Yahudi ve Ermeni dusmanlıgı - Haber Arşivi 2001-2011
26 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Նպատ / Ժամ : Զօրացեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

01 Aralık 2003  

Yahudi ve Ermeni dusmanlıgı -

Yahudi ve Ermeni dusmanlıgı

Lise ve universite ogrencileri arasında yapılan bir arastırma okumus nufusun yuzde 70 nin antisemitik egilimlere sahip olduğunu gosterdi Calışma arkadaşım Doc. Dr. Mufit Gomleksiz in aşağıda kısa bir ozetini vereceğim Yahudi Ayrımcılığı da dahil ceşitli ulke halklarına yonelik tutumları iceren araştırma sonuclarını eleştirel bir tarzda sunduğu bir konferans sonrası Milli Eğitim burokratlarının İyi ya bunda alınacak ne var ne kadar da başarılı olmuşuz şeklindeki yorumları bugunku gelinen noktanın ozlu bir saptaması sayılabilir. Benzer kanaatler o kadar yaygın ki ne zaman bir istenmedik durumla karşılaşılsa bunun Ermeni veya Yahudi parmağı ile yapıldığı yonunde yarı resmi demecler veriliyor. Universite senatolarından Ermenileri kınama mesajları cıkıyor. Bilimle nasyonalizm Yahudi ile İsrail Ermeni ile Ermenistan karıştırılıyor. Bu durum İsrail ile Ermenistan ın da işine geliyor. Gerek Turkiye Yahudileri gerekse Turkiye Ermenileri hem Turkiye hem de kulturel bir bağ icinde goruldukleri ilgili batılı-doğulu ulkelerce kendi amacları doğrultusunda cifte bir cendereye ve baskılamaya konu oluyor. İstanbul da sinagoglara yonelik saldırıdan sonra İsrail aynı davranışı tekrarlayarak bu acı ve olum uzerinden bir kez daha kendine pay cıkarmaya uğraşırken Turkiye deki Yahudiler de diaspora terimini kullanarak aynı etnik kullanıma kapı aralıyor. İsrail vatan Turkiye diaspora mı? Fransa veya Avrupa ya goc etmek zorunda bırakılan Ermeniler icin diaspora sıfatı uygun duşebilir. Ancak Turkiye deki Yahudiler diasporada değil kendi topraklarındadır. Uygun bir ornek verilirse Turkiyeli Yahudiler değil ama Filistinlilerin bir kısmı diasporadadır. Tutturulmuş hedefler 1999 da Eğitim-Sen tarafından yayınlanan Din Milliyetcilik ve Otoriteryenizm adlı calışmamızın ana arayışı hem genel itaat ve saldırganlığı hem de bu cercevede milliyetcilik ve dinin bir yandan otoriter eğilimlerle diğer yandan Ermeni ve Yahudilere yonelik olumsuz tutumlar ile ilişkilerini gorebilmek; dahası bunları Turk eğitim ve okul anlayışıyla ilişkilendirmekti. Bu amacla Adana daki 22 farklı liseyle Cukurova Universitesi ndeki altı fakulteden toplam 1631 kişilik bir orneklemde anket yapıldı. Bu araştırmanın bulgularına baktığımızda herkesin aslında cok iyi bildiği uzere ortuk hedeflere ulaşıldığı goruluyor. Bir başka deyişle Musluman olarak Yahudileri reddetmeliyim Hitler Almanya sında Yahudiler surulmuşse bunda kendilerinin tamamıyla sucsuz oldukları soylenemez; Yahudiler tarihte pek cok kotuluk yaptı Yahudilerin ulkemizi terk etmesi bizim icin cok iyi olur veya Ermenilerin kıyıma uğradığı ile ilgili haberler Dunyada olduklarından cok abartılı gosterildi Turkiye ye karşı ne zaman bir duşmanlık ya da engelleme yapılsa altında bir Ermeni parmağı bulunmaktadır gibi ifadeleri gerek liselerde gerekse universitede tamamıyla reddedenler maddelere gore sadece yuzde 11 ile yuzde 31 arasında değişen bir oranla sınırlı kalıyor. Oğrenci ve universitelilerin buyuk coğunluğu Ermenilerin ve Yahudilerin pek cok kotuluk yaptığı ve ulkeyi terk etmelerinin iyi olacağı kanaatindeler. Yani okumuş nufusun yuzde 70 ten fazlası bir şekilde antisemitik tutumlara sahip. Birbirini besleyen surecler Guc politikası zaten ozunde diyalektik bir ezme politikasını kendinde barındırıyor. Dolayısıyla benim icin calışacak guc tehlikeli bir sarmalı kendinde iceriyor. Yeşil kuşak projesinin sonu da bu oldu. Gerek Sovyetlere gerekse demokratik bir kalkınma ve kendi kaynaklarını rasyonel kullanma sureclerine karşı başta ABD olmak uzere emperyalist ve koloniyal gucler bir taşla birkac kuş vurma hesabıyla periferideki gerici akımları destekledi ve bugun de bu politikalarını surduruyorlar. ABD ve muttefik gucler gerek kendi iclerinde gerekse diğer ucuncu dunya adlandırılan ulkelerde hicbir zaman aydınlanmacı-demokratik guclerle bir olmadı; aksine ceşitli darbelere gerici değer ve akımlara destek verdi (Hatta bazı iddialara gore ABD ve İngiltere II. Dunya Savaşı oncesi Almanya yı da Sovyetlere karşı destekledi). Bir başka deyişle bugun İsrail de ABD de Afganistan da veya Turkiye de yarı resmi destek bulan din ve patriotizm sonucta duşmanlık ve ayrımcılığın en onemli kaynağını oluşturuyor. Sinagogları da Kudus u de New York u da Bağdat ı da vuran esas mihrakları bu yarı resmi politikalar oluşturuyor. Bu potansiyel daha pek cok yeri vurmaya da muktedir gozukuyor. Araştırma bulgularına geri donersek bu gerici muhafazakar politikaların tuttuğu gozukuyor. Tum okul ve fakulte turlerinde Yahudilere yonelik olumsuz tutumlarda oldukca yuksek ortalamalara rastlanıyor. Bu duşmanlık ozellikle dini eğitimle en yuksek değerlere -5 uzerinden imam hatip liseleri icin 3 81 ve ilahiyat oğrencileri icin 3 98 e- ulaşıyorsa da ayrımcılık sadece bu okullarla sınırlı kalmıyor aksine bu ayrımcı ifadeler butun okullarda onaylanıyor. Olcek ortalamaları liseler icin 3 28 ve universite icin 2 93 e ulaşıyor. Değişik sosyo-demografik gruplara bağlı olarak da bu eğilimler cok farklılaşmıyor; ailenin (anne babanın) eğitim duzeyi veya mesleki kariyerleri yukseldikce de diğer dil mezhep bolge cinsiyet ve benzeri gibi faktorlere bağlı olarak da ortalamalar 5 uzerinden 2 50 ile 3 30 arasında yer alıyor. Elbette ceşitli eğitim ve sosyal gruplar arasındaki bazen anlamlı cıkan bu farklar tekrar tekrar irdelenebilir. Ancak sonucların olumlu okunabilmesi icin hangi grup olursa olsun ortalamanın 2 yi gecmemesi gerekirdi. Gerek Yahudi gerekse Ermenilere yonelik olumsuz tutumlar politik anlamda sağ yonelim şeriatcılık ve milliyetcilik ile genel olarak da patriotik ve dindar eğilimlerle yuksek bir ilişki icinde bulunuyor; ayrıca savaş ve cunta eğilimi ile de koşutluk gosteriyor. Her iki gruba yonelik ayrımcı tutumun kendi aralarındaki ilişki de cok yuksek bulunuyor. Dolayısıyla butun bu tutumların bir blok tarzında işlediği soylenebilir. Bir başka deyişle bu ayrımcılık ve duşmanlıkların arkasında patriotik ve dini değerlere dayalı bir soylem bulunuyor. Sonucta milliyetci etnosentrik dini oğeleri one cıkaran bir kultur politikası ayrımcılıkları da otomatik olarak yaratıyor. Cozum: Coğulculuk ve paylaşımcılık Bu olcekler ve nitelemeler dunyadaki kutuplaşmalar dikkate alınmadan okunduğunda bu şekilde goruluyor. Oysa esas catışma alanı tekrar tekrar soylendiği gibi guney ile kuzey arasındaki; hem uluslararası hem de bir devlet ici hiyerarşi ve ayrımlaşmalara dayanıyor. Kulturel soylem bu ayrışmaları yaratıcı değil meşrulaştırıcı bir rolde bulunuyor ve dikkatli okunmadığı zaman kutuplararası değil kulturlerarası bir catışma gorunumu doğuyor ki bu eksik ve hatalı bir değerlendirme olur. Ekim ayında Sivas ta gercekleştirilen IV. Sosyoloji Kongresi nde Yoksulluk Yoksunluk ve Yolsuzluk gunumuzun uc buyuk sorun alanı olarak one cıkarıldı. Bu uc durumu da besleyici nokta eşitsiz paylaşım ve cehalete dayanıyor. Kısaca hurriyet ve eşitlik bunları sağlayıcı humanizma 1789 a gore gunumuzde daha elzem bir ihtiyac olarak ortada duruyor. Bunun icin gerekli oğe ise irade. O da eksik değil ancak yanlış kullanılıyor. Aslında başka bir irade ile başka bir dunya mumkun. Teror ve savaşları azaltıcı en onemli yollardan biri sadece ulusal değil uluslararası eşitlik ve hurriyet iradesinden paylaşımcılık ve coğulculuktan geciyor. İşgal ve teror ile patriotizm ve dindarlık ise barışın tersine gelişmeleri işaret ediyor. Ancak bir noktaya cok dikkat edilmelidir. Paylaşımcılık ve coğulculuk kavramın kendinde zorunlu olarak icerilen hiyerarşik bir tolerans veya uzlaşım anlamına gelmiyor aksine hem kişi olarak hem de devletler olarak zayıflardan daha cok da gucluler olarak oncelikle herkesin kendi varolma hakkını tanımaktan geciyor. Bunun icin de en azından ozcu olmayan bir anlayışa ihtiyac bulunuyor. Oysa bugun bir yandan bir dini grup diğer dini grupların yine benzer şekilde belirli bir ulke veya odaklar diğer grup ve odakların varolma hakkına saldırıyor. Daha da kotusu guclu olanlar alternatif yolları da kapatarak ozellikle bu sureci besliyor. Sonucta bu durum karşıtını da oluşturarak ve birbirini korukleyerek icinden cıkılmaz bir şiddet sarmalına donuşuyor. Doc. Dr.ADNAN GUMUŞ: Cukurova Uni.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+