Turkiye Bagımsızlıgını Yitirmis Durumda - Haber Arşivi 2001-2011
20 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Արագած / Ժամ : Երկրատես

Haber Arşivi 2001-2011 :

01 Mart 2004  

Turkiye Bagımsızlıgını Yitirmis Durumda -

Turkiye Bagımsızlıgını Yitirmis Durumda

Prof. Dr. Sina Aksin 2023 Dergisi nin kendisiyle uzun ve ayrıntılı yaptıgı soyleside onemli acıklamalarda bulundu. Turk yayın hayatının onemli dergilerinden biri olarak her sayısında onemli konuları işleyen 2023 Dergisi yine onemli bir soyleşiyi daha Prof. Dr. Sina Akşin ile yaptı. Soyleşinin tamamını sunuyoruz: 2023- I. Dunya Savaşı oncesinde Osmanlı nın icinde bulundugu durum nedir? İstanbul’un işgaline varan surece nasıl gelinmiştir? Sina Akşin- Osmanlı Devleti cağa ayak uyduramamıştı. Avrupa’daki gelişmeler ayak uyduramamıştı matbaayı gec aldılar kapitalizme gecemediler. Cunku Turkler tarih sahnesine yeni cıkmış genc bir halk bana gore. Dolayısıyla cağdaş uygarlık duzeyine yetişmekte birtakım sıkıntılar cekiyor. Osmanlı Devleti gocebeliğe son vermeye calışırken Avrupa’da insanlar kapitalizme gecmeye başlamışlardı ayak uyduramadık kısaca… Ayrıca Avrupa’nın genel olarak Batı’nın Osmanlı’ya karşı Turkler’e karşı dışlayıcı bir tutumu vardı. Zaten onlar Osmanlı Devleti tanımlamasını kabul etmiyor Turkler” diyorlardı. Turkler’in Avrupa’dan cıkartılması onların programıydı. Turkler’i Rumeli’nden cıkartmak icin Balkan halklarını Turkler’i cıkartma işine koşullandırdılar. Dolayısıyla Osmanlı Devleti perişan oldu. Uzun yıllar dayanmasının nedeni de bu emperyalist devletlerin kendi aralarındaki cekişmelerdir rekabettir. 2023-Peki Osmanlı’nın yıkılmasında imparatorluk cağının kapanması ve ulus devletlerin doğuşunun etkisi oldu mu? Sina Akşin- Bir goruşe gore boyle bir şey varit değildir. İngiliz tarihci Taylor diyor ki; Hayır Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Osmanlı Devleti savaşta yenildiği icin yıkıldı. Yoksa cok uluslu olduğu icin yıkılmadı.” Ben bu goruşe katılıyorum. Ulus meselesi bir inanc meselesidir. Bir ulusa mensup olduğunuza inanıyorsanız o ulustansınızdır. Meselâ Sovyetler Birliği’nde insanlar biz Sovyet’iz” diye inanıyorlarsa Sovyet ulusundan oluyorlardı. Yahut Amerikalılar; dunyanın dort bir koşesinden gelen insanlar Biz Amerikalıyız” diye inanıyorsalar istedikleri kadar farklı etnik kokenleri anadilleri hatta dinleri olsun Amerikalı oluyorlar. Dolayısıyla bir Osmanlı milleti Avusturya-Macaristan milleti pekâlâ olabilirdi. Ama bu iki devlet savaşta yenildi. Savaşa rağmen devam edebilir miydi?” sorusu sorulabilir. Tabiî cok etnikli yapısının Osmanlı’nın yıkılmasında etkisi olmuştur ama birtakım şartlar olmuş olsaydı yenilgiye rağmen Osmanlı devam edebilirdi. Ama o şartlar vâkî olmadı. 