su Ararat filminin cevresinde olusan olaylara biraz daha goz atalım. Bu olayda MHP başrole cıkmış ve filmin Turkiye ye getirilmesini durdurmuş gibi gorunuyor. MHP gibi bir partinin benzer her durumda bu tur bir tavır alacagından şuphem yok. Ama bu tavrı alarak aynı zamanda başarılı olması ve dedigini yaptırmış durumda olması onun değil Turkiye nin genel milliyetciliğinin eseri. Vaktiyle Tanıl Bora nın tespit ettiği gibi ve birtakım yorumcuların bizi inandırmak istediğinin aksine MHP merkeze gelmedi merkez MHP nin durduğu yere taşınmaya karar verdi. Bugun Turkiye de suregiden kavga bunun sırf ideolojik duzeyden somut-kurumsal duzeye indirilmesi icin veriliyor. Ermeni kıyımının kendisi değil bu film sorunu cercevesinde tartışmak istediğim. Filmin gosterilmesine bu tavırla karşı cıkanların Ermeni kıyımı konusundaki duşuncelerinin doğru olduğunu kabul edelim. Diyelim ki bu yalan birileri cok uzun zamandan beri bu yalana dayanarak bize iftira ediyor ve bize kotuluk etmeye calışıyor. Bu film de soz konusu kampanyanın bir parcası. Peki butun bunlar filmin Turkiye de gosterilmesini resmen ya da fiilen yasaklamak icin neden mi? Bence değil; bence butun bunlar başarılı bulmadığım filmin seyredilmesini daha ilginc hale bile getirebilecek nedenler. Bence zaten hicbir şey bir filmi edebiyat eserini şunu bunu yasaklamanın nedeni olamaz. Ve zaten bu olay Egoyan ın filmiyle Ermeni kıyımıyla buna benzer şeylerle ilgili bir olay değil. Bu olay Turkiye nin nasıl bir ulke olacağıyla ilgili bir olay. Film Turkiye de gosterilecek insanlar yığınlar halinde seyretmeye mi gidecek? Yığınlar halinde seyredecek ve beğenecekler mi? Yoksa muzallah kıyımın gercekliği konusunda fikir mi değiştirecekler? Hayır bunların hicbiri olmayacak. Olmayacağını herhalde MHP bile biliyordur. Sorun Turkiye nin bir yasaklar toplumu olarak varlığını surdurmesini sağlama sorunudur. Turkiye nin bir yasaklar toplumu olması demek bu toplum icin neyin iyi neyin kotu olduğunu bilmekle yukumlu bir zumrenin de var olması demektir. Bu zumre kotu olan şeyleri yasaklayarak toplumu zararlı her şeyden korur. Tabii ideal durum zumre bunu yaparken toplumun da yanında durması ve istemezuk diye bağırması tempo tutmasıdır. Ermeni kıyımı gibi cok sayıda insanı istemezuk diye bağırtacağınızı tahmin ettiğiniz bir konuda ilk adımlarınızı atarsınız; yavaş yavaş bunu bir alışkanlık haline getirirsiniz; maclarda filan aynı amigoluğu ustlenirsiniz; sonunda o kitleler her yerde her durumda Nerede bizim onderlerimiz? diye sizi aramaya başlarlar. İşte o an zaferi kazanmış olursunuz. Egoyan ın filmi konusunda muzakereci olmayı ustlenmiş zat olayın mantığını Evinizde kendinize hakaret ettirir misiniz? diyerek ozetlemiş. Evet doğrusu hic karşı cıkılmayacak sağlam bir mantık! Şimdi burada yukarıda işaret ettiğim hakaret ne olduğuna ya da neyin hakaret olduğuna karar verme yetkisi var. Var ama gizli duruyor. Evimde hakaret ettirmediğim surece evdekiler de ne soylendiğinden haberdar olmayacaklar. Şurada biri var bize hakaret ediyor diye belleyecekler. Boyle boyle evde ne soylenecek ne soylenmeyecek siz karar vereceksiniz buna. Dışarıdan bakanlar Neyse ki evi bu kadar diye sevinebilir avunabilir tabii. Evin icindekiler de Oh oh bizi hakaretlerden koruyan bir babamız var. Allah başımızdan eksik etmesin diyerek rahat ve mutlu yaşarlar. Turkiye de her fırsatta Bu memleketin sahibi var diye konuşan veya davrananlar dolayısıyla memleketin sahibi olduklarını kanıtlamış bulunanlar ortamı ancak MHP gibilerin borusunu otturebileceği bir ortama cevirdiler. Demek ki bu bicim sahip lik bu bicim yardımcı gerektiriyor.