BAsBAKAN Tayyip Erdogan ın hayatında bugune kadar bilinmeyen kucuk bir hatıra var. Erdogan imam hatip okulunda okurken bir gun Heybeliada Ruhban Okulu na gitmis. Orada eğitim goren genc papazları gormuş. Bu ziyareti hangi yıl yaptığını bilmiyorum. Ama okulda eğitim olduğuna gore 1971 yılından once olmalı. Cunku Heybeliada Ruhban Okulu 1971 yılında kapatıldı. ACMA ZAMANI GELDİ Başbakan bu hatırasını gectiğimiz gunlerde goruştuğu bazı kişilere anlatmış. Anlatma nedeni de acık. Bu okulun yeniden acılmasını gundeme getirmek istiyor. Bunun da bir nedeni var. Turkiye acılmasına izin vermezse okulun başka bir ulkeye nakledilmesi ihtimali var. Tabii bu da Turkiye acısından iyi bir hava yaratmayacak. O nedenle Heybeliada daki okulun acılması icin ciddi bir calışma yapma zamanı geldi. Ankara da bu calışmaları işitince biraz Ruhban Okulu nun gecmişini araştırdım. Araştırırken bu okulun kaderinin kendi gecmişimizle de bircok noktada kesiştiğini gordum. Heybeliada daki okul 1844 yılında kurulmuş. Kuruluş amacı ‘‘Ortodoks milletler arasında dini birliği korumak amacıyla teolojik konularda turdeşliği sağlayacak bir eğitim vermek ’ olarak belirlenmiş. Okul 127 yıl dini eğitim verdikten sonra 1971 yılında kapanmış. Meğer bu okulun kapanmasında benim de kucucuk bir rolum olmuş. Tabii bunu şaka olarak soyluyorum. 1965 yılında ozel yuksek okulların acılmasına izin veren kanun cıkar cıkmaz Turkiye de bu okulların kapatılması icin buyuk bir kampanya başlatıldı. BİZ YURURKEN Tabii bu kampanyanın temel ekseni oğrencilerdi. Ben de Siyasal Bilgiler Fakultesi Basın Yayın Yuksek Okulu oğrencisi olarak ozel yuksek okulların kapatılması mitinglerine epey katılmıştım. Gunun ‘‘devrimcilik’’ raconu bunu gerektiriyordu. Anayasa Mahkemesi 1971 yılında ozel yuksek okullara izin veren kanunun bazı maddelerini iptal edince bu okullar da devletleştirilmiş oldu. Bu yuzden Turkiye eğitimde 20 yıla yakın zaman kaybetti. Rekabet olmadığı icin devlet universitelerinin kalitesi de yukselemedi. Ben bilmiyordum. Meğer Heybeliada Ruhban Okulu da Anayasa Mahkemesi nin bu kararı nedeniyle kapatılmış. TURBANA CARPTI Daha doğrusu Anayasa Mahkemesi bu kanunu iptal edince Ruhban Okulu nun da Turk universitelerine bağlanması zorunlu hale gelmiş. Bunu istemeyen Fener Patrikhanesi ve yoneticiler okulu kendiliklerinden kapatmışlar. Yani bizim yaptığımız mitinglerin bir ucu da oraya dayanmış. Tabii Fener Patrikhanesi varlığını surdurmeye devam ediyor. Ama Patrikhane de gorev yapacak din adamı bulmakta zorlanıyor. Cunku sadece Turk vatandaşı olan din adamlarının burada calışma hakkı var. Bu ozelliğe sahip din adamı bulunamayınca bu defa ceşitli yollarla Yunanistan dan getirme imkánları araştırılıyor. Bu da kanuna karşı hilelere yol acıyor. Şimdi okulun yine bizim hayatımızla kesişen bir başka hikáyesine geliyorum. 1999 yılında okulun faaliyete gecmesi icin bir formul bulunmuş. Aslında bu formulu Ermeni Patriği Mutafyan ortaya atmıştı. Mutafyan YOK e bağlı İlahiyat Fakulteleri nde Hıristiyan din adamı yetiştirilmesi icin bolum acılmasını teklif etmişti. Bu cercevede İstanbul Universitesi İlahiyat Fakultesi ne bağlı bir ‘‘Rum-Ortodoks Teoloji Anabilim Dalı’’ kurulması kararlaştırılmış. Buraya kadar her şey guzel. Ancak son dakikada nerede sorun cıkmış biliyor musunuz? Turban meselesinde... Din eğitimi alacak Ortodoks adaylarının derslere YOK Kılık Kıyafet Yonetmeliği ne uygun girmeleri gerekmiş. Patrikhane bunu reddedince bu proje rafa kaldırılmış. Anlayacağınız Ortodoks din adamı yetiştirme projesi bizim turban maddesine takılmış. Cunku YOK Kanunu ndaki bu madde turbanla okula girmeyi engellemek icin konmuştu. DESTEK ZAMANI İşte bu yuzden okulun başka bir ulkeye taşınması fikri gundeme gelmiş durumda. Şimdi Erdoğan Turkiye nin oteki dinlere karşı toleransını gosterecek bir formul bulmaya calışıyor. Bence bu arayışın desteklenmesi gerekir.