Sabiha Gokcen ve azınlıklar - Haber Arşivi 2001-2011
27 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Վահագն / Ժամ : Լուսափայլ

Haber Arşivi 2001-2011 :

25 Şubat 2004  

Sabiha Gokcen ve azınlıklar -

Sabiha Gokcen ve azınlıklar

Son gunlerde iki birbirine yakın konulu haber basında yer alıyor. Bunlardan biri simdi hayatta olmayan Cumhuriyet Turkiyesi nin oncu meslek kadınlarından Sabiha Gokcen in etnik kokeni; digeriyse gizli Azınlıklar Tali Komisyonu nun ortadan kaldırılması ve farklı bir yapı icinde yeniden duzenlenmesi. Sabiha Gokcen in bir Turk degil Ermeni olduğu ilk haberin konusuydu. Aklı basında herkes bu iddiaya bağlı olarak ne denilmek istendiğini duşunecektir ve bu iddiaların gerisinde belki birtakım siyasi niyetler olsa bile aslında ırkcılıktan başka bir şey olmadığını da fark edecektir. Zira bu etnik vurgunun sonuc olarak iyi bir şey olmadığı ve yıllardır tum Turkiye nin aldatıldığı gibi vahim bir caba var. Bunun Ataturk ile irtibatının kurulmasıysa aynı duz mantık cercevesinde adeta ona da sirayet edecek bir kotuluğun kurgusu niteliğinde. Ancak basına yansıdığı kadarıyla bu gelişme karşısında durduğunu kamuya acıklayan kişilerin gerek bu iddia karşısındaki karşı cıkış konumları gerek Sabiha Gokcen ile ilgili etnik gerceğin ne olduğuna ilişkin goruşlerini acıklama tarzı da ne yazık ki hic de ırkcılıktan uzak bir zeminde değil. Kısaca bu tartışma bir ırkcılığın reddi ve protestosu niteliğini acıklıkla kazanabilmiş değil. Bu durumda zihinlerdeki Sabiha Gokcen in şu ya da bu etnik kokene sahip olmasının doğurduğu lehe veya aleyhe sonuclara ilişkin kategorilerin varlığını sezmek bile başlı başına dehşet verici. Tabii butun bu tartışmanın seyri sırasında sessizce bu tartışmayı izleyen Turkiye nin Ermeni yurttaşlarının bu bağlamda kendilerini nasıl tanımlamaları gerektiği sorunu da oyle gorunuyor ki kimsenin umurunda değil. Bu durumda mevcut hukumetce Azınlıklar Tali Komisyonu nun ortadan kaldırılması talihsiz bir doneme denk geldi mi demek zorundayız? Sanırım hem bu komisyonun varlık nedeni hem de suregelen tartışma birlikte yeniden duşunulmek zorunda. Ote yandan basında da bazı yazarların belirttiği gibi aslında boyle bir komisyonun var olduğu bilinmiyordu. Birkac yıl once İstanbul Barosu nun duzenlediği ve Turkiye deki cemaat vakıflarına ilişkin bir toplantıda azınlık mensubu avukatlar actıkları davalar sırasındaki hukuki yazışmalar sırasında boyle bir komisyonun bir şekilde belirlenmiş yetkilerine işaret eden belgelerin de kendilerine gonderildiğini ve boylece durumdan haberdar olduklarını belirtmişlerdi. Daha sonra o belgelerden bazılarına gene baro tarafından yayımlanan Cemaat Vakıfları adlı kitapta da yer verildi. Şimdi Avrupa Birliği ne tam uyelik surecinde boyle bir gizli komisyonun kaldırılmış olması olumlu bir gelişme sayılabilir. Ayrıca Kıbrıs taki goruşmelerin golgesinde belki Turkiye nin azınlık yurttaşlarına yonelik bir jesti olarak da değerlendirilebilir. Ama ote yandan insan gene de kendini sormaktan alıkoyamıyor: Bu komisyon gizli bir hukumet işlemiyle kurulmuş ve gizli olarak faaliyette bulunan idari bir birimdi ve basının verdiği bilgilere bakılırsa ortadan kaldırılması da Başbakanlığın gizli bir genelgesiyle olmuş. Devlet aygıtlarının faaliyetlerinde gelenekleşmiş bir hukuki uygulama vardır: Bir hukuki işlem hangi yontem ve şekle tabi olarak yapılmışsa onun geri alınması ya da kaldırılması da aynı esaslara tabi olur. Fakat şunu goz ardı etmemekte de yarar var: Aktardığım bu hukuki ilke ozellikle bir demokraside hukuka uygun olarak yapılan işlemler icin gecerlidir. Ya o işlemler hukuka uygun değilse? Son gunlerdeki tartışmalar bu soruya vereceğimiz cevapla da cok yakından ilgili.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+