2023- İttihat ve Terakkî’nin Osmanlı’nın icinde ve genc Cumhuriyet’in kuruluşunda oynadığı rol nedir? Sina Akşin- İttihat ve Terakkî Osmanlı Devleti’nin modernleştirmek ve ayakta tutmak yâni Avrupa emperyalizminin hasta adam” ilân ettiği devleti ayağa kaldırmak iddiası ile ortaya cıktı. Onlar kapitalizmi temsil ediyorlardı bir burjuva devrimi gercekleştirdiler veya gercekleştirmeye calıştılar. Fakat gec kalınmıştı. İttihat ve Terakkî’nin Osmanlı Devleti’ni kurtarmak istemesi emperyalizmi cok ofkelendirdi. Cunku emperyalizm Osmanlı Devleti’ni eninde sonunda kucağına duşecek tamamen parcalanarak paylaşılacakları bir av olarak gormekteydi. Tabiî İttihatcılar’ın boyle bir iddia ile ortaya cıkmalarından dolayı onlardan nefret ettiler. Nasıl bugun Saddam’a karşı bir nefret kampanyası yurutulduyse Batılılar cok iyi yapıyorlar bu işi o zaman onlara karşı da boyle bir kampanya yurutuldu. Bunun yanında İttihat ve Terakkî’nin acemilikleri iş bilmezlikleri oldu. Ama temel mesele bu korkunc iddiaydı; Osmanlı devletin adam etme” iddiasıydı. Avrupa emperyalizminin boyle bir şeye tahammulu yoktu. 2023- İttihat geleneğin genc cumhuriyette etkisi var mıdır? İttihatcı” diye eleştirilir genc cumhuriyetin kurucuları. Biraz Jakoben” olmakla suclanırlar. Siz boyle bir etki goruyor musunuz? Sina Akşin- Şuphesiz cumhuriyette İttihatcı bir etki var. Ataturk de İttihatcılar’ın icindeydi. Gerci hicbir zaman A kadrosunun icine girmeyen yalnız bir insandı. Ancak politikalarını eleştirse bile o da bir İttihatcı’ydı. O da diğer İttihatcılar gibi Fransız İhtilâli’ni model alıyordu. Ataturk hareketi de bir bakıma İttihatcı geleneğinin devamıdır. Bunu soylerken arada cok onemli farkların olduğunu da belirtmek gerekir. 2023- Ne gibi farklar? Sina Akşin- Bir kere Turk milliyetciliği meselesi var. İttihat ve Terakkî’de Turk milliyetcisiydi ama imparatorluktan vazgecemedikleri icin bunu gizli tutuyorlardı. Balkan Savaşı’ndan sonra Rumeli elden gidince imparatorluk hayâlleri gume gitmişti. Artık cağ da değişmişti. I. Dunya Savaşı’ndan sonra buyuk bir demokratikleşme ruzgarı esti dunyada. cumhuriyetler kuruldu bir cok yerde. Dolayısıyla Turkiye’de bundan etkilendi ve Ataturk hareketi ulusal bir devlet kurmaya işine girişti. Bu imparatorluktan vazgecme projesiydi. Bu proje Erzurum Kongresi’nde oluşturuldu. Erzurum Kongresi 15 gun suruyor. Bu kadar uzun surmesinin nedeni sanıyorum imparatorluktan vazgecmenin zorluğu. Cunku bunlar hepsi imparatorluk cocukları ama orada imparatorluktan vazgecme kararı alındı. Vazgectik” gibi bir şey soylemiyorlar ama bu karar şu şekilde somutlaştı: Mondros Mutarekesi’nin sınırlarını ilke olarak esas almaları Arap ulkeleri uzerinde hicbir iddiada bulunmamaları imparatorluktan vazgecildiğini gosteriyordu. Daha başka onemli farklarda var. Meselâ İttihatcılar laiklik konusunda Ataturk devrimindeki kadar ileri gidemiyorlardı. Gizli kapaklı birtakım şeyler yapıyorlardı ama bunlar ustunkoru hareketlerdi. Hâlbuki Ataturk ve arkadaşları saltanat ve hilâfete son verirken ve sonra laiklik konusunda son derece radikal bir cizgi tutturdular. Tarihteki buyuk olaylarda sureklilik” ve kopuş” incelenir. Burada sureklilik var ama muthiş bir kopuşta var. Bazı bakımlardan kopuş daha buyuk sayılabilir sureklilikten. 