Fotografin her yonuyle uretildigi ve yasandigi bir mekân olmayi amaclayan Istanbul Fotograf Merkezi kapilarini 6 Mart 2003 te “Ara Guler Klasikleri yle aciyor. Beyoglu Tarlabasi Bulvari uzerindeki dort katli ozenle ve ustalikla korunmus tarihi guzellikteki bir konak Istanbul Fotograf Merkezi adiyla cagdas bir fotograf yasam alani olarak kullanima kavusturulmus. Istanbul Fotograf Merkezi’nin girisi fotograf ile ilgili yayinlarin izlenebildigi kitaplik–kafe duzeni ile fotograf dunyasinda yasayan veya bu dunyaya adim atmak isteyenlerin karsilandigi ilk kat olmus. Merkezin ikinci kati ozgun bir fotograf galerisi olarak duzenlenmis. Istanbul Fotograf Merkezi’nin fotograf galerisinde fotograf sanatinin yerli ve yabanci ustalarinin yapitlari duzenli bir sekilde sergilenecek. Ancak galeri fotograf sanatcilarinin yani sira sanatlarinin bir parcasi olarak fotograf ceken ya da fotograftan yararlanan sanatcilara da hem cografi olarak hem de estetik acidan genis bir yelpaze olusturduklari icin kapilarini acik tutmak istiyor. Merkezin ucuncu kati ise studyo ve egitim alani olarak duzenlenmis. Burada merkezin kurucusu Mehmet Kismet ve Nevzat Cakir’in yonetiminde fotograf egitimi verilecek. Egitim programi ‘Temel’ ‘Siyah beyaz’ ‘Studyo ve tanitim fotografciligi’ olmak uzere uc ana baslik altinda cesitli adimlardan olusacak. Bu egitimler “gorerek dokunarak cekerek uygulayarak ve yorumlayarak” formulu ile ifadelendirilebilecek gercekci ve ozgun yontemlerle yapilacak. Bu egitimler ile baglantili olarak merkezin alt katinda da cagdas bir karanlik oda tasarlanmis. Mehmet Kismet “dusunu gercege donusturdugu fotograf mekâni” olarak tanimladigi Istanbul Fotograf Merkezi’nin yasamasinin tum fotograf severlerin katilimi; bilgilerini uretimlerini zamanlarini paylasmalari ile gerceklesecegini soyluyor. “Amacimiz ve dilegimiz tum disiplinlerarasi iliskilerle katilimlarla guclenerek fotograf kulturunu yayginlastirmak ve gelisimine katkida bulunmak.” diyen Mehmet Kismet merkezin sahip oldugu karanlik odanin ozelliklerden de gorulebilecegi gibi Istanbul Fotograf Merkezi’nde siyah–beyaz fotografin ayri bir degere sahip oldugunu vurguluyor: “Renklerin cekiciligi yaninda siyah–beyaz dengesi ile fotograf olusturmak ayri bir duygu ve uretim boyutudur. Bu baglamda siyah–beyaz fotograf turunun tasimasi gereken kalite ozelliklerini olusturmak ve sunmak da bu yapinin islevleri arasindadir.” Istanbul Fotograf Merkezi sergilerin yani sira savundugu uluslararasi kalite olcutlerine uygun fotograf koleksiyonlari olusturmayi da amacliyor. Egitim kayitlarina baslayan 6 Mart’ta da “Ara Guler Klasikleri” sergisiyle acilisi yapilacak olan Istanbul Fotograf Merkezi ardindan gerceklestirilecek panel soylesi konferans gibi etkinliklerle faaliyetlerine yogun bir sekilde baslamis olacak. Ara Guler’in unutulmaz fotograflari sergilenecek Ara Guler’in yasamin ve insanlarin arasinda kendi ifadesiyle “sessiz dolasan bir sahit gibi” gezinerek tum birikimleriyle yakaladigi “sevgisiz insan insansiz da fotograf olmaz” dedigi gorulesi fotograflari 26 Nisan 2003 tarihine kadar Istanbul Fotograf Merkezi – Fotograf Galerisi’nde gorulebilecek. “Ara Guler Klasikleri” baslikli sergi kapsaminda usta fotografci Ara Guler’in “Bir fotografcidan geriye 100 fotograf kalmasi cok buyuk bir seydir. Hugo’dan geriye ne kalmistir? Cervantes sadece bir roman mi yazmistir; ama sadece Don Kisot kalmistir. Ben 20–30 fotografla insanlarin akillarinda kalirsam kendimi buyuk bir is yapmis sayarim.” sozleriyle nitelendirdigi “Allah”(1956) “Yag iskelesinde is bekleyen hamallar” (1954) gibi klasik olmus fotograflari yer aliyor. Ahmet Taha