kırk besinci ilkokul. Butun kardeslerim de oyle. Biz sekiz kardesiz; altı kız iki oğlan. Bir erkek kardesim vefat etti. Ondan sonra orta ve liseyi Nisantası Kız Enstitusu nde okudum. Oradan ayrıldım ve 1952 de Rıdvan la nisanlandım. Yıllarca bekledik birbirimizi. Ondan sonra askerden geldi duğunumuz yapıldı 1956 da. Buyuk oğlum Yalcın Alpay 1957 de dunyaya geldi. Sonra kucuk oğlum 1965 te doğdu. Allah ona uzun omur vermedi. Allah buyuk oğluma uzun omur versin. İki torunum ve gelinim var. Esim sağ hayatta. Beraberce yasayıp gidiyoruz. Yasam hikayemin kısası bu. Tasdelen ve Hunkar sularının Taksim / Talimhane deki tek su bayiiydi babam. O zaman afedersiniz kamyonet falan yok at arabalarıyla dağıtılırdı sular. Beyoğlu Taksim ve civarındaki gazinolara otel ve lokantalara su dağıtırdı. Su kasalarla kucuk su siseleriyle satılırdı. Tasdelen suyu en kıymetli suydu ve bobrek taslarına iyi gelirdi. Susuz ev yoktu ama tabii babamın sattığı suların icindeki mineraller nedeniyle alırdı insanlar. Gazinolarda Terkos suyu icilmezdi. Muhakkak siselerle icilirdi. Babam gazinolara gunduzleri verdiği suların aksamları gider hesaplarını alırdı... Babam cok sık giyinen bir adam; boyle sapkası ayakkabısı renk uyumuyla Beyoğlu nun hani eski İstanbul efendileri iste. Hicbir zaman annemi ve bizi kapatmadı. Annem basortu bağlardı ama carsaf giymezdi dopiyes giyerdi. Hic unutmam babam bizi denize gotururdu annemi bırakmazdı denize girsin. Neden? Cok beyazsın derdi. Annem cok beyaz ve 110 kilo bir kadındı. Sen denize girme herkes sana bakar derdi. Ama annem denize aksam kimse olmadığı zaman girerdi yine. Annem babamla evlendiği zaman on altı yasındaymıs. Sekiz cocuk doğurmus annem... Ama babam guzel adam e para da var. Annemden de korkardı odu patlardı annemden. simdi gece gec gelirdi ben de Annem uyanık seni bekliyor derdim o da parmaklarının ucuna basarak yukarı cıkardı. Hem kendi gezerdi hem cocuklarını gezdirirdi. Yasamayı seven bir adamdı babam. Hicbirimizi sıkarak buyutmedi. Cok guzel bir aile hayatımız vardı. Varlıklıydık hani hatta o zaman babama Milyoner İsmail derlerdi. Fakire fukaraya babam yardım ederdi. Mahallemizdeki bazı Hıristiyanların durumları kotuydu babam onlara da yardım ederdi. Sen diyorlardı afedersin gavura niye verdin? Babam da diyor ki Allah insanı Turk Ermeni yaratmamıs Allah insanı insan yaratmıstır diyordu. Oyle bir Ermeni aileleri vardı ki ekmekleri yoktu yemeye. Camasıra giderdi kadınlar. Annem eve alırdı onları yedirir yıkardı. Onların cocuklarıyla arkadastık biz. Bakkalı kasabı hep Rumlar isletirdi. Arnavutlar ise sebze satardı. Taslı biko Evimizde de gayrimuslim komsularımız vardı. Onlardan biri de Bercui teyzemizdi. Biz ona Ermenice morakur (teyze ) derdik. Hemsirelik yapmıs. Mahalledeki cocuklara iğneleri yapardı sabahları biz onunla kahvaltı ederdik. Kardesi Hripsime ablayla da gorusurduk. Daha sonra onların da kızları oldu. Hatta Hripsime ablanın kızı Ani Kadıkoy de eczanesi actı daha sonra. Geldi bir gun dedi ki Eczaneme geliyorlar gavur diyorlar benden sey almıyorlar... Coğunun evinde banyo yoktu bizim eve gelip banyo yaparlardı. Kadir gunu ve bir gun evvel ve ertesi gun uc gun oruc tutarlardı. Bizim orucumuzu tutarlardı. Cocuklarımız doğardı gelir onları yıkarlardı. Hatta Bercui teyzenin kocası olduğu zaman bana seslendi Kadriye canını veremiyor dedi. Gittim Bercui teyze zemzem veriyim mi? dedim. Kızım dedi suyun Muslumanı Turku olmaz dedi ver suyu dedi. Daha sonraki yıllarda evlendim. Hic unutmam hamileyim anneme soyleyemiyorum. Bercui teyze cekti beni Kızım dedi hamile misin? Boyle onume baktım. Yok Bercui teyze diyebildim. O da Utanma kızım soyle dedi soyleyiverdim. Kardesi Hripsime abla da oldu daha sonra. Olmeden derdi ki Ben olursem bana gavur helvası yapmayın. Musluman helvası yapın. Muslumanlar olarak ona helva yaptık. Komsularımız cok iyi insanlardı... Hatta hatırlarım ben kucuktum Rumların karnavalı olurdu. Maskeler takarlardı yuzlerine kadınlı erkekli. Ellerinde kepceler tenekeye vururlardı Haydi koricakimu geliyoruz haydi koricakimu ela manamu derlerdi. Yani gel gel hadi geliyoruz kızım geliyoruz demek istiyor. Karartma seneleri İkinci Dunya Savası yılları... Biz maskara diyorduk o zaman karnaval yaparlardı. Ondan sonra kadınlı erkekli sokakta taslı biko oynarlardı. Caddelerde karanlıkta topu bir yere atarlar birbirlerini kovalarlardı. Hep bir yerlerde toplanır eğlenirlerdi. Hayde rakadaki mezedaki hayde biberedaki hayde koricakimu ela ela kondamu Gel kucağıma beraber sarkı soyleyelim derlerdi Rumlar... Fakat sonra Talimhane deki huzurumuz bozuldu. 6-7 Eylul de (1955) biz annemle Bursa ya gitmistik. Ertesi sabah geldik. Karakoy de vapurdan indiğimiz zaman yol bulamadık yuruyecek. Askerler yolu tutmustu boyle. Nemci Rıza mağazası vardı kumas satardı onun bile mağazası yıkılmıstı; top top kumaslar sokaklardaydı. Arabalar kuyumcu dukkanları butun hepsi yakılmıs yıkılmıstı. Bir tek dukkan Beyoğlu nda Allah rızası icin sağlam yer kalmamıstı. Bu Rum mezarlığından oluleri cıkarttılar. Babamın yanında Barones vardı bir de pastacı Ahilya... Onları babam korudu. Bercui Hripsime teyzelerin kocalarını da eve aldı. Onların Talimhane de dukkanlarını yıktılar. Bircok kimse o dukkanlardan aldıklarından zengin oldular. Bence Turkiye nin ekonomisi 6-7 Eylul den sonra bozuldu. Cunku devlet para odedi. Ondan sonra Turkiye coktu. Komsularımızın coğu gitti Yunanistan a gittiler. Sessizce gittiler hicbir sey soylemediler kapattılar evlerini gittiler. Turkler onların evlerine el koydular. O kadar insanlıkları vardı ki ne dedikodu bilirler ne bir ahlaksızlık bilirler ne fesatlık bilirler. simdi bir Rum nerde bulacaksınız. Var mı bugun varsa da cok ihtiyarları var. Onlar da zaten konusamıyorlar korkudan.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+