2023- Kopuş ve sureklilik” dediniz. Oradan bir başka noktaya gelmek istiyorum; Turk devletlerinde bir geleneğin varlığından ve bunların butunsel olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Cumhuriyet’in nihayetinde bu devlet sistematiğinin bir devamı olduğunu soylemek mumkun mu? Hilâfetin kabul edilmesi bir kırılma noktasıdır ve onemlidir hilâfetin kaldırılması da aynı noktada bir kırılma noktasıdır ve onemlidir. Sina Akşin- Kuşku yok ki bir sureklilik var; Turkler’in yonettiği devletlerde birinci plânda oldukları Selcuklu Osmanlı ve Turkiye Cumhuriyeti’nde… Bunu soyledikten sonra hemen şunu da soylemek lâzım sosyolojik (toplum bilimsel) acıdan yaklaşıldığında muazzam farklar var bu uc devlet arasında. Selcuk Devleti gocebe hayvancılık devleti idi. Yâni gocebe hayvancılığın egemen olduğu bir toplumun devleti idi. Osmanlı Devleti yerleşikliğin ve tarımcı bir toplumun devleti idi. Turkiye Cumhuriyeti ise kapitalizmin kentleşmenin ve sanayileşmenin devletidir. 2023- Bu aynı zamanda toplumsal bir tekamulun urunu değil mi? Cumhuriyet bir oldu bittinin urunu değildir Turk toplumu evrilerek bu noktaya gelmiştir” diyebilir miyiz? Sina Akşin- Tabiî tabiî. Fakat bu sureci fazla basitleştirmemek gerekir bunlar ayrı ayrı sureclerdir. 2023- Sevr’in dayatıldığı bir İmparatorluk’tan Lozan’a giden bir surec ve bağımsız bir devlet kuruluyor. Siz diyorsunuz ki Sevr tarihin cop sepetine mi atılmıştır yoksa buz dolabına mı kaldırılmıştır?” Sevr’in akıbeti nedir? Sina Akşin- Birtakım işaretlerden Sevr’in cop sepetine atılmadığı buzdolabına kaldırıldığı ortaya cıkıyor. Fakat burada boyle bir tehdidin olması Ataturk devriminin hedefine ulaşamamış olmasındandır. Cunku Ataturk devriminin amacı Lozan’ı surekli kılmaktı. Sevr’in bir daha gelmesini onlemekti ama bunun şartı vardı; Ataturk devriminin gercekleştirmesi. Ataturk devriminin gercekleştirilmesi icin; Turkler Avrupalılar kadar okumuş eğitimli ve kulturlu olmalıdır. İkinci olarak da; Turkler Avrupalılar kadar zengin varlıklı ve sanayileşmiş olmalıdır. Bu iki şartın yerine getirilmesi gerekiyordu kesintiye uğradı bu surec. Şimdi Turkiye Cumhuriyet’i tarihi tek bir cizgi hâlinde ele alınmıyor ve yahut ele alınmamaya başlandı. Turkiye Cumhuriyet’i net bir şekilde ikiye ayrıldı. 2023- Nedir bu ikiye ayrılma? Sina Akşin- Biri Ataturk devrimi donemi oburu de benim kısmî karşı devrim dediğim donem. Biz hâlen bu kısmı karşı devrim donemi icindeyiz. 2023- Karşı devrimi 1945 sonra cok partili demokratik hayata geciş sureci ile mi başlatıyorsunuz? Sina Akşin- İsmet İnonu cok partili sistemi getirmekle 1945’te şeyhlik ve ağalık duzenine yâni cumhuriyetin mucadele ettiği duzene prim verdi. Osmanlı duzeni şeyhlik ağalık duzeni idi. Osmanlı padişahı ağaların ağası durumundaydı. Hâlife olarak da baş şeyh durumundaydı. Tabiî saltanatın kaldırılması bunun sâdece ustunu orttu. Toplum şeyhlik ve ağalık duzeninde yaşamaya devam ediyordu. Ataturk devrimi bu duzeni değiştirmek adına yapılmıştır. Yarı yolda kesildi. Niye kesildi? Cunku cok parti sistem gelince oy almak icin şeyhler ve ağalara muhtac oluyorsunuz. Dolayısıyla Turkiye’de gittikce gucu zayıflayan donuşen bir kesim iken birden bire kuvvet aşısı aldılar bu cok partili sistem sayesinde. Sevr’in cop tenekesine atılma harekâtı yarıda kaldı. 