Mubadele anıları -
TRT 2 de yayımlanacak Dogdugum Topraklar adlı belgesel icin 42 Rum ve 63 Turk mubadille gorusuldu. İki ulkede 15 bin kilometre yol kat edildi. Gercek su ki ne birlikte yaşananlar unutuldu ne insanların doğdukları topraklara ozlem dindi
Celal Başlangıc
Bir otobus dolusu mubadil le yola koyulmuştuk İstanbul dan. 2000 yılının ekimi. O tarihlerde kurulmakta olan Lozan Mubadilleri Vakfı nın duzenlediği
gezinin amacı Mubadillerin Selanik Buluşması nı gercekleştirmekti. Geziye katılanların buyuk bolumu ikinci ve ucuncu kuşaktan mubadil cocuğu ydu. Ancak iclerinde tek tuk birinci kuşak mubadil de vardı. Yani Yunanistan da doğmuş ve buyuk bolumu bebek denecek yaşta Anadolu topraklarına gelmişlerdi.
Bunlardan biri de Veria nın Kayalar Koyu nde doğan İbrahim İşler di.
Elinde bastonuyla binmişti otobuse. Ancak buyuk bir umut vardı yuzunde; doğduğu toprakları gorecekti. Buyuklerinin anlattıkları cocukluk yıllarından beynine kazınan anıları dalga dalga hucum ediyordu yol boyunca. Hatırladıklarına gore Selanik in Kayalar ında ilk fırtına Balkan Harbi nde kopmuştu. Kana bulanmıştı Turklerin Rumların Bulgarların ortak yaşamı. Nereye gideceklerini bilmeden yollara duşuyor insanlar. Yollar perişan yollar camur deryası... Kacış yollarında kırılıyor insanlar. Harp bitince koylerine donuyorlar. Fakat bu kez Bulgarlar geliyor koye. Turk erkeklerini topluyorlar. Aralarında asker olan dayısı da var İbrahim
İşler in. Bir Bulgar askeri gelip Sen buraya gel diye ayırıyor dayısı Mahmut u. Sonra da komutana donup Bu benim! Bunu ben halledeceğim deyip cekiyor silahını. Ağacların arkasından derenin kıyısına kadar goturuyor dayısını. Kuytu bir yere varınca indiriyor silahını:
Korkma Cor koylu Mahmut. Korkma! İyiliğe kotuluk eden nankorlerden değilim. Ne alıp veremediğim vardı senin Cor Koyu ile benim Akita Koyu arasında? Kim kanlı bıcaklı duşman etti bizi birbirimize? Beni Cor Koyu nde doven Turklerden sen kurtarmıştın. Haydi Mahmut! Hakkını helal et. Yolun acık olsun. Dere boyunca dikkatli git geceyi bekle...
Rum evleri kapış kapış
1922 den sonra Kayseri den Amasya dan Corum dan Rumlar gelmeye başlamış. 1925 te mubadele sırası gelene kadar uc yıl Anadolu dan gelen Rumlarla birlikte yaşamışlar. Turkce konuşan Rumca bilmeyen bu insanlarla hic de sorunları olmamış. Selanik ten gemiye bindirilip Samsun a gonderilmiş
İbrahim İşler ve ailesi: Samsun un ici insan kaynıyor. Bir yandan gemiler dolusu gelen mubadil halk diğer yandan nufusun yarısını oluşturan Rumların evlerini kapışan Lazlar ve yerliler... Karadeniz ahalisi bize Bitli muhacir derdi. Adımız nereye gitsek bitli ydi. O gunlerin acıları kırılan onurumuzun sızıları taptazedir.
İbrahim İşler doğduğu Kayalar a yaklaştıkca daha bir heyecanlanmıştı.
Once Veria ya giriliyor. Sokaktaki Turkce konuşmaları duyan yaşlı bir kadın evinin mutfağından onluğuyle fırlıyor yola Annemin babamın dilini konuşuyorlar diye. Eleni nin ailesi İzmir den gelmiş. Ancak o ne
Anadolu doğumlu ne de Yunanistan. İzmir den Selanik e giderken gemide doğmuş. Yani Ege Denizi doğumlu. Kayalar a doğru giderken İbrahim İşler cocukluğundan kalan izleri hafızasının derinliklerinde arıyor:
Liseden yıllarından gecmişimizi Yunanistan daki Kayalar daki yaşamı evimizi barkımızı daha cok merak eder oldum. Anlattırdım anneme babama kokumuzu dalımızı budağımızı. Babam annem akrabalarım cok istediler Kayalar ı gormeyi. Olmadı! Ozlem icinde Ah bir gorsem! diye diye olup gitti insanlar.
Mubadiller in Selanik Buluşması na birinci kuşak bir mubadil olarak katılan İbrahim İşler Kayalar a yaklaşınca bastonunu bıraktı. Neredeyse koşacak. Bir insan icin doğduğu koklerinin olduğu toprakların ne anlama geldiğini kavramak ozlemin ne kadar somut duygu olduğunu cıplak gozle gormek icin o anda İbrahim İşler i gormek gerekirdi. Yalnız onu mu? Turkiye den gelen ikinci ucuncu kuşak mubadiller de babasına dedesine ait bir iz arıyor; hicbir şey bulamayanlar goctukleri koylerden bir torba toprak alıyorlar babalarının dedelerinin mezarına goturmek icin.
Butun bu yaşananlara yıllarca Ege nin iki yakasında tanık bir gazeteci olarak TRT nin deneyimli yonetmeni Nilay Gundem le birlikte yayın-yonetimde yer alan Yaprak Tutal ve Ali Horzumlu bundan yaklaşık iki yıl once mubadele yi konu alan Doğduğum Topraklar belgeseline başladıklarında alacakları sonucu gercekten merak etmiştim.
Sonunda calışmalarını tamamladılar. Turkiye ve Yunanistan topraklarında tam 15 bin kilometre yol kat ettiler belgesellerini tamamlamak icin. 4 bin 500 cekim yaptılar. 42 Rum 63 Turk mubadille yuz yuze goruştuler ve sonunda ortaya 30 ar dakikalık beş bolumluk belgesel cıkardılar. 7 Ocak ta başlayacak belgeselde kullanılandan fazla malzeme elbette TRT nin arşivinde yer alacak. Yunanistan da hayli fazla olan ancak Turkiye de daha yeni yeni başlatılan sozlu tarih calışmalarına goruntulu bir katkı da sunacak belgesel aynı zamanda.
Ekip yaptığı calışmadın cok etkilenmiş. Yunanistan tarafında gidiyoruz 23 yaşındaki bir genc Turkce konuşuyor diyorlar Turkiye de Niğde nin bir koyune gidiyoruz bu kez cocuklar Rumca konuşuyor. Larissa nın bir koyunde Maria Karacaoğlu bizi gorunce Bilseydim geleceğinizi mantı yapardım deyiverdi. Guzel bir Turkceyle anlatıyordu Maria Bize Turkoladis yani Turk tohumu derlerdi. Bizi istemiyorlardı. Biz de hâlâ onları istemiyoruz diye.
Bir mubadilin ortanca kızı bir Yunanlıyla evlenmiş. Adam Yunanistan da bize bu olayı anlatırken Kız gâvura kactı dedi. Birden buyuk bir şaşkınlığa duştuk Turkiye de miyiz Yunanistan da mıyız karıştırdık.
Kahve vermeyin Turkler cay icer
Ali Horzumlu belgeselin cekimleri sırasında yaşadığı ilginc bir olayı aktarıyor:
Selanik e giderken bir kasabada mola verdik. Meydanda kahve gibi bir yer var. İnip arabadan burada Turkce konuşan var mı diye sorduk. Turk olduğumuz anlaşılınca kahve hareketlendi. Coğunlukla Samsun Havza dan goc eden Rumlar yerleşmiş. Tam kahve ikram edeceklerken arkadan biri Hayır hayır kahve vermeyin diye seslendi Turkler cay icer . Buldular buluşturdular kucuk bir paket Rize cayı getirttiler ve bize cay ikram ettiler. Dunyanın hicbir yerinde boyle bir şeyle karşılaşamazsınız. Ne ben onu tanıyorum ne o beni tanıyor. Bu mudahaleyi yapan da belli ki ikinci kuşak mubadil. En fazla 50 yaşında.
Yapımcı-yonetmen Nilay Gundem belgeselin girişine damgasını vuran olayı anlatırken hâlâ o andaki şaşkınlığını yaşıyor besbelli:
Kapadokya da cekimdeydik. Derinkuyu nun bir koyunde. Muslittin Aytekin diye bir amcayla koyun kahvesinde cekim yapıyoruz. Başında yun bir takke var. Sorularımızı cevaplıyor. Ben programda hic gorunmuyorum ama cekimler sırasında soruları ben soruyorum. 14 yaşındaymış mubadeleyle Anadolu ya geldiğinde. Neler yaşadığını neler hatırladığını anlatsana bize dedim. Başladı Biz iyiydik dosttuk arkadaştık komşuyduk. Duğunlerimize gelirlerdi biz onların duğunlerine giderdik. Nasıl anlatayım o guzel gunleri geceleri yatarım ruyamda hep o guzel gunleri gorurum diye anlatırken ben ve ekip arkadaşlarım birden fark ettik ki bu ruyayı daha dun gece gormuş. Adam 14 yaşında gelmiş uzerinden mubadelenin 80 sene gecmiş ve şu anda 94 yaşında hâlâ ruyasını goruyor o yılların. Tam o sırada ben kendimi tutamayıp Hâlâ mı diye sormuşum.
İşte Doğduğum Topraklar belgeseli yonetmeni Nilay Gunden in bir şaşkınlık anında kendini tutamayıp sorduğu bu Hâlâ mı sorusuyla başlıyor.
Yonetmenine gore belgesel; tarihi toplumsal ve politik yaklaşımların otesinde insanlara duygu ve alışkanlıklarına benzerliklerimize coğrafyamızın muhteşem guzelliklerine onların sevgiyle korumaya calıştıları her şeye dostluğa ve aşka dair.
80 yıllık mubadele acısını yaşayan birinci ve ikinci kuşak tanıkların da anlatımıyla bu belgeselde bir kez daha ortaya cıkan gercek şu ki ne birlikte yaşananlar unutuldu ne de insanların doğdukları topraklara olan ozlemi dindi.
Hâlâ mı? Evet hâlâ!..
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com