Turkiye de cesaret - Haber Arşivi 2001-2011
24 Kasım 2024 - Հակական տոմար - Տարի : 4517 / Ամիս : Տրե / Օր : Լուսնակ / Ժամ : Զօրացեալ

Haber Arşivi 2001-2011 :

10 Ağustos 2003  

Turkiye de cesaret -

Turkiye de cesaret

Marmara Universitesi nden Ayhan Aktar ın bir yazısını okudum. Toplum ve Bilim dergisinde cıkmıs. Baslıgı Son Osmanlı Meclisi ve Ermeni Meselesi . Yazı şoyle bitiyor: Dunyada milli marşı Korkma sozcugu ile başlayan tek ulus biziz. Cesaretle bizi biz yapan korkularımızın ustune gitmemiz ve artık buyuduğumuz konusunda once kendimizi ikna etmemiz gerekiyor. İcimizde surekli karabasan ureten korkuların saltanatını yıkmanın başka caresi yok galiba. Bunu becerdiğimiz zaman bu ulkede Ermeni kırımı dahil her şeyi soğukkanlılıkla tartışacak olgunluğa ulaşılacağını duşunuyorum. Her toplumda olduğu gibi Turkiye de de korku ve cesaretin kendine ozgu konumları var. 12 Eylul oncesi İstanbul da yapılan bir mitingde goğuslerini polis ve askerden oluşan sıkıyonetim guclerine siper etmiş işciler Faşizme gecit yok diye yurumuşler fişlenmeyi işten atılmayı hapse girmeyi işkenceyi olumu kol kola kenetlenmenin gucuyle goze almışlardı. Bu tur guruh cesareti nin kitleyi nasıl kurban ya da katil kılabildiğini hepimiz biliyoruz. Turkler ya da Muslumanların kitle olarak verdiği cesaret ornekleri zaten cocukluktan belleklere kazınan milli kulturumuzun parcası. O denli ki toplu cesaret konusunda Turklerin bir ustunluk kompleksi olduğu duşunulebilir. Bu kompleksin ırkcılık mertebesinde son orneğini ABD nin Irak saldırısında Araplar korkaktır uc gun dayanamazlar kacarlar duşuncelerinde gorduk. Satırarası vurgulanan Turklerin cesareti idi. Toplu halde cesur olanlar tek başlarına farklı davranabiliyor. 12 Eylul den sonra kurulan mahkemelerden birinde de sendika liderleri yargılandı. Faşizme gecit yok diye bağıran yuz binlerce iscinin temsilcilerinin yargılanmasında mevcut duruşma salonlarının yetersiz olacağını duşunen asker bir spor salonunu DİSK davası nın goruşulmesine ayırmıştı. Aylarca suren duruşmalar boyunca tribunler boş kaldı. Medeni cesaret Turkiye ya da Turkceye ozgu bir deyim değil. Fransızcadan alınmış olabilir. 1215 te Magna Carta yla kralların gucunu ilk kısıtlayan İngiltere de ise boyle bir kavram yok. Cağdaş uygarlık duzeyine gecişte Batılı gibi pantolon giyip catal bıcak kullanmanın medeni cesaret orneği olmadığı ortada. İnsanın duşuncesini acıkca belirtmesine medeni cesaret diyoruz. Vahşi kaplanların ustune giderken cesur duşuncemizi korkmadan belirtirken medeni cesaret sahibi oluyoruz. Ailenin cocuk yetiştirmesinde okulda askerde devletin vatandaşlarına muamelesinde 100 yıllardır şiddeti esas alan bir toplumda bu şaşılacak bir şey değil. Edilgenlik icimize o denli sinmiş olmalı ki son gunlerde Turkiye demokrasisinde bir devrim niteliğinde olduğu yazılan ve 1960 tan bu yana askeri darbelerin yerleştirdiği devleti vatandaştan korumayı esas alan korku yasalarının değiştirilmesi toplumsal coşkuyla karşılanmadı. Belki esas ruhu itibarıyla anlaşılmadığından belki benimsenmediğinden ve en kotusu belki de değişikliklere aracı olan hukumetlere guvenilmeyip onların art niyetinden korkulduğundan. Muttefik Batı devletlerinin temel demokrasi ve insan hakları ilkelerini yerle bir ettiği bu donemde Turkiye ve benzer konumda ulkeler verilen şablonlara uymaktan da ote dunya guclerinin yaptıklarına rağmen de bir demokrasi anlayışını koruyup yerleştirmekle karşı karşıya. Esas medeni cesaret de bu olmalı Gunduz Vassaf




Bu haber kaynağından gelmektedir.

Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.

Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com
+