Sibil İstanbullu mu? - Haber Arşivi 2001-2011
24 Nisan 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4516 / Ամիս : Ահեկան / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Հոթապեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

12 Ekim 2003  

Sibil İstanbullu mu? -

Sibil İstanbullu mu?

Osmanlı kadın hareketinin ve Ermeni edebiyatının onemli ismi Zabel Asadur un Kınalıada da esiyle birlikte yasadıgı eve cakılan plaket kimligi bilinmeyen kişilerce sokuldu. 25 Ekim de yeniden yerine konacak İstanbullu ya da kentli olmanın anlamı bu yıl yoğun olarak tartışıldı. Buyukşehir Belediyesi nin Kentim İstanbul kampanyası dahilinde şehrin en gorunur yerlerine asılan afişlerde İstanbulluyum diyen unlu isimlerle de kentli olmanın onkoşulunun kenti sahiplenmek olduğu anlatıldı. İstanbul Buyukşehir Belediye Başkanı Ali Mufit Gurtuna nın www.ibb.gov.tr/minisite/kentimistanbul/bolum01 adresinden ulaşabileceğiniz yazısından da anlaşılabileceği gibi İstanbul un gecmişiyle şimdisiyle ve geleceğiyle ilişkilenerek İstanbulluyum diyebilmenin İstanbul a ait hissedebilmenin sınırlarını duşunmek gerekiyor. Gurtuna nın soyledikleri de esasen İstanbul daki yerleşikliğin sınırlarını sorgulayıp yerleşmenin on koşullarından birinin sahiplenmek ve korumak olduğunu vurguluyor. İstanbul un muhtac olduğu şey... kentte yaşayan her bireyin kenti kendi evi olarak algıladığı perspektiftir. Bu durumda tartışmanın dayandığı nokta sahiplenmenin aidiyet duygusundan bağımsız duşunulemeyeceğidir. Cunku kendinize ait hissetmediğiniz kendinizi ait hissetmediğiniz bir zamanı bir mekânı ya da ev i nasıl sahiplenebilirsiniz? Sizi belli sınırlar icinde kabul edip surekli haddini bil diyen zamanın ve mekânın nasıl duşunulmesi gerektiğini sizi dışarıda bırakarak belirleyenlerin rahatca egemenlik kurabildiği bir yerde siz yedi gobek İstanbullu olsanız da dunyanın hicbir yerini İstanbul kadar tanıyıp bilmeseniz de en cok sevdiğiniz yer İstanbul da olsa kalkıp rahatlıkla İstanbulluyum diyemeyebilirsiniz. 8 Mart 2003 Kadınlar Gunu nde Hay Gin Kadın Platformu olarak istedik ki Ermeni edebiyatının kadın hareketinin onemli isimlerinden İstanbul da doğmuş buyumuş ve olmuş biri olan Zabel Asadur un anısına bir şey yapalım. İstedik ki mumkun olduğunca arka odalara itilmiş kitaplar yazılar arasından bularak cıkardığımız Sibilin yaşamış olduğu evi biraz olsun İstanbul da yaşayanlar icin aydınlatalım şehrin her gun solukladığımız zamanını bir nebze olsun daha fark ederek yaşayalım. Asadur un 1863 te Uskudar da başlayan yaşamı 1934 te Şişli Mezarlığı nda son bulur. 16 yaşında Anadolu daki Ermeni kızlarının eğitim ve oğrenimleri icin okullar ve yetimhaneler acmayı amaclayan Azkanıver Hayuhyats Ingerutyununu (Milletperver Ermeni Kadınlar Derneği) kuran Asadur hikayelerinde Masis dergisinde Sibil imzasıyla yayımladığı makalelerinde kadınların sorunlarını dile getirdi kendini kadının ozgurleşmesi davasına adadı. Sibil eşiyle birlikte bugun hâlâ liselerimizde Ermenice ders kitabı olarak kullanılmakta olan Tankaranı (Hazine) ve ceşitli Ermenice dilbilgisi kitaplarını yazarak modern Ermenice nin gelişmesine katkıda bulundu. Bir plakete tahammul edememek Sibil i tanımaktan duyduğumuz heyecan evini keşfettiğimizde daha da arttı. Sibil de adalı bir yazardı ve tıpkı Sait Faik gibi tıpkı Reşat Nuri gibi ada vapurlarından akasyalarından beslenmiş yazdıklarına yaşadığı yerlerin izlerini bırakmıştı. Ama yaşadığı yerler onun izlerini bugune taşımamıştı. Belki Ermeni diye belki kadın diye belki de Ermenice yazdı diye... Belki de hatırlayacak