Ermeni degilim Makedonya gocmeniyim -
Sabiha Gokcen in Ermeni olduguna dair iddialar meseleyi nerelere kadar goturdu. Bu sayede Ermeni lafından ve Ermenilerden ne kadar nefret ettiklerini acıklama fırsatını bulanların yanısıra bunun boluculuk oldugunu soyleyen odaklar da oldu.
Ayrımcılığın ve gizli ırkcılığın boyutları gozler onune serildi. Ermeni olmakla bu ulkenin kotuluğunu istemek ve hatta ulkeyi bolmenin aynı sey olduğu soylendi. Genelkurmay tabii bu konuda da fırsatı kacırmadı ve tepkisini dile getirdi.
Bu yayını yapan Hurriyet e ve tartısmalara katılan diğer medya kuruluşları ile yazarlara verdi veriştirdi. Acıklama yapması gerekmezdi ama mutlaka yapılacaksa meselenin sağduyulu bir şekilde kabullenilerek Sabiha hanım Ermeni olsa ne farkeder. Onlar da bizim vatandaşlarımız demeleri beklenirdi. Onun yerine bu tartışmayı başlatan gazete hedef alındı. Gazete zaten ertesi gun yaptığı hatayı duzeltmek isterken yeni bir cinayet işledi: Gokcen in Boşnak olduğuna dair başka bir iddiayı sutunlarına aktardı. Boylece Ermenilerin lanetlenmiş bir azınlık olduğu Boşnakların ise bizden hatta Turk sayıldıkları imajı verilmek istendi.
Her neyse meseleye neresinden bakarsak bakalım bircok carpıklık iceriyor. Bircok yazar arkadaşımız bu carpıklıklara değindiler.
60 bin Ermeni vatandaşımıza karşı gecmişte kalması gereken bircok acılı ve kanlı olaya rağmen devlet icindeki bazı odakların ve bu odakların etkisi altında kalan kişilerin hala kin nefret ve kuşku duyduklarını dile getirdiler.
Sabiha Gokcen in Ermeni olması bir gerceklikse normal olanın bunu buyuk bir olgunlukla kabul etmek olduğunu soylediler.
Ben bu nedenle işin bu tarafına değinmeyeceğim. Dikkatiniz cekmek istediğim nokta Genelkurmay tarafından itham edilen gazetenin genel yayın yonetmeninin bu konudaki savunması. Meseleyi savunayım derken icindeki gizli ayrımcılığı ve ilkel milliyetciliği nasıl yansıtıyor bir bakalım.
Yayın yonetmeni koşesinde 1994 yılındaki bir olayı anlatıyor.
Bu yazıyı okumadığınızı duşunerek kısa bir alıntı yapacağım:
1994 yılında donemin onde gelen siyasi şahsiyetlerinden biri bir tanıdığıma şunu soylemiş:
Biliyor musun uc buyuk gazetenin başındaki genel yayın yonetmeninin ucu de Kurt. Tahmin edeceğiniz gibi kastedilen kişilerden biri uc buyuğun en buyuğu olan Hurriyet in genel yayın yonetmeni olarak bendim. Tanıdığı o kişi ona Sen gercekten Kurt musun diye soruyor.
Verdiği cevap şudur:
Ben Bulgaristan gocmeni bir ailenin cocuğuyum. Ailem Bulgar baskısından kacarak once Akhisar a sonra da İzmir e gelmiş. Her zaman Turkluğumle ovundum. Milliyetci bir babanın oğlu olarak buyudum. Hayatım boyunca hep milliyetci olarak tanındım.
Hemen arkasından da şunu ekledim:
Ama Kurt olsaydım da bunu saklamazdım.
Bundan dolayı ne kimseye ofkelendim ne de darıldım.
Orası belli olmaz. Soz konusu genel yayın yonetmeni acaba Kurt olsaydı bunu ifade edebilir miydi? İfade etseydi ne olurdu? Kimliğine sahip cıksaydı orada kalabilir miydi hatta oralara gelebilir miydi? Orası ayrı bir mesele ama o soruya tereddutsuz şu cevabı veriyor: Ben Kurt değilim. Bulgaristan gocmeni milliyetci bir ailenin cocuğuyum. Bana da değişik zamanlarda Kurtlerin haklarını savunduğum Kurt dunyasını yakından takip ettiğim icin benzer sorular yoneltildi. Kimi zaman beni sıkıştırmak isteyenlerce kimi zaman beni kendilerine yakın hissedenlerce ve kimi zaman da suclayanlarca…
Hicbir zaman da aklıma Ben Kurt değilim oz be oz Mekadonya gocmeni bir ailenin İzmir e goctukten sonra Kurtuluş savaşını desteklemiş bir ailenin cocuğuyum demedim.
Bir gazetenin genel yayın muduru olsaydım ve genelkurmay tarafından fırcalansaydım yine boyle der miydim? Sanmıyorum…
Hicbir hal ve şartta demediğim icin boyle bir durumda da demezdim herhalde…
Ben her seferinde bu sorulara şoyle yanıt vermeyi tercih ettim:
Ben Turkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir insanım. O yıllarda İzmir in kurtuluş gunleri cok gorkemli kutlanırdı. Ben de o gecit resimlerinde heyecanlanır duygulanırdım.
Ama artık buyuduk yaşlandık. Artık Sen Kurt musun? ya da Ermeni misin? şeklinde sorulan sorulara bu tarzda cevap vermenin ayrımcılığın ince bir ceşidi ve gizli ırkcılık olduğunu biliyoruz.
Kimse senin Bulgar gocmeni olduğunu merak etmiyor.
Kimse benim Mekadonya gocmeni olduğumu da merak etmiyor…
Bulgar gocmenleri Mekadonya gocmenleri ve Boşnaklar birinci sınıf vatandaş olacaklar Ermeniler onca katliamlara maruz kaldıkları kendi vatanlarında surgun hayatı yaşadıkları ve yuzyıllardır horlandıkları halde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gormeye devam edecekler...
Boyle bir insan hakları anlayışıyla olunsa olunsa Turkiye de bir gazeteye genel yayın muduru olunur.
Genelkurmay bir acıklama yapınca da Valla billa ben aslında oz be oz Turkum Turk ordusunu da cok severim ve hatta milliyetciyim denir.
Avrupa Birliğini savunmak bu şartlarda bir anlam ifade etmez…
Avrupa Birliği fikri sadece patronların şirketleri icin bir yayılma alanı değildir.
Avrupa Birliği fikri her turlu ayrımcılığa ırkcı yaklaşımlara ve militarist duşunceye kapalıdır.
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com