2023- 1945’e kadar yapılan neydi? Sina Akşin- Ataturk devrimi bir kere bir aydınlanma devrimidir. İnsan zihninin sınırsız ozgurluğu amaclanmıştır. Bunu donuşturme aracı da eğitim kultur ve bilimdir. Once bunun kadroları oluşturuldu kurumları oluşturuldu. Halkevleri ve Koy Enstituleriyle bunlar butun topluma yaygınlaştırılmaya başlandı. Karşı devrimle birlikte bu durdurulmuş oldu. 2023- Cumhuriyet’in kendi varlığı aradan 22 senelik gectikten sonra cok partili sistemi dayatmıyor mu? Toplumsal talep bu anlamda gelişmemiş midir? Sina Akşin- İki turlu demokrasi anlayışı var. Genellikle gazete yazarları sokaktaki vatandaş ne anlıyor: Cok partili sistem olacak secimler durust yapılacak ve ozgur bir basın olacak. Demokrasi bununla eşitleniyor. Hâlbuki bu yanlış. Demokrasi cok daha karmaşık ve cok daha derin bir olaydır. Demokrasi Fransız İhtilâli ilkeleri ile dile getirecek olursak eşitlik ve ozgurluk”tur. Bir toplumda eşitliğin ne kadar olduğu olculebilir. Eşitlik; kadın erkek eşitliği insanların yasalar onunde eşitliği siyasal hakların herkese verilip verilmemesidir. 1923’e kadar ancak belli bir oranda vergi verenler oy sahibiydi. Bu hak daha sonra herkese tanındı. Sonra ozgurlukler bu konuda yasalara bakmak lâzım uygulamalar bakmak lâzım. Bence bir ulkedeki eşitlik ve ozgurluk olculebilir bir şeydir. Birtakım gostergelerden hareketle bu sağlanabilir. Okula gidebilme imkânları eğitimin sağlığın parasız olup olması bunlar eşitlik ile ilgili hususlardır. Şimdi cok partili sisteme gelince; cok parti durust secim ozgur basın… Bu demokrasiye hizmet edebilir etmeye bilir de. Eğer sandıktan demokrasiye aykırı sonuclar cıkıyorsa demek ki etmiyor… Ama cıkıyorsa ne âlâ. O zaman cok partili sistem demokrasiyi tamamlayan bir mekanizma oluyor. Ama bu bir mekanizmadan ibaret. İşin ruhu o değil. İşin ruhu toplumdaki ozgurluklerin ve eşitliğin bilancosudur. Ben bu goruşu benimsiyorum. Ataturk başta olmak uzere Cumhuriyet’in kurucuları cok partili sistemi cok arzu ettiler. Nitekim Ataturk’un bir denemesi var. Ama o denemenin cılkı cıktı uc ayda. Hemen parti kapatıldı ve 1 ay sonra Menemen Olayı patladı. Bununla ilişkili bu tabiî. Daha once bir Ataturk’e rağmen yapılmış bir tecrube var Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası. Ondan sonra da Şeyh Sait İsyânı cıktı. Bu tecrubeler gosterdi ki Turkiye cok partili sisteme hazır değil. Buna rağmen İnonu’nun kalkıp 1945’te cok partili sisteme gecmesi bir hata olmuştur. Cumhuriyet’in icinde bulunduğu bunalım o hatanın sonucudur. 2023- Biraz aristokratik bir cumhuriyet modellemesi hasıl olmuyor mu Hocam? Mustafa Kemal ve arkadaşlarının da zihninde boyle bir elit cumhuriyet tanımlaması mı vardı? Toplumu tepeden aşağıya şekillendirmeyi ongoren halka rağmen” bir cumhuriyet. Sizce bugun cumhuriyete yonelik saldırıların temelinde bu halka rağmen”liğin etkisi yok mu? Sina Akşin- Vallahi elit” sozcuğu pek hoş değil aristokratik” tanımlaması da pek hoş sayılmaz. Fakat Mahmut Esad Bozkurt’un bir sozu var; Hicbir halkın geriye gitme hakkı yoktur” diyor. Geri kalma hakkı yoktur esir olma hakkı yoktur insanların. Ben kendi irademle esir olmak istiyorum” deme hakkın yok. Bunun teoride de yeri var. Rousseau’da iki ceşit toplum iradesi vardı. Biri genel irade ki genel irade olması gerekendir; iyi guzel doğru olan genel iradedir. Ama insanlar bir araya gelip oylama yapıp iyi guzel ve doğruya aykırı bir karar verirlerse bu genel irade değildir” diyor Rousseau. Ataturk bu ayrımın farkındaydı sanıyorum. Doğrusu da bu bence. 2023- Peki hâkimiyetin millete verilmesi bu anlamda bir yere oturuyor mu? Sina Akşin- Millet soyut bir kavram. Millet genel iradenin oluşturduğu bir topluluktur. Dolayısıyla iyi guzel ve doğruya aykırılıklar makbul sayılamaz. Oylama ile yapılsaydı ne saltanat kalkardı ne hilâfet kalkardı ne şeriat kalkardı. Hic biri olmazdı. 2023- Turkiye’de bildiğiniz uzere bir İkinci Cumhuriyet tartışmaları var ve biraz once konuştuğumuz kavramlardan oluşuyor bu tartışmalar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sina Akşin- İkinci Cumhuriyetciler bir kere devrimi kabul etmiyorlar. Ataturk’un yaptığı tepeden inme bir darbedir” diyorlar. İşte Mete Tuncay diyor ki Kenan Evren ile Mustafa Kemal arasında bir fark yoktur. Yalnız Mustafa Kemal daha zeki ve daha yakışıklıdır” diyor. Cunku bir devrim yapıldığını kabul etmiyorlar. Cumhuriyeti baştan aşağı bir olumsuzluk ve başarısızlık olarak değerlendiriyorlar. Bugun yaşadığımız olumsuzlukları bugunun sorunu olarak değil baştan beri bu boyleydi diye değerlendiriyorlar. Bircok İkinci Cumhuriyetciler daha da ileri gidip İttihatcılar’ı da yanına katıyorlar. O da bir olumsuzluktu tepeden inmeydi falan diyorlar. Sonuc olarak bu eleştirileri getirenler feodalizmin emperyalizmin kucağına oturuyorlar. Zaten bu İkinci Cumhuriyetciler Turkiye’nin kendi kendine adam olacağına boyle bir gucun varlığına da inanmıyorlar. Dolayısıyla Dışarıdan biz adam ediliriz kamcı ile zorlamayla” diye duşunuyorlar. AB gelecek şunu yapacak bunu yapacak” gibi duşunceler besliyorlar. Hicbir inancları yok aslında halka. Onlar değişim mekanizması olarak emperyalizmi goruyorlar. 2023- İkinci Cumhuriyet savunucuları ile Kemalist devrimi savunanlar arasında şu noktada bir uzlaşma var gibi gozukuyor hocam o da halkı gudulesi ve şekillendirilmesi gereken bir yapı olarak algılamaları. Cumhuriyet’in kuruluşunda halkın etkisi yok mudur? Benim şahsımda bir olağanustuluk arıyorsanız Turk milletine mensup olmamdır” diyen guvendiği tek kaynağın Turk halkı olduğunu ifâde eden Ataturk’un halka guveni neden ortadan kalktı? Sina Akşin- Şuphesiz ağaların ve şeyhlerin etkisinde olan bir halka dayanmıyor Cumhuriyet. Aydınlanmış bir halka dayanıyor. Şunu hesaba katmak lâzım: Sevr ile Turkler’in Anadolu’dan da atılması sureci başlatılıyordu. Yâni kalkıp da Ege Bolgesi’ni Yunanlılar’a vermek; hicbir kafa hesabı yapmadan kac Rum kac Ermeni kac Turk yaşıyor hesap etmeden... Aynı şekilde Kuzey Doğu Anadolu’da bir Ermenistan yaratılmak isteniyordu. Bunun sınırlarını ABD Başkanı Wilson cizdi. Bu sınırlar Trabzon’un batısından Tirebolu’dan başlıyor Erzincan filan hepsi Ermenistan oluyor. Van Golu’nun guneyinden butun Kuzeydoğu Anadolu Ermenistan oluyor burada Ermeni coğunluğu yuzyıllardır yoktu. Peki neydi bu yapılanmanın gerekcesi? Efendim siz Turkler sonra geldiniz 1071’den once yoktunuz. Geldiğiniz gibi gidersiniz” demek istiyorlardı. Bu dunya tarihinde cok nadir gorulmuş bir olaydır. Emperyalizm somuru duzenidir fakat yerli halka Arkadaş! Sen buradan cık git” demez genellikle. Bunun benim bildiğim iki orneği var; bir tanesi Filistin halkına Cek git ikibin yıl once burada yoktunuz” denmesidir. İkincisi de; Anadolu halkına 1071’den once siz yoktunuz cekin gidin” denmesidir. Kuzeydoğu Anadolu’da Ermenistan yaratılması Ege’nin Yunanistan’a verilmesi bu sâdece başlangıctı ve arkası gelecekti. Bu adamlar cok sabırlı yuzyıllarca aynı fikri takip edebilen fikir sabit insanlar. Gucleri de var imkânları da var bunu yurutuyorlar. En az gurultu ile en az zahmetle bunu yapıyorlar. Anadolu’yu Turkler’den bir anda boşaltma gucleri yoktu. Ama o bir başlangıctı ve yalnız Ataturk gormedi bunu Turk halkı da gordu. Cunku Turkler Rumeli’nden atılırken hep şeyi duşunuyorlardı Ya biz buradan gidiyoruz ama Anadolu bizim atayurdumuzdur oraya sığınırız” ve Sevr ile goruldu ki atayurdu falan kalmıyor. Orası da sığınak değildi. Bunun ilacı Ataturk devirim idi. Ataturk devrimi halka Noel Baba gibi Buyurun bakın. Size hoşluklar guzellikler getirdim” diye sunmadı. Bu bir zaruretti bu topraklarda kalabilmenin bir gereği idi. Halk bunu biliyordu. Onun icin kendisine ne kadar aykırı gelse de bu devrimin burada kalmanın şartı olduğun hissediyordu ve fazla ses etmiyordu. Belki fazla hoşlanmıyordu padişahın hilâfetin gitmesinden ama gitmesinin gerekli olduğunu da hissediyordu. Yoksa başarılamazdı bu devrim yurumezdi. Zaten devrimi ters yuz edemediler. Sâdece gelişmesi durduruldu. Bu da yine Ataturk’e halk desteği olduğunun gostergesidir. Yoksa tam karşı devrim olsa şimdi şeriat geri gelmiş olurdu. Ataturk olduğu zaman bir cok cevreler bunu bekliyordu zaten. Eskiye doneceğiz” falan gibi umutlara kapıldılar. Sonra 1950’de kapıldılar bu umutlara fakat devrim kok salmıştı. Kok salmış ama gelişmesi durdurulmuştu. 2023- Peki Batı’nın bize karşı tutumu cumhuriyetten sonra değişmiş midir? Sina Akşin- Bakın Kıbrıs Barış Harekâtı’na korkunc bir cevap verdi Batılılar. O cevap da Turk hariciyecilerinin keklik gibi avlanması meselesidir. ASALA teroru olarak bildiğimiz hâdise yâni. Dikkat ederseniz ASALA teroru 1975’te başladı ve bu cinayetler genellikle faili mechul olarak kaldı. Bunları gercekleştirenler korunuyorlardı. Sonra bir halt ettiler Orly’de Fransızları’da oldurduler onun uzerine şıp” diye teror hareketleri durduruldu. Ama ertesi yıl PKK başladı. Bence ASALA’nın teror kampanyası olsun PKK’nın yaptıkları bunlar naylon hareketlerdir. Bunlar dışardan fişteklenen destek ve teşvik goren hareketlerdir. 2023- Bugun Turkiye’nin uyguladığı dış politika stratejisi ile Ataturk’un uyguladığı stratejiyi karşılaştırmanız mumkun mu? Sina Akşin- Ataturk tam bağımsızlık ilkesi uzerine bir dış politika yurutuyordu butun komşular iyi ilişkiler kurma esası uzerine gidiliyordu. Hâlbuki Turkiye daha sonra ozellikle 1945’ten sonra komşularını boş verdi; ABD Avrupa NATO ne derse onu yapmaya başladı. Son tezkere ile birlikte maalesef komşumuza karşı silâh cekmiş oluyoruz. Irak’a yapılan tecavuzun bir parcası hâline geliyoruz. Bu Cezayir Kurtuluş Savaşı’nın desteklenmemiş olmasından daha vahim bir şeydir. Dupeduz 3. Dunya Ulkeleri’nin bağımsızlığına karşı bir anlamda silâh cekmiş oluyoruz biz. Turkiye bugun bağımsızlığını yitirmiş durumdadır. Bunu bilelim. Ordumuz cok bilenmiş becerikli” filan diye ilân ediliyor ama maalesef bağımsız olmayan bir Turkiye ile karşı karşıyayız. Bağımsızlığımızı ne olcude kaybettiğimiz tartışılabilir belki ama 1 Mart tezkeresi gecseydi Turkiye ABD işgaline de uğrayacaktı. Bugun Turkiye ABD işgali altındaydı ve o zaman bağımsızlığımız iyice kısıtlanmış olacaktı. O vartayı şimdilik atlattık. Ama borca batmış bir ulke daha da kotusu borckolik olmuş bir ulke Turkiye. Cunku borca batıklık o kadar onemli değil. Borca batık olabilirsiniz ama bu borctan kurtulma iradesi her an gosterilebilir. Alırsınız alacaklılarınızı karşınıza İşte ben şu kadarını odeyebiliyorum şu kadarın odeyemiyorum gelin bir plân yapalım” diyebilirsiniz. Ben okul yapacağım hastane yol yapacağım bunlara para ayırmam lâzım” diye alacaklılarınızı karşınıza alıp adam gibi bir pazarlık yapabilirsiniz. Ama sâdece borca batık değil borckolik olduğumuz icin borcsuz yaşayamayacağımız duşuncesi var. En tehlikelisi bu… Yeni bir borc getiren adamı yâni Kemal Derviş’i kurtarıcı diye karşıladık. Bizim buyuk basın Derviş’e tapındı âdeta. Adamın tenis oynaması karısının sac şekli taksicilerle cay icmesi bunlar aslan basınımızın manşet konuları oldu. Bakan yapıldı bu adam. Kimdir Derviş? Dunya Bankası’nın yâni Turkiye’nin borclu olduğu bir orgutun memuru. Hem onu bağrına basıyorsun bakan yapıyorsun hem de o senin parlamentona şu kadar gunde şu kadar yasa cıkacak” diye talimat veriyor. 2023- Size gore Cumhuriyet’in onunde borckoliklik dışındaki en buyuk tehlike nedir? Sina Akşin- En buyuk tehlike kısmı karşı devrimin hız kazanmış olması. Bu gidiş tam karşı devrime doğru. Biz başımızı kuma gomuyoruz. AKP Biz değiştik” diyor bunu kabul ediyoruz. Hâlbuki boyle bir şey yok. Ali Bulac Muhafazakâr parti geleneğinden gelen AKP eski hedeflerinden kopamaz” diyor. Turkiye’nin uluslaşma sureci durduruldu. AB zaten Turkiye’yi mozaiğe donuşturmek icin her şeyi yapıyor. İşte Ermenileri kışkırtıyor Kurtleri kışkırtıyor. Doğrudan doğruya yerel yonetimlere yapılan yardımlarla Turkiye’deki bağları gevşetmeye uluslaşma surecini tersine cevirmeye calışıyorlar. Turkiye’nin bir yere varması icin Ataturk devrimine geri donmesi gerekiyor. Ataturk devrimi Lozan’ın devamının garantisidir. Lozan’ı sevmeyenlerde var tabiî. Lozan’ı sevmeyenler bir bakıma Sevr takımına girmiş oluyorlar. Fakat Sevr’den bahsedilmesini de sevmiyorlar Efendim Sevr paranoyası” diyorlar. Bu arkadaşlarımız emperyalizm” kelimesinin kullanılmasına da bozuluyorlar. ABD emperyalizmi AB emperyalizmi” değdiniz zaman kızıyorlar. Hâlbuki Amerikalılar iftihar ediyorlar. Roma imparatorluğu ile kendilerin karşılaştırıyorlar. Onlar iftihar ediyor. Bizimkiler bunu kullanmaya kıyamıyorlar. 2023- Turkiye’ye ABD tarafından baskı yapılıyor Ermenistan ile ilişkilerini geliştir” diye. Ote yandan soykırım iddialarını destekliyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sina Akşin- Bu bir anda gercekleşecek bir şey değil ama bu adamlar cok sabırlı cok kararlı. Hedeflerine doğru adım adım gitmeye calışıyorlar. Kalkıp da koca Fransız Parlamentosu’nun bir Ermeni kararı alması komik bir şey. TBMM Venezuella tarihi ile ilgili bir karar almış olsa herkes guler. Haklı olarak guler. ABD’nin neredeyse butun eyaletlerinde bu tasarılar onaylandı. Bir tek kongrede kabul edilmesi kaldı bu işin. Bir tehdit unsuru olarak tutuyorlar Bakın ha cıkartırım” diye. Oysa coktan cıkartılmış bircok eyaletlerinde. Hatta komplo teorilerini cok sevenler Turkiye’den kan orneklerini alma hareketinin arkasında Anadolu’yu Rumlara ve Ermenilere verme tasarısının bir parcası olarak değerlendiriyorlar. Herhalde diyecekler ki Ya sizin kan gruplarınız aynı siz Rum ve Ermenisiz”. Biliyorsunuz muthiş bir misyoner saldırısı var. Olmadık yerde misyoner buroları acılıyor. Bir yandan da Turkiye’deki kuruluşlar şirketler bankalar yavaş yavaş onların eline geciyor. Turkiye’de bir bunalım daha cıksa herhâlde butun bankaları ele gecirecekler. Ozelleştirme zaten yabancılaştırma” demek. Cunku karşımızda muazzam bir para gucu var. Batı emperyalizminin emrinde yuzyılların birikimi olan bir servet var. Onemli bir bolumu somurgeleştirme faaliyetleri sırasında edinilmiş onemli bir para gucu var. Bir daha dun gece 7 5 milyar dolar kactı” vaziyeti olursa Turkiye’deki butun kuruluşlar yabancıların eline gecebilir. Zaten bunu tetikleyebileceklerini de soylemek mumkun. Biliyorsunuz Sabancı suyu yoğurdu filan yabancılara sattı. Bir sure sonra Turkiye’de su işini tamamen ele gecirebilirler yarın obur gun otobus işine el atarlar... Bu durumda Turkler şunu duşunmeye başlayabilirler Yahu biz Hıristiyan olsak iş bulma olanakları daha fazla olacak” Biz Hıristiyan olsak terfi etme yukselme olanakları daha fazla olacak” diye duşunebilirler. Bir de bakarsınız bir kısım Turkler Hıristiyan olmuş… Ondan sonra Hıristiyan Turkler ile Musluman Turkler hikayeleri cıkacak. Tabiî bu Anadolu’nun Rumlar’a ve Ermeniler’e verilmesinin aşamaları olarak değerlendirilebilir. Bakın Erzurum Kongresi karalarında cok guzel bir hukum var. Diyor ki Her turlu dış mudâhale Rumluk ve Ermenilik kurma gâyesine yonelik sayılacaktır”. Yâni guzel mudâhale” bizden yana mudâhale” diye bir şey tanımıyorlar. 2023- Hocam goruşlerinizi bizimle paylaştığınız icin teşekkur ederiz.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+