Ermenistan la sınır kapısının acılması Turkiye’ye -
Yıllardır Ermenistan la sınır kapısının acılması konusu Turkiye’de tartısılıyor. Soyut olarak bu kapının acılmasının hem Turkiye’ye hem de bolgeye faydalar getirecegi ifade ediliyor. Kapının acılmasıyla Turkiye’nin Kafkaslarla olan acmazlarından biri cozulecek Ermenistan’ın Rusya’ya olan baglılığı ve izolasyonu sona erecek ve belki Ermenistan ekonomik olarak Turkiye ile entegre olacak bu da hem iliskilerdeki gerilimin duşmesine hem de Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sorunun cozulmesine yardımcı olacak. Fakat bunlar soyut duşunceler. Gunumuz politik realitelerinin ışığında eğer Turkiye yanlış sebeplerle bu kapıyı acarsa bu ciddi bir hata teşkil edecektir.
Aslında Turkiye’nin Ermenistan’a yonelik politikası 1992’den beri acıktır. Ermenistan illegal olarak Azerbaycan toprağını işgal ettiği ve bir milyon Azeri Turku kendi topraklarında sefalet icinde multeci durumunda kaldığı surece her ne kadar surekli olarak iletişim kanallarını acık tutsa da Turkiye ilişkilerin normalleştirilmesinin imkansız olduğuna hukmedecektir. Turkiye’nin Avrupa tarafından eleştirilen bu politikası bazı prensipler uzerinde kurulmuştur.
Şu anda Ermenistan’la ilişkilerin duzeltilmesi gerektiğinin avukatlığını yapanlar Turkiye’nin kapıyı acarak ilk adımı atmasına Ermenistan’ın da Turkiye ile olan sınırlarını tanıyarak soykırımı iddialarının tanınması icin surdurduğu uluslararası kampanyaya son vererek ve Dağlık Karabağ ihtilafında uzlaşmaya vararak karşılık vereceğini one suruyor. Fakat ne yazık ki Turkiye’nin atacağı boyle bir adım muhtemelen tam tersi bir etki yapacak ve muhtemelen de Ermenistan yonetimindeki demokratik olmayan guclerin iktidarını daha da sağlamlaştıracaktır.
Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter–Petrosyan doneminde Turkiye ve Ermenistan aralarındaki tum farklılıklara rağmen gayri resmi yollardan ilişkilere bir ivme kazandırdılar resmi yollardan birbirlerine karşı sert herhangi bir saldırıda bulunmadılar.
Saldırganlığı Diaspora teşvik ediyor
Saldırgan bir şekilde soykırımın tanınması icin takınılan tavır esasen Amerika ve Avrupa’daki Ermeni Diaspora’sı tarafından sergilenmektedir. Tum bu değişimler de Dağlık Karabağ’ın lideri Robert Kocaryan’ın Ermenistan başbakanı olması ve Şubat 1998’de de Ter–Petrosyan’ın iktidarına son vererek devlet başkanlığı koltuğuna oturmak icin yola koyulmasıyla başladı.
Kocaryan Ter–Petrosyan’ın yasakladığı Turkiye karşıtı Taşnak Partisi’ni hukumetine aldı. Onun hukumeti soykırımın tanınmasını Ermenistan dış politikasının resmi bir hedefi haline getirdi. O donemden sonra Ermenistan’ın Avrupa ve ABD uzerindeki baskısı uluslararası kamuoyunun da soykırım iddialarını tanıması icin Turkiye uzerindeki baskısı artmaya başladı.
Bu arada Kocaryan hukumeti icerde giderek zayıflıyor. Yapılan son devlet başkanlığı secimini Kocaryan ciddi suiistimal iddiaları altında cok zor kazandı. Onun en buyuk rakibi Stepan Demirciyan’a yonelik halk desteğinin seviyesi Ermeni politik sahnesindeki uzmanları bile şaşkına cevirdi. Demirciyan’ın popularitesi Ermenistan icinden gelen bazı sinyalleri de doğruluyor: Kocaryan hukumetine destek veren halkın duyduğu husran gittikce gucleniyor. Son on yılda Ermenistan nufusunun yaklaşık yarısını oluşturan 1 milyondan fazla Ermeni ulkeyi terk etti. Zayıf bir durumda bulunan Kocaryan bağımsız medyaya karşı artan bir şekilde baskı uygulamaya parti programında Turkiye ile Gurcistan’dan toprak talebi bulunan Taşnak Partisi’nin desteğine de eskisinden daha fazla guvenmeye başladı. Bu bağlamda eğer Turkiye kapıları acarsa tamamı da Turkiye’nin zararına olan uc sonuc ortaya cıkacaktır.
Kapı acılırsa Kocaryan guclenir
Birincisi giderek artan Turkiye karşıtı bir politika izleyen otoriter bir yonetime de fakto ekonomik bir yardım sağlanmış olacak. Bu durum Kocaryan iktidarını daha da guclendirecek ve Turkiye karşıtı olmayan Kocaryan’a karşı koyabilecek demokratik bir muhalefetin ortaya cıkmasını zorlaştıracaktır.
İkincisi boyle bir durum Ermeni Diasporası’ndaki sertlik yanlıları icin buyuk bir başarı sayılacaktır. Onlar son on yıldır yuruttukleri Turkiye karşıtı lobi faaliyetlerinin sonucu olarak Turkiye’nin boyun eğdiğini ve isteklerini kabul ettiğini duşunecek. Boylece cabalarının karşılığını almış olacaklar. Bu senaryoda acaba Ermenistan ve Diaspora’daki sertlik yanlıları Turkiye ile bir barış yapma zamanı geldiğini duşunecek mi? Turkiye’nin toprak butunluğunu tanımayı ve soykırım iddialarını kabul ettirmek icin cabalarını azaltacak ve dunyada yuruttukleri Turkiye karşıtı propagandaya son verecekler mi? Yoksa onlar bu durumu Turkiye’nin zayıflığına yorumlayıp Turkiye’yi tavize zorlamanın sonunda gercekleştiği sonucuna mı varacak? –Ki onlar Turkiye’nin soykırımın ekonomik ve toprak tavizleriyle ilgili sorumluluklarını yerine getirmesi icin baskılarını daha da artırmak isteyecektir.– Bu mantıken de cok muhtemel bir sonuctur. Bu durumda Ermenistan’la kapıları acmak Turkiye karşıtı Ermeni faaliyetlerini azaltmayacak artıracaktır.
Turk-Azeri ilişkileri onarılmayacak olcude zarar gorur
Ucuncusu Turk–Azeri ilişkileri bir daha onarılmayacak bir bicimde ağır bir darbe yiyecektir. Ermenistan’ın işgal altındaki Azeri topraklarıyla ilgili olarak bir tavize yanaşmadan kapıların acılması Turkiye’nin Azeri kardeşlerini terk ettiği şeklinde algılanacaktır. Turkiye ile Azerbaycan arasındaki yakın ilişkiler goz onunde bulundurulduğunda bu durum Turkiye’nin Kafkasya’daki buyuk gayeleri ve stratejik cıkarları icin buyuk bir yenilgi olacaktır.
Kafkasya’daki cıkarlarını Azerbaycan uzerinde odaklayan Turkiye icin boyle bir adım sacma olacaktır. Sadece Azerilerin Turk olmalarından dolayı değil ayrıca Azerbaycan Kafkasya’nın en buyuk ve sahip olduğu enerji kaynaklarıyla bolgenin en zengin ulkesidir. İran ve Rusya ile komşu olmasından dolayı da stratejik bir konumdadır. Turkiye Azerbaycan’ı kaybetmeyi goze alamaz fakat Ermenistan’la kapıları acarak boyle bir sonucu doğurabilir.
İlk adım kesinlikle Ermenistan tarafından atılmalı
Peki o zaman Turkiye Ermenistan’la ilişkilerini geliştirmemeli ve sınırı acmanın yollarını aramamalı mıdır? Bunları yapmalı ama Ermenistan’ın radikal hukumeti Dağlık Karabağ konusunda tavize yanaşmadan ve Turkiye’den topra gideceği sonucunu cıkardığı icin sınırı actığını duşundukleri zaman bu durum olumlu sonuclar doğuracaktır.
Ekim 2002’de Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev Ermenistan’a İran sınırındaki dort Azeri eyaletinden cekilmesi karşılığında ticari ilişkilerin onarılmasını teklif etti. Karabağ sorununu cozume kavuşturmak ve Ermeni halkı icin ekonomik şartları geliştirmeye yonelik en şerefli cozum yolu olan bu oneriyi Kocaryan reddetti. Turkiye de orneğin bu oneriyi yeniden canlandırabilir.
Turkiye kesinlikle Ermenistan’ın şunu anlamasını sağlamalı: İlişkiler normalleşebilir ve kapılar acılabilir ancak ilk adımı Ermenistan atmak şartıyla.
Johns Hopkins Universitesi Orta Asya–Kafkasya Enstitusu Mudur Yardımcısı Uppsala Universitesi İpek Yolu Merkezi Araştırma Muduru
Bu haber kaynağından gelmektedir.
Haber metninde yer alan görüşler haber kaynağı () ve yazarına ait olup,
bolsohays.com sitesi haber hakkında herhangi bir görüş üstlenmemektedir.
Opinions expressed are those of the author(s)-(). They do not purport to reflect the opinions or views of bolsohays.com