hatırlatacak taşların teker teker sokulmesi ya da ustlerinin değişik şekillerde ortulmek istenmesi yuzunden... Biz bir ortuyu kaldırıp Sibil i gecmişin tozlu raflarından bugune indirmek istedik. Ve Sibil in evinin bugunku sahibinden izin alarak uzerinde Yazar şair Zabel Asadur ve eşi yazar Hrand Asadur bu evde yaşamıştır yazılı bir plaketi Kınalıada Akasya Sokak taki eve astık. Sadece İstanbul un zamanın duşmuş bir taşını yerine koymak icin Sibil İstanbulluydu Kınalıadalıydı diyebilmek icin yaptık bunu. Adalarda Rumlar Ermeniler Yahudiler yaşadı... bugun de yaşıyorlar. Farklı kulturlerin nostaljik nesne haline getirilip belli şekillerde uzak zamanlara hapsedilmesi sanki bugun yaşanılanları yok sayıyor. Sanki her şey gecmişte yaşandı ve bitti. Bugun yaşayan insanlara ve onların taleplerine ise bu yaklaşımda yer yok. Nostalji edebiyatları yapılıyor onlar da yaşadılar deniyor ama Adalar da İstanbul da yaşayan hicbir Rum un Ermeni nin Yahudi nin adı bir sokağa bir meydana verilmiyor.(1) Oysa yine Gurtuna nın ifadesiyle yaşadığımız yere duyusal bir merakla bakabilmek demek o yerin zamanını belli bir yerde belli bir bakışta durdurmak olmasa gerek. Osmanlı kadın hareketinin onculerinden biri olan Sibil in anısına plaket asmak icin 8 Mart Kadınlar Gunu nu uygun gorduk. Az sayıda kadındık ama yaptığımızı bircok kadının yurekten desteklediğini olduğunun bilincindeydik. O gun o evin kiracısı bize Boşuna uğraşmayın. Bunu buradan sokerler dedi. İti var kopuğu var delisi var sarhoşu var dedi. Biz ona inanmak istemedik. Ve astık plaketi. Ama yanılmışız. Plaket indirildi birkac ay icinde. Gidip sorduk; cevrede oturanlar sarhoşun biri indirmiştir dedi. Kimdi ki bu sarhoş ? Niye indirir ki plaketleri? Niye bir plakete tahammul edemez insan? Sibil orada yaşamıştı ve adına yaşadığı yerde bir plaket asılması coktandır Sibil in hakkıydı. Adalar ın İstanbul un Turkiye nin dunyanın herhangi bir yerinde yaşayan herkes yaşadığı yere ait olma hakkına sahiptir ve yaşadığı yerlere izini bırakır. Ali Mufit Gurtuna İstanbul tarihi derinliği olan ve geleceğe de hitap eden bir hafıza gibidir. Oradan sokulen her taş yerinden oynatılan her değer onun hafızasında sarsılmaya ve unutkanlığa neden olur. Bu unutkanlık dunya uygarlık tarihinin gecmişini unutmasıyla eşdeğerdedir derken son derece haklı. Bu tespit her yer icin gecerlidir. Yaşadığı şehir Sibil e Sibil kendisini okuyanlara aittir. Oyleyse okuyucularının bir yazarın yaşadığı yeri gormek bilmek istemesi oldukca anlaşılır bir şey değil midir? Ali Mufit Gurtuna Kentim İstanbul projesi icin Farklı kultur kimlik ve yaşama bicimlerinin bir arada ve barış icinde yaşaması: Bunun icin İstanbul un adeta kendisini bir barış ve uzlaşı projesi olarak one cıkarıyoruz demişken bu barış ve uzlaşı projesi kapsamında farklı kulturlerin bir arada barış ve uzlaşı icinde yaşaması adına başta Buyukşehir Belediyesi ve Adalar Belediyesi olmak uzere butun İstanbulluları Adalıları ve butun kadınları 25 Ekim 2003 Cumartesi gunu Sibil in yaşamış olduğu Akasya Sokak taki (dispanserin karşısı) eve hep birlikte yeniden bir plaket asmaya davet ediyoruz. 1908 de Meşrutiyet in ilan edildiği gun Sibil Taksim Parkı nda bir konuşma yapmış ve her zaman kutsal vaadin eşitlik kardeşlik ve adalet olduğunu savunmuştu. Sibil İstanbul da yazdı ve yaşadı; onun anısı İstanbul dadır. Sibil İstanbulludur. Hay Gin Kadın Platformu haygin2003*yahoo.com (1) Buyukada da yaşamış bir Ermeni balıkcının lakabı olan Horoz Reis Adalar deniz ambulansına verildi.




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+