Mel Gibson ın Hz. İsa’nın son 12 saatini anlatan filmi “The Passion Of The Christ yarın yaklasık 3 bin sinemada gosterime giriyor. Yahudiler Hz. İsa’nın olumunden kendilerinin sorumlu tutuldugu gerekcesiyle tepki gosterirken Hıristiyanlar toplu bilet alıyor ve cemaat halinde filme gitmeye hazırlanıyor. “Komplo Teorisi”nin takıntılı soforu polisiye filmlerin dalgacı polis hafiyesi Mel Gibson kimsenin kendinden beklemedigi bir filme imza attı. Hz. İsa’nın son 12 saatini anlatan “Passion” (Tutku) daha bir yıl once dağıtımcı şirket bulamazken şimdi sadece ABD’de 3 bine yakın sinemada 4 bin kopya ile vizyona giriyor. ABD’de dini filmler genelde bağımsız ve tanınmamış yonetmenler tarafından cekilir ve sadece birkac sinemada gosterilirdi. Passion da bir yıl oncesine kadar aynı kaderi paylaşıyordu. Mel Gibson’ın cebinden 30 milyon dolar koyması da dağıtımcı firmaları ikna edememişti. Dini filmlerin zarar edeceği duşuncesinin yanında ozellikle Yahudilerin tepkisinden cekinen firmalar Passion’ın dağıtımına yanaşmadı. Gibson tepkileri kırmak icin once onde gelen din adamlarına ardından kilise cemaatlerine toplu on gosterimler yaptı. Film kiliselerde beğenilince dağıtımcılar da filmle ilgilenmeye başladı. Hz. İsa’nın son 12 saatini anlatan film icin bircok kilise toplu bilet alırken ozellikle Evangelik gruplar filme acıktan destek veriyor. George Bush adına acıklama yapan sozcusu de Başkan’ın filmi gormek istediğini soyledi. Yahudiler ise “tartışmalı” buldukları filmin “antisemitik” mesajlar verdiğini savunuyor. Her ne kadar itiraz ettikleri bir sahne cıkarılmış olsa da filmde Hz. İsa’nın başına gelenlerden Yahudilerin sorumlu tutulduğuna dair bir izlenim oluşturulduğunu iddia ediyorlar. Yahudi din adamlarının tepkilerinin bir sebebi de bu filmle “uzun yıllardır iki din arasında tesis edilmeye calışılan dostluğun zarar goreceği” ihtimali. Ancak tepkilerin filme olan ilgiyi artırması bircok Yahudi din adamını tartışmalardan cekilmeye sevk etti. İslami kesim ise tartışmaya mesafeli duruyor. Şimdiye dek filmin Musluman din adamlarına izletildiği yolunda bir bilgi gelmedi Muslumanlar da henuz tartışmaya katılmış değil. İslami web sitesi ve mesaj gruplarında “İslam inancına ters olsa da bir gormek lazım” mesajları dolaşıyor. Filmin antisemitik olduğu iddialarına karşı cıkan Gibson ise kaynaklara sadık kaldığını savunuyor. Ozellikle Hz. İsa’nın carmıha gerildiği sahne ile ilgili cok eleştiri alan Gibson “Olanı biteni anlatmak icin bunları gostermemiz gerekiyordu.” diyor. Bu sahne başta olmak uzere icerdiği şiddet goruntuleri nedeniyle Passion ABD’de “R” kategorisinde gosterilecek. Yani 17 yaşından kucukler yanında bir yetişkin olmadan sinemaya alınmayacak. Film ile ilgili olmasa da ilginc bir acıklama da Gibson’ın babası Hutton Gibson’dan geldi. Baba Gibson’ın “II. Dunya Savaşı sırasında soykırım yaşandığı iddiaları hayal mahsulu” sozleri Gibsonlar’ı daha da zor durumda bıraktı. Her şeyin ticari yonunu bulmakta mahir olan Amerikalılar şimdiden “Ben Passion’ı izledim” yaka kartlarını tişortleri bilezikleri ve hac kolyelerini piyasaya surdu. Onemli kitabevleri dini kitapları rafların on tarafına dizerken Hz. İsa’nın hayatını anlatan kitaplar coktan en cok satanlar listesine girdi. Tum tartışmalara karşılık film yapımcı ve dağıtımcı firmalara buyuk para kazandıracak. En tanınmış dini film olacağına kesin gozuyle bakılan Passion Hıristiyanların inancını pekiştirecek. Şimdiden misyonerler propaganda calışmalarında kullanmak icin filmin DVD ve video kasetlerinin cıkmasını bekliyor. Hatta “ABD’nin ucuncu buyuk dine inanışı bu filmle başlayacak” iddiaları